Türkiye’deki çeşitli üniversitelerden cinsel taciz ve saldırıyı önleme birimlerinin ağı olan Cinsel Taciz ve Saldırıya Karşı Üniversitelerarası İletişim Ağı bir açıklama yayımlayarak Boğaziçi direnişine destek sundu ve BÜKAK ve BÜLGBTİ+ kulüplerinin çalışmalarına dönmesi gerektiğini belirtti
Cinsel Taciz ve Saldırıya Karşı Üniversitelerarası İletişim Ağı (CTS İletişim Ağı) bir açıklama yayımlayarak, öğrenci topluluklarının varlığının korunması ile akademide özerklik ve özgürlük ilişkisinin altını çizdi.
Boğaziçi Üniversitesi Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu’nun (CİTÖK) yayımladığı açıklamada, BÜKAK ve BÜLGBTİ+ kulüplerinin çalışmalarına bir an önce geri dönmeleri gerektiği vurgulandı.
CTS İletişim Ağı’ndan yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:
Farklı üniversitelerden kadın ve toplumsal cinsiyet çalışmaları öğretim üyeleri ve çalışanları olarak Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan süreci endişeyle takip ediyoruz.
Üniversiteler; akademik özgürlüğün ve bilimsel bilginin sürekli olarak yeniden üretilmesi, geliştirilmesi ve değerlendirilmesi gereken alanlardır. Bu nedenle kampüslerimiz, öğrencilerin herhangi bir ayırımcı muameleye maruz kalmadan, kendilerini güvende hissedebileceği, ifade edebileceği, karşılıklı diyalog kurabileceği platformlar sunmalıdır. Öğrenci toplulukları ve bu toplulukların faaliyetleri, üniversitelerin bağımsız ve dinamik yapısını korumayı amaçladığı gibi, öğrencilerin kendilerini maddi ve manevi olarak geliştirme haklarını da güvence altına almaktadır.
Boğaziçi Üniversitesi’nin gerek Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu (CİTÖK), gerekse BÜKAK ve BÜLGBTİ+ kulüpleri bugüne kadar bizlerin de ufkunu açan pek çok çalışma yürüttüler. Kimsenin cinsiyeti, cinsel yönelimi, cinsiyet kimliği ve ifadesi üzerinden dışlanmadığı; herkesin yaratıcı potansiyelini özgürce ifade edebildiği; anayasa ve uluslararası hukuk nezdinde tanınan temel insan haklarının hayata geçtiği bir Türkiye ve dünya için üniversitelerde yürütülen toplumsal cinsiyet eşitliği çalışmalarının elzem olduğunu düşünüyoruz ve bu çalışmalarda CİTÖK gibi birimlerin ve öğrenci kulüplerinin önemini vurgulamak istiyoruz. BÜKAK ve BÜLGBTİ+ kulüplerinin etkinlikleri ve çalışmalarının pek çok bilimsel araştırmaya da öncü olduğunu, temel hazırladığını, öğrenciler ve öğretim üyelerinin birlikte yayın, konferans ve etkinlik düzenlemeleri için alan açtığını hatırlatmak isteriz.
Üniversite çalışanları ve öğretim üyeleri olarak akademik özerklik ve özgürlüğün kamu yararına bağımsız ve şeffaf bilgi üretmenin bir koşulu olduğuna inanıyoruz. Boğaziçi Üniversitesi’ne çoğulculuğu, çeşitliliğe saygıyı, kapsayıcılığı, bağımsız düşünebilmeyi ve demokratik işleyişin dönüştürücü gücünü gösteren akademik kültürü için çok şey borçluyuz. Bu kültürün yaşamaya devam etmesini çok önemsiyor, BÜKAK ve BÜLGBTİ+ kulüplerinin bir an önce etkinliklerine ve çalışmalarına geri dönmesini bekliyoruz.
Üniversitelerin öğrencilerini her türlü ayrımcılık, taciz ve şiddetten korumakla ve bunun için gerekli önlemleri almakla yükümlü olduğunun altını çizmek istiyoruz. Yükseköğretimde cinsiyetçilik, ayrımcılık, cinsel taciz ve saldırıya sıfır tolerans yaklaşımıyla, üniversitelerimizin kurum politikalarını, eylem planlarını, teşkilat yapılarını ve sundukları hizmetleri acilen gözden geçirmeleri ve gerekli adımları atmaları için tüm üniversite bileşenleri, merkezleri, birimleri, kulüpleri olarak hep birlikte ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz.
Cinsel taciz ve saldırıyı önleme birimlerinden Boğaziçi ile dayanışma 📣👇@bukak_boun @bogaziciLGBTI pic.twitter.com/9Ll4zDMlQN
— Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu (@bucitok) February 16, 2021
Sendika.Org