Üniversiteli kadınları ve LGBTİ+’lar “Kadın üniversitesi istemiyoruz” diyerek, açıklama yayımladılar. Açıklamada, kadın üniversitesinin ne olduğunu anlatarak, taleplerini sıraladılar. Üniversiteliler, “Üniversitelerde AKP’ye, YÖK’e, kayyumlara, sivil polislere, ÖGB’lere yaşamın hiçbir alanında da erkek egemen zihniyete geçit vermeyeceğiz” diyerek açıklamayı sonlandırdı
Üniversiteli kadınlar ve LGBTİ+’lar “Kadın üniversitesi istemiyoruz” diyerek bir açıklama yayımladılar. Açıklamada kadın üniversitelerinin ne olduğunu anlatarak, taleplerini sıraladılar.
Açıklamanın başında, “Biz kadınlar ve LGBTİ+’lar hayatın her alanında var olabilmek için mücadele etmek zorundayız çünkü erkek egemen zihniyetin her an bizleri ikincilleştirdiği saldırılarla karşılaşıyoruz. Şimdi de bizleri toplumdan izole edip ikincilleştirecek, hâlihazırda var olan cinsiyetçi eğitim kalıplarını derinleştirecek yeni bir saldırıyla karşı karşıyayız: ‘KADIN ÜNİVERSİTELERİ.’ Esasında AKP’nin ‘makbul kadın’ yaratma çabası ve kendi kadın kadrosunu oluşturabilmesi için gündemleştirilen kadın üniversiteleri AKP’nin kadın düşmanı politikalarının toplumun her alanına nüfuz edebilmesi için yeni bir zemin niteliğinde” denildi.
Açıklamanın devamında kadın üniversitelerinin ne olduğu şöyle anlatıldı:
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın G20 zirvesi için gittiği Japonya’da kendisine Fahri Doktora unvanı veren üniversitede yaptığı konuşmada ‘Kadın Üniversitelerini incelemek suretiyle ülkemde de bunun adımını atacağız’ diyerek Türkiye’de de Kadın Üniversiteleri kurulması için YÖK’e talimat verildi. G-20 zirvesinde 19 ülkeye ev sahipliği yapan Japonya’nın, kadın-erkek eşitliği konusunda diğer ülkelerle yarışacak düzeyde geri kaldığı bilinen bir gerçek. Japonya’da 1860’lara dek hüküm süren Samuray geleneğine göre kadının yeri evi ve yalnızca ‘annelik’ sıfatıyla var olabileceği üzerine. Kadın üniversiteleri de tam olarak bu geleneği besleyebilmek ve ‘Japonya’yı yönetecek erkeklerin yetişmesine yardımcı olmak’ amacıyla açılan üniversiteler. Bugün geldiğimiz koşullarda da Japonya’da her yıl binlerce nitelikli üniversite mezunu kadın, cinsiyet ayrımcılığı veya psikolojik şiddetten dolayı işten ayrılmak zorunda kalıyor.
Kadınların yükseköğretime katılımlarının önündeki engellere iktidar tarafından bir çözüm olarak sunulan kadın üniversiteleri, cinsiyet rollerinin ve kalıplarının eğitim sisteminin kodları haline gelmesini meşrulaştırmanın bir yolu aynı zamanda. AKP muhafazakâr kadın düşmanı politikalarıyla ‘itaat etmeyen kadınları’ ve genelinde üniversite gençliğini Kadın Üniversiteleri projesiyle istediği hale getirebileceğini düşünüyor. Yani iktidarın söylediğinin aksine kadınları akademide var edebilmek için değil itaatkâr kadın modelini oluşturabilmek aynı zamanda ucuz iş gücü kapasitesini de arttıracak bir proje olarak önümüzde duruyor.
Açıklamada taleplerini şöyle sıraladılar:
İkincilleştirilmediğimiz, izole edilmediğimiz erkek akıl tarafından tecrit edilmeye çalışılmadığımız üniversiteler istiyoruz!
