Ankara’da üç üniversitelinin polis tarafından GBT bahanesiyle kaçırılıp saatlerce alıkonulmasına İnsan Hakları Derneği’nde düzenlenen basın toplantısıyla tepki gösterildi
Ankara’da polis GBT bahanesiyle ayrı ayrı durdurduğu üç üniversiteliyi sivil araçlara bindirerek kaçırdı ve saatlerce tehditlerde bulunup fiziksel şiddet uygulayarak saatler sonra Gölbaşı, Pursaklar ve Sincan’a bıraktı.
Olaya ilişkin kaçırılan üniversiteliler ile hukuk örgütleri, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcilerinin katılımıyla İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenlendi.
Polis tarafından evinin önünden kaçırılıp darp ve tehdit edilerek Gökbaşı’na bırakılan TİP Ankara İl Yöneticisi Ali Berke Ayduğan, yaşadıklarına ilişkin şunları kaydetti:
“Bugün evden çıktığımda kapının önünde üç polis vardı ve GBT yapmak istediklerini söylediler. Bu sırada yanımda iki yoldaşım vardı. Bir yoldaşıma sana birkaç soru soracağız deyip arabaya yöneldiler. Ben de ‘Hayırdır, ne oluyor’ derken apar topar yaka paça arabaya bindirdiler. Arabada tehditlere ve fiziksel şiddete maruz kaldım. Ankara dışına çıkardılar. Ardından Gölbaşı’nda ara bir sokakta arabayı yavaşlatıp, kapıyı açtılar ve ‘Defol git’ diyerek hareket halindeki araçtan beni dışarı attılar. Bizi ölümle tehdit ediyorlar. ‘Arkadaşlarına söyle onları da alacağız. Sokakta dolaşamayacaksınız’ vs. Ne yapmaya çalışırlarsa çalışsınlar hiçbir şekilde geri adım atmayacağız. Bizi sindiremeyecekler. Ankara’da üniversiteli arkadaşlarımızla dayanışmamızı sürdüreceğiz. Bu yüzden ellerinden geleni artlarına koymasınlar.”
Öğrenci Kolektifleri’nden Uğurcan Baynal ise “Sabah saatlerinde GBT bahanesiyle alınıp hemen hemen il sınırı dışına kadar neci olduğunu bilmediğimiz kişilerce, yani istihbaratçı olduğunu tahmin ediyoruz, götürüldük ve tehdit edildik. Bu durum, 90’lı yıllardaki uygulamaların hala güncelliğini koruduğunun kanıtıdır. Ancak yılmayacağız. Kayyumlar gidinceye kadar elimizden gelenin en iyisini yapacak ve direneceğiz” dedi.
Halkevleri Hukuk Sekreteri Av. Sercan Aran, olayı ilk öğrendikleri andan itibaren süreçle ilgili bilgi almak için üç üniversitelinin alındığı yerlere en yakın karakolları aradıklarını belirterek “Ankara Emniyeti’nde Güvenlik Şube, Terörle Mücadele ve ilgili savcılıklarla yaptığımız tüm görüşmeler neticesinde hukuki bir işlem olmadığını, kaybolan üç arkadaşımızla alakalı herhangi bir resmi karar olmadığını öğrendik. Böylece üç arkadaşımızın da kaçırıldığını anlamış olduk” dedi.
Üç üniversitelinin bırakıldıktan sonra kendilerine ulaştığını söyleyen Av. Aran, konuyla ilgili yasal süreç başlattıklarını vurgulayarak şunları kaydetti:
“Buradan da kamuoyuna, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuyoruz. Tabii konuyu araştırıp, suçluları bulup yakalamak isterlerse… Bu olaylar aslında öğrencilerin verdiği haklı mücadelenin haklılığını bastırma çabasıdır. Öğrencilerin haklı mücadelesini hukuk eliyle bastıramayan, sonlandıramayan iktidar, onların savcıları ve kolluk birimi bu tip yöntemlere ülkemizde birçok defa giriştiler. Yakın zamanda da ülkenin dört bir yanında farklı örneklerini yaşadık. Bugün de Ankara’da farklı bir örneğini yaşıyoruz. Bu suçu işleyenler en üst düzeyden alt düzeye kadar kimlerse, bunların bulunup haklarında gerekli tahkikatın yürütülüp cezalandırılmaları için hukuk önünde gereken mücadeleyi vereceğiz. Bu konuda kimsenin şüphesi olmasın.”
İHD MYK Üyesi Nuray Çevirmen ise “Bugün yine kötü bir durumla karşı karşıya kaldık. Ne yazık ki kendini devletin polisi olarak tanımlayan, hukuksuz işlemler yapan ve gerçek anlamda da suç işleyen birileri, üç genç arkadaşımızı yasa dışı bir şekilde alıkoymuşlardır. Bulunmalarına sevinmekle birlikte bunu teşhir etmenin önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi.
Kişi hürriyetini ve özgürlüklerini tehlikeye atan bu davranışın suç olduğunu ve son dört yıldır bu uygulamanın fazlasıyla arttığını belirten Çevirmen, “2017’de 160, 2018’de 150, 2019’da 160 ve 2020’de de çok yüksek sayıda bu tür vakalar gündeme geldi. Ve bunların çok az kısmına ulaşabiliyoruz. Yapılan bu hukuk dışı uygulamaların çok daha fazla olduğunun da farkındayız. Bir an önce bu uygulamalara son verilmelidir” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Bugün Ankara'da 3 üniversitelinin hukuksuzca kaçırılması üzerine İnsan Hakları Derneğinde basın açıklaması düzenleniyor #ÜniversitelilerNerede https://t.co/qHbh9g0Ot9
— toplumsal hukuk (@toplumsal_hukuk) February 18, 2021
Sendika.Org