Stakhanov hareketinin yenilgisi Stalin’in ne kadar yanıldığını gösterdi. Elbette sosyalistler yönetimin burjuva uzmanlardan kendi ellerine geçmesini sağlayacak bilgiye ulaşmalıydılar, ancak burjuva uzmanın yerine Bolşevik birini atamak bürokrasiyi yok etmez, sadece meşrulaştırır. Olması gereken, işçi sınıfı teknik ve yönetim bilgisini eline aldıkça, işletme yönetimleri müdürlerden, işletme demokrasisinin bir ifadesi olan işçi komitelerine kaymalı, sosyalist demokrasinin yeni formları yaratılmalıydı
1935 yılı ağustos ayının son günleriydi ve Ukrayna Donbass maden havzasında bir köyde, bir maden işçisinin evinde, üç adam tartışıyorlardı. Misafirlerden birisi, yakındaki maden ocağının parti sorumlusu olan madenci Konstantin Petrov’du. Henüz 25 yaşında olan Petrov, daha önce 25 binlere katılmış, sonra da bu madenlere parti aktivisti olarak gönderilmişti. Ev sahibi ise, madendeki kazıcılardan Alexi Stakhanov’du. Hani burjuvazinin, bürokrasinin ve emperyalizmin nefret objesi maden işçisi Stakhanov.
O dönemde madenlerde en büyük sorun, işçi verimliliğinin artırılması idi. Bürokrasi, verimliliği artırma yolu olarak işçilerin daha yoğun ve uzun çalıştırılmasını görüyordu. Bu olgu daha 1932’lerden sonra sanayinin şefleri ile Sovyet liderliği arasında bir çatışmayı körükler. Sanayi şeflerinin tek bildiği, çoğu Taylor’dan alınmış yöntemlerdi. İşçilerin iş hayatını parça başı ücretlerle ya da daha uzun çalışma saatleri ile cehenneme çeviriyorlardı. Devrimin ilk yıllarında ve o dönem için Lenin’in taylorizm hakkında söylediği ve yalnızca o dönemin koşullarında anlaşılması gereken bazı sözleri, bürokrasi kendi politikalarını desteklemek için dogmatik biçimde kullanıyordu.
Yoğun çalışmaya dayanamayan işçiler fabrikaları, madenleri terk ediyor, verimlilik ve üretim yerinde sayıyor, bazı durumlarda yerlerde sürünüyordu. İşçi grevleri oldukça yaygındı. Ülke bir tarafında işçilerin, bir tarafında sanayi bürokrasisinin ve üçgenin diğer tarafında ise sovyet liderliğinin yer aldığı bir çatışmaya doğru gidiyordu. Bürokrasi verimlilik sorununu işçiler zararına çözmek istiyor, sovyet liderleri ise bürokrasiyi, yeni bilimsel sosyalist ruha uygun üretim yöntemleri geliştirmemekle suçluyordu.
Devrim ertesi özellikle Moskova, Leningrad gibi sanayi merkezlerinde fabrika yönetimleri işçi komitelerinin eline geçmiş, ama işçilerin bilinçsiz olması, modern yönetim tekniklerini bilmemesi vb. sonucu bu işletmelerde verimlilik hızla düşmüş, bunun sonucu profesyonel burjuva yöneticiler tekrar göreve çağrılmıştı. Fabrika komiteleri, sendika komiteleri vb. hala vardı ama onlar işçilerin tatil, sağlık eğitim, konut vb. sorunları ile ilgilenen birimlere dönüşmüş, sanayinin, en küçük birimden bakanlıklara kadar yönetimi bürokratlara kalmıştı. Bu ise ülke çapında bir gerilim ve çatışma ortamı doğuruyordu. Sovyetler 1930’lar anaforuna doğru sürükleniyordu. Bu anaforun en önemli dinamiği işçiler, bürokrasi ve parti arasında giderek şiddetlenen çelişkilerdi.
Stalin bu sorunun oldukça farkında idi. Daha 1931’de yaptığı fabrika müdürleri hakkındaki bir konuşmada, işletmelerde bir ‘yönetim’ sorunu olduğunu tespit ediyordu. İkinci olarak hükümetin sanayileşme çabasında bürokrasinin bir engel olduğu tespitini yapıyordu. Çözüm olarak ise, Bolşeviklere ve komünist işçilere teknolojiyi ve işletme bilimini öğrenme çağrısı yapıyor, Çarlık döneminden kalma burjuva uzmanların çürütücü etkisinin ancak böyle kırılabileceğini savunuyordu. Stakhanov hareketinin yenilgisi Stalin’in ne kadar yanıldığını gösterdi. Elbette sosyalistler yönetimin burjuva uzmanlardan kendi ellerine geçmesini sağlayacak bilgiye ulaşmalıydılar, ancak burjuva uzmanın yerine Bolşevik birini atamak bürokrasiyi yok etmez, sadece meşrulaştırır. Olması gereken, işçi sınıfı teknik ve yönetim bilgisini eline aldıkça, işletme yönetimleri müdürlerden, işletme demokrasisinin bir ifadesi olan işçi komitelerine kaymalı, sosyalist demokrasinin yeni formları yaratılmalıydı.
