Trakya Üniversiteli Kadın Kolektifi, Edirne'de 25 Kasım eylemi sonrası polisin üniversiteli kadınları ifadeye çağırarak muhbirlik teklif etmesi ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Üniversiteli kadınlar "Hukuksuzca yapılan bu baskı politikaları bizleri yıldıramaz. Kadınların haykırışlarını duyurmaktan asla vazgeçmeyeceğiz" dedi
Edirne polisi, üniversiteli kadınları 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü sonrası “bilgi almak” üzere ifadeye çağırarak avukat olmadan ifade vermeye zorlamış ve muhbirlik teklif etmişti. Üniversiteli Kadın Kolektifi bu durumu daha sonra yayımladığı “Kadınların isyanını engelleyemezsiniz” başlıklı yazılı açıklama ile teşhir etmişti.
25 KASIM SONRASI EDİRNE POLİSİNDEN ÜNİVERSİTELİ KADINLARA MUHBİRLİK TEKLİFİ
Üniversiteli kadınlar bugün de (24 Aralık) saat 18.30’da KESK Edirne Şubesi’nde bir basın açıklaması gerçekleştirerek “25 Kasım engellenemez” dedi. Basın metnini Trakya Üniversiteli Kadın Kolektifi’nden Ece Uslu okudu. Uslu, 25 Kasım’da neden sokağa çıktıklarını anlatarak başladığı açıklamada şunları söyledi:
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele gününde Trakya Üniversiteli Kadın Kolektifi olarak, taciz ve tecavüzün her geçen gün katlanarak arttığı, erkek egemen iktidarın ise buna çanak tuttuğu sistemde bizler şiddete, tacize, tecavüze, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve baskılara karşı ses çıkarmak için sokaktaydık. Pandemi döneminde şiddet failleriyle aynı evlere kapanmak zorunda kalan, 24 saatlik ev içi bakım emeği yükünün altında ezilen, her gün daha çok öldürülen ve katilleri cezasız kalan kadınlar için bir kez daha sesimizi yükseltmek için oradaydık. Üniversiteli kadınları kendi ideal kalıplarına sokmak için kadın üniversiteleri projesini hayata geçirmeye çalışan iktidara karşı eşit, özgür, feminist üniversite talebimizi yineledik.
“Her gün kadınlar taciz ediliyor ve öldürülüyorken atıl kalan iktidarın kolluk kuvvetleri konu 25 Kasım günü bu taciz ve ölümlere ses çıkarmaya gelince tüm gücünü bizleri korkutmak için kullanıyor” diyen Uslu, yaşananları şöyle anlattı:
15 Kasım 2020 tarihinde üç arkadaşımız polis tarafından aranarak ifadeye çağrıldı. Telefonda, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü ile ilgili savcının soruşturma başlattığını ve konuya dair ifadelerinin alınacağı söylendi. Ertesi gün arkadaşlarımız emniyet müdürlüğüne gittiğinde 25 Kasım’da kullanılan pankart ve dövizlerin asılmasıyla ilgili sorular sorulacağını söylediler. Ancak ne 25 Kasım’a katılmak ne de kadınların haykırışlarını duyurmak suçtur.
“İfadeler yanlarında avukat olmadan alındı”
Arkadaşlarımız ifadeden önce barodan avukat talep etmek istediklerini belirtti. Fakat kendilerine sanık veya şüpheli olmadıkları, ifadenin yalnızca bilgi alma tutanağı adı altında yapılacağı ve bilgi veren sıfatıyla barodan avukat talep edemeyecekleri söylenerek avukat hakları engellendi. Kişiler için dava açılabilecek bir soruşturmada, arkadaşlarımızın ifadeleri yanlarında avukat olmadan alındı. Bilgi veren sıfatıyla aldıkları ifade sırasında arkadaşlarımıza yönelik suçlayıcı ithamlarda bulunuldu. Bağırarak ve tehdit ederek psikolojik baskı uygulandı. Arkadaşlarımıza hukuksuzca suçlu muamelesi yapıldı.
“Muhbirlik teklif edildi”
İfade sonrasında ayrı odalara alınarak kayda geçirilmeyen sorular soruldu ve birbirleri aleyhinde bilgi vermeye zorlandılar. 25 Kasım ve 8 Mart gibi günlere katılmamaları yönünde psikolojik şiddete maruz kaldılar. Böyle bir katılımın tekrarlanması durumunda ailelerine haber verileceği ve gözaltına alınacakları şeklinde gözdağı verildi. Kendilerine telefon numarası verilmek istenerek muhbirlik teklif edildi. Ardından üç arkadaşımız daha aranarak ifadeye çağırıldı.
“Baskıların nedenini biliyoruz”
“Uzun süredir Trakya Üniversitesinde yürütülen kadın hareketine karşı baskılar sürüyordu. ‘İfade’ adı altında yürütülen bu sürecin kadın hareketini yıpratmak ve 8 Mart, 25 Kasım gibi günlerde kadınları engellemek amacıyla yapıldığının farkındayız. Bu yüzden bilmeliler ki bizim mücadelemiz bütün kadınlar kadar gerçek ve meşrudur. Her gün kadınlar öldürülürken, şiddete, tacize tecavüze uğrarken sessiz kalmak beklenemez. Biz kadınların mücadelesi patriyarka yıkılana kadar dur durak bilmeyecek.
İktidar temellerinden sallanıyor. Memleketin ve kendilerinin bekalarını eşit tutarak memleketi de büyük bir krize soktu. Sonunun yaklaştığını gören iktidar en ufak demokratik talepten bütün kadınların haklı isyanına kadar her alana gözü dönmüşçe saldırıyor. Bu saldırıları yapmak zorunda olduklarını biliyorlar. Eğer dururlarsa yıkılırlar. Bu sebepten gerçek, meşru ve militan mücadelemiz iktidarı durduracak ve bu adi düzeni yerle bir edecektir. Yeni bir dünya kadınların ellerinde şekillenecektir.
Uslu, açıklamayı “Kadınların isyanını engelleyemezsiniz. Hukuksuzca yapılan bu baskı politikaları bizleri yıldıramaz. Kadınların haykırışlarını duyurmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Direniyoruz ve kazanacağız!” diyerek sonlandırdı.
Kadınların isyanını engelleyemezsiniz. Hukuksuzca yapılan bu baskı politikaları bizleri yıldıramaz. Kadınların haykırışlarını duyurmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Direniyoruz ve kazanacağız!#25KasımEngellenemez #trakyaükk pic.twitter.com/QXB0iHavNa
— Trakya Üniversiteli Kadın Kolektifi (@trakyaukk) December 24, 2020
Sendika.Org