Kadın üniversitesi, kadınları ve LGBTİ+’ları toplumsal alandan öteleyerek tecrit eden bu şekilde kadınları ve LGBTİ+’ları daha kolay denetlemenin ve kontrol etmenin yollarını arayan iktidarın yeni bir yöntemi. Kadın Üniversitelerinde açılan bölümler ev ekonomisi, gündelik yaşamda estetik, anne ve çocuk sağlığı, hemşirelik gibi kadınlara yüklenen roller üzerinden eğitim vermekte. Kadınlar bu üniversitelerden mezun olduklarında aldıkları diploma, aslında ‘ev kadını’ olması için verilmektedir. Üzerimizde kurulmaya çalışılan toplumsal normlarla kendi seçimlerimizle tercihlerde bulunacağımız bir eğitim hayatı istiyoruz.
Erkek şiddetinin sorumlusunun kadınlar olmadığı, güvende olduğumuz üniversiteler istiyoruz!
‘Kadın üniversitesini tercih etmeyenler kadınlara yönelik her türlü erkek şiddetinden sorumludur.’ algısını yayacak bir aklı kabul etmiyoruz. Üniversite içinde açığa çıkan bütün erkek şiddeti olaylarında faili gizleyerek sorumluyu kadın ilan eden aynı zamanda kadınlar eğer tacize uğramak istemiyorsa belli sınırlar içerisine mahkûmdur düşüncesini doğrudan meşrulaştıran bir proje olan kadın üniversitesi çözüm değildir. Güvenli üniversitelerin oluşabilmesi için üniversite içi mekanizmaların etkin hale getirilmesini ve kadınların ve LGBTİ+’ların kendilerini özerk olarak var edebileceği alanlar istiyoruz.
Cinsiyetçi, heteronormatif bir eğitim değil toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı üniversiteler istiyoruz!
Kadın üniversitesi, cinsiyet kimliklerinin ikiye indirgendiği, bu ikiliğin beslendiği ve heteronormatif kalıpların dışına çıkan bütün kimliklere yönelik ayrımcılığın, nefretin meşrulaştırıldığı bir projedir. Akademide nefret söylemleriyle değil kendi kimliğimizle var olmak istiyoruz.
Bilgi üretim süreçlerinin erkek egemen akıldan çıkarılmasını istiyoruz!
Erkek egemen bilginin üretildiği ve dolaşıma girdiği üniversiteleri kabul etmiyoruz. İktidarın çıkarları uğruna değil kadınların ve LGBTİ+’ların özgürce bilim, sanat üretebileceği her türlü sosyal, kültürel ve politik faaliyetlerin yapılabildiği bir üniversite istiyoruz.
Açıklamanın sonunda, “Bize çizilen sınırları kabul etmeyen kadınlar ve LGBTİ+’lar olarak özgür bir yaşam için mücadele ediyoruz. Üniversiteli kadınların özgürleşme alanı olan üniversiteyi AKP’ye bırakmayacağız. Başta üniversiteli kadınlar olmak üzere tüm itaat etmeyen kadınları mücadeleye çağırıyoruz çünkü biliyoruz bizim dayanışmamız karşısında baskıların bir hükmü yok. Üniversitelerde AKP’ye, YÖK’e, kayyumlara, sivil polislere, ÖGB’lere yaşamın hiçbir alanında da erkek egemen zihniyete geçit vermeyeceğiz” denildi.
Bizleri “makbul kadın” sınırlarına hapsetmeye çalışanlara karşı cevabımız net. Kadın üniversitesi istemiyoruz!
AKP’ye, YÖK’e, kayyum rektörlere, yaşamın hiç bir alanında da erkek egemenliğine geçit vermeyeceğiz!⬇️ pic.twitter.com/44kNA3mycT
— Kadın Üniversitesi İSTEMİYORUZ! (@_istemiyoruz) January 29, 2021
Sendika.Org