Sovyet liderliği bu sorunun çözümü için işçilere gitmeyi, onların inisiyatiflerini kullanmayı, dahası işletme yönetimlerinin fabrika bürokrasisinden doğrudan işçi komitelerine geçmesi için gereken politikaları gündemine almak yerine, daha solcu, sosyalist, Bolşevik yöneticiler yetiştirmeyi planlıyordu. İşçiler ile, işçiler adına hareket eden parti, sendika, kurum vb.’ler arasındaki çelişkilerin sosyalist devrim sonrası başat bir çelişki oynayabileceğini ve bu çelişkinin işçiler yararına çözülmesi için yeni politikalar geliştirilmesi gerektiğini anlayamamışlardı.
Biz yine yukardaki toplantıya dönelim. Parti sorumlusu olan Petrov’un bölgeye ilk geldiğinde verimlilik konusunda yaptığı ilk iş işçilere gitmek oldu. 600 tane işçiye bir mektup göndererek bu konuda ne yapılabileceğini ve önerilerini sordu. Parti komitesine üretimin artırılması konusunda işçiler arasında bir yarışma açılması kararını kabul ettirdi. Dahası, madende örnek sayılan işçilerle teke tek görüşmeler yapıyordu. Yukarda sözünü ettiğim tarihi toplantının yapıldığı ev, ocağın en çalışkan işçilerinden Alexi Stakhanov’un eviydi. Petrov sorunun çözümünü işçilerle çalışmakta, onların inisiyatifini açığa çıkartmakta bulmuştu.
Alexi Stakhanov, Orel bölgesindeki köyünden 1927 yılında ayrılmış ve biraz para biriktirip sonra köyüne dönme umudu ile Donbass maden ocaklarına gelmişti. Ancak, daha sonra orda tanıştığı bir Roman kızı ile evlenmiş ve o bölgeye yerleşmişti. Ocağın en çalışkan işçilerindendi. Komünistlere sempati duyuyordu ama parti üyesi değildi. Son birkaç aydır yeni model havalı çekiçlerle çalışıyorlardı ve ortalama işçinin 5-7 ton kömür çıkardığı 6 saatlik vardiyada (Sovyetlerde madenlerde çalışma vardiyaları 6 saat idi) 9-10 ton kömür çıkarıyordu.
Petrov verimliliği nasıl artırabilecekleri konusunda Stakhanov’un fikrini almaya gelmişti. Ocakta sekiz madenci çalışıyorlardı. Hepsinde havalı çekiç vardı ve çekiç için gereken hava pompasını da herkes kendisi kullanmak zorunda idi. Stakhanov, Petrov’a, ocakta sekiz madencinin çok fazla olduğunu, o dar alanda birbirlerini engellediklerini, eğer ocakta sekiz kazıcı yerine bir kazıcı ve iki tane de hava pompasını kullanan işçi olursa üç işçi ile daha fazla üretim yapabileceklerini söyledi. Petrov sordu: “Ne kadar fazla?” Stakhanov “Mesela ben en az 100 ton üretirim” dedi. Ertesi gün bunu denediler. Üç kişi bir de gözlemci olarak Petrov ocağa yalnız girdiler ve Stakhanov ve hava makinası kullanan iki arkadaşı bir vardiyada (tam olarak 5 saat 45 dakikada) 102 tondan fazla kömür çıkardılar. Daha önceki 8 işçinin toplam üretimi ise 50 ton civarı idi. 3 kişi sekiz kişinin iki katı üretim yapmıştı. Stakhanov efsanesi böyle doğar.
Stakhanov hareketinin tarihini yazan burjuva tarihçi Lewis Siegelbaum, Stakhanov’un bir Charles Taylor olmadığını söyler. Elbette değildir, Taylor burjuvazi için işçilerden daha fazla yağ çıkarmanın uzmanı idi. Stakhanov ise işçilerin üretimi nasıl örgütleyebileceğinin bir örneği oldu. İşçilerin işletmeleri yönetmek için bürokratlara ihtiyaç duymadığının, kendilerinin işi daha verimli organize edebileceklerinin bir ispatı idi. Sovyet bürokrasisinin Stakhanov’dan nefret etme sebebi budur. Onların gözde uzmanı burjuva işletme uzmanı Taylor’du. Ama ikiyüzlülükle, Stakhanov’u aşağılamak için Taylor’a olan nefreti kullandılar, hala da kullanıyorlar. Burjuva medyanın sürekli kustuğu Stakhanov nefretinin kaynağı Sovyet bürokrasisidir.
