7 Eylül tarihinde tazminatsız ve bildirimsiz olarak Tur Assist tarafından işten atılan Mesut Toprak, şirketin bağlı olduğu Mapfre Sigorta’nın genel merkezi önünde basın açıklaması düzenledi. Toprak, “Yeni yılı 4 aylık işsizlikle karşıladım, kod 29 ile işten atıldım, işimi geri istiyorum” dedi
7 Eylül tarihinde tazminatsız ve bildirimsiz olarak Tur Assist tarafından işten atılan Mesut Toprak, şirketin bağlı olduğu Mapfre Sigorta’nın genel merkezi önünde basın açıklaması düzenledi.
Açıklamada, “Bugün, yaşadığım mağduriyete çözüm bulabilmek için burada, Mapfre Sigorta önündeyiz. Niye buraya geldik?” diyen Toprak şunları kaydetti:
Çünkü kod 29’la beni haksız yere işten atarak büyük bir mağduriyete ve hak gaspına uğratan Tur Assist, İspanyol Mapfre Grubu’na bağlı MapfreAsistencia’nın Türkiye şirketi olarak hizmet vermektedir. Belki Mapfre Grubu, Tur Assist’i farklı bir tüzel kişilik olarak kabul ediyor, bu açıdan da onların iç işleyişine karışamayacağını iddia ediyor olabilir. Ancak bu iki şirket arasındaki bağı uzun uzun anlatmak gereksiz, sadece Tur Assist’in sitesine girdiğinizde daha logosunda “bir Mapfre şirketi” yazdığını gördüğünüzü söylemek yeterli.
“İşten çıkarmanın yasak olduğu zamanlarda kod 29 ile işime son verildi”
İşten çıkarma yasağının ardından firmaların elinde tek istisnanın madde 25/2 kaldığını belirten Toprak sözlerini “Ben bu maddenin mağduruyum ama biliyorum ki özellikle salgın döneminde bu madde ile işinden atılan tek kişi ben değilim. Yüzlerce belki binlerce çalışanın, sadece firmanın yargısına dayanarak kod 29 gibi çok ağır bir madde ile iş akdi feshedildi. Şundan eminim ki benim çalıştığım firma işten çıkarma yasağı olmasaydı beni kod 29’la değil farklı bir madde ile işten çıkaracaktı. Çünkü gerçekte kod 29 kapsamına giren, ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı hiçbir davranışım bulunmamaktadır” diye sürdürdü.
Kod 29’un salgın dönemlerinde bir istisna değil de işten atmanın temel ve firma için temiz bir yolu olarak kullanıldığını ifade eden Toprak, şu bilgileri de verdi:
Kod 29’un mağduru sadece beş kişi; on kişi değildir. Yüzlerce çalışan salgın döneminde bu haksızlığa maruz kalmıştır. İşte, örneğin, Sözcü Gazetesi, 4 Ocak tarihli haberinde, işten çıkarma yasağı uzadı, kod 29 yüzde 70 arttı ifadelerini kullanmaktadır. Kod 29 olmadan da firmalar, kendi çıkar ve ihtiyaçları doğrultusunda rahatlıkla haklı fesih dosyası oluşturabilirler. Ancak kod 29 adeta firmalara altın tepside sunulmuş bir hediye gibidir. İşveren ve işçi arasındaki bu dengesizlikten dolayı, haklı fesih iddialarına öncelikle kuşkuyla bakmak her iş hukukçusunun görevidir.
Toprak madde 25/2’nin iptal edilmesini talep ettiği açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı:
Son olarak şunu söylemek isterim: Kod 29 damgalayıcı ve işten atılmayı iliklerinize kadar hissedeceğiniz bir fesih yoludur. İstisnai bir kullanımı olması gerekmesine rağmen salgın döneminde çok sık başvurulan bir yol olmuştur. Bugün belki bu hükümden haksız yere işinden atılıp mağdur olan yüzlerce kişi vardır ancak salgın uzadıkça bu sayı binlerle ifade edilmeye başlanacaktır. Yani bu sadece benim değil, özel değil, genel bir sorundur. Böyle bir sorun ilerleyen dönemde firmalara hukuki yollarla geri dönecek ve onları da zorlayacak bir hal alacaktır.
Sendika.Org