Pek çok müzisyen gibi güvencesiz çalışan ve pandemi sürecinde işsiz kalan müzisyen Serenay Giray, bu süreçte yaşadığı sıkıntıları Sendika.Org’a anlattı. Giray “COVID aslında var olanı bir krizi iyice açığa çıkardı ve biz bu süreçte COVID’den ölmekle açlıktan ölmek arasında tercih yapmak durumunda kaldık” diyor
Serenay Giray, yaklaşık 24 yıldır piyano ve keman öğretmenliği yapıyor. Kendisi kayıt dışı ve güvencesiz çalıştığı için pandemi süreci ile birlikte işyerinin kapanmasından dolayı işsiz kalmış bir müzisyen.
Az sayıda Saray destekli müzisyenin kamu kaynaklarıyla ihya edildiği, diğer müzisyenlere de proje sunup kendilerini ispatlamaları halinde 1000 TL’lik destek gibi utanç verici önerilerin getirildiği koşullarda müzisyenlerin büyük çoğunluğu gibi imkânsızlıklarla karşı karşıya.
Giray, pandemi sürecinde yaşadıklarını Sendika.Org’a anlattı. “Bu süreçte müzik kurslarında çalışan ya da özel ders veren öğretmenler, müzisyenler işsiz kaldı. Ben de onlardan biriyim. Normalde zaten güvencesiz çalışıyoruz ama pandemiyle birlikte tamamen işsiz kaldım” diyen Giray pek çok müzisyeni işsizlik, açlık, hatta intihar noktasına getiren süreci kendi deneyimi üzerinden şöyle özetliyor:
Çalıştığım kurum kapandı. Gittiğim özel dersler COVID sebebiyle iptal oldu. Hiç para kazanmadan kira ödemek durumunda olduğum bir sürece girdim. Tabii ki çok zor oldu. Bir yerden yardım falan da alamadım. Sadece üyesi olduğum Halkevleri’ndeki arkadaşların yardımıyla biraz geçimimi sürdürebildim. Bu dönemde müzisyenler işsiz kaldı. İstanbul Kadın Orkestrası’nda çalıyordum, konserlerimiz vardı, hepsi iptal oldu.
Müzisyenlerden söz edilirken sahne arkası emekçileri genelde arka plana atılıyor ama aslında büyük bir sektör. İntihar eden müzisyenler de oldu. Bu süreçte sektörde çalışan tüm arkadaşlarla beraber işsiz kaldık. Biz bu COVID krizini biraz da açlık krizi olarak değerlendiriyoruz. COVID’den ölmekle açlıktan ölmek arasında tercih yapmak durumunda kaldık.
Giray, bu süreçte yasaklamalarla müzisyenleri iş yapamaz hale getiren devletin kendilerine bir koruma sağlamadığına da dikkat çekiyor. Giray, Saray’daki şatafata kaynak ayrılabilirken açlığa itilen müzisyenlere kaynak aktarılamamasına tepkili:
Devlet tarafından açlığa mahkum edildik, devlet bize hiçbir güvence sağlamadı. Sağlayamaz mıydı? Tabii ki sağlayabilirdi. Biliyoruz ki Saray’ın bir günlük gideri 59 milyon ve onbinlerce asgari ücrete eşit. Oradan bize bir ödenek çıkartılabilirdi faturalar durdurulabilirdi ama bunların hiçbirisi yapılmadı.
Kendi başımızın çaresine bakmak zorunda kaldık. Çok zorlanıyoruz, Mart ayından beri böyle. Çok da uzun bir zaman oldu ve bu süreci yine böyle para kazanmadan, kira ödeyerek, fatura ödeyerek, insanlardan destek alarak yani kendi sosyal çevremizin desteği ile ayakta kalmaya çalışıyoruz. Süreç ilerledikçe de dayanma eşiğimiz daha da düşüyor.
Giray müzisyenlerin yaşadığı çöküntünün sadece maddi değil aynı zamanda psikolojik bir çöküntü olduğunu vurguluyor:
Ben annem ile yaşıyorum ama onun da bir geliri yok. Kaldığımız evin kirası 2 bin TL. Arkadaşlarımın desteği ile idare etmeye çalışıyorduk ama artık geldik yeni seneye, Ocak ayındayız ve artık idare edemiyorum. Sadece maddi olarak değil psikolojik olarak da çok yıpranıyoruz. Sosyal çevremiz çok daraldı, mesleğimi yapamayınca kendimi atıl durumda hissetmeye başladım. Ben sahneye çıkıyordum ve o motivasyondan da çok uzak kaldım, zaten bu maddi süreç beni çok zorluyor, kötü hissettiriyor. Kimi müzisyen arkadaşlar gibi intihar etme noktasında değiliz belki ama çok zorlanıyoruz.
Sendika.Org (Ceylan Bulut)