Sovyet liderliğinin sanayi bürokratlarını yeni üretim metotları bulamamakla eleştirdiği ve çatışmaların yoğunlaştığı bir dönemde, Petrov ve Stakhanov, işçilerin işletmeleri daha verimli ve sağlıklı olarak, üstelik işçileri ezmeden yönetebileceklerini göstermişlerdi.
Ve kıyamet koptu. Stalin ve çevresinin desteğini de arkalarına alan yeni bir işçi inisiyatifi, ekonominin hemen her alanına hızla yayıldı. Sanayinin hemen her biriminde işçiler kendi inisiyatiflerini kullanarak yeni üretim örgütlenmeleri geliştirdiler. Öyle ki birkaç hafta içinde işçiler hem de sanayinin farklı alanlarında öyle verimlilik rakamlarına ulaştılar ki Stakhanov’un başarısı bile oldukça mütevazı kalmıştı. Daha iki hafta geçmeden, İzotov 6 saatlik vardiyada 240 ton üretim sağlayarak Stakhanov’un rekorunu katladı. Bu durum hızla diğer sektörlere de yayıldı. İlk üç ay içinde otomobil sektöründen, ayakkabı işletmelerine, tekstil fabrikalarına vb. üretim rekorları kırıldı.
Aynı yılın Kasım ayında yapılan Stakhanovistler kongresinde yaptığı konuşmada Başbakan Molotov, bu işçilerin hemen hepsinin köy kökenli olduklarının, Stakhanov dahil hiçbirisinin Komünist Parti’ye henüz üye olmadıklarının altını çizer. Bu tabandan gelen bir işçi inisiyatifidir ve desteklenmesi gerekir. Aynı kongrede Stalin’in yaptığı konuşma bu konuda Sovyet liderliğinin tavrını oldukça iyi özetlemektedir.
Stalin’e göre bu hareketin ilk özelliği bürokrasiden bağımsız ve alttan gelen bir hareket olmasıdır. Dahası der, bu hareket bürokratlara rağmen ve ona karşı mücadele ederek gelişen bir harekettir. Bu konuda Molotov, Sibirya’da bir ağaç işleme fabrikasında çalışan ve ilk önerileri yöneticiler tarafından engellenen, buna rağmen diğer işçilerle gizlice örgütlenip verimliliği artırma çalışmalarında başarılı olan bir işçinin örneğini verir. Konuşmasında Stakhanovcuların “emeğin yeni ve daha yüksek bir organizasyonunu’’ yarattıklarını söyleyen Molotov, onların başarısının “aşırı çalışmada değil” ama “emeğin uygun bir işbölümü, … işte uzmanlaşma, … kompleks makinalarla yapılan işin ona uygun bir düzende organizasyonu”nda yattığını belirtir. (What is Stakhanovism, Molotov, sayfa 23)
Stakhanov hareketi, Tomsky yönetimine karşı genç işçilerin sendikal hareket de başlattığı, tabandan gelen ve Stalin çevresi tarafından bürokrasiye karşı mücadelede desteklenen bir dizi inisiyatiften birisidir. Yukarıda da belirttim gibi, ülke, parti liderliği, bürokrasi ve emekçiler arasında giderek şiddetlenen bir iç çatışmaya doğru sürükleniyordu. Stakhanovculuk bu süreçte gelişen bir işçi inisiyatifidir. Stakhanovcular kongresinde hem Stalin hem de Molotov tarafından bu özellikle vurgulanır ve bu inisiyatifin parti tarafından her aşamada ve düzeyde desteklenmesi istenir.
Ancak bu hareket 2-3 yıllık bir sürede yenilgiye uğradı. Parti liderliği, bürokrasiye büyük darbeler vurmasına rağmen, Yezhov döneminin sonunda, bürokrasinin bazı kanatları ile uzlaşmak zorunda kalmış, yok olmaktan ancak böyle kurtulabilmişti. Sonuç biliniyor, Stalin’in ölümü sonrası var olan denge de yok oldu ve ülke tamamı ile bürokrasinin eline geçti ülke hızla kapitalizme doğru kaydı ve geriye Stakhanovculuk gibi işçi inisiyatifleri ile, tabandan gelen işçi hareketlerine karşı olan derin bir nefret kaldı. Kapitalizme gidişin mekanizmaları ayrı bir tartışma konusu ama bu makale bağlamında şu soruyu sormamız gerek: Özelde Stakhanovculuk genelde Bolşevikler bürokrasiye karşı neden zafer kazanamadılar? Neden yenildiler?
Bürokrasi Stahhanovculara karşı birkaç silah ileri sürdü ancak bürokrasi olarak aslında bu işçi inisiyatifini yok edecek gücü yoktu. Önce bu başarının özünü saklamaya ve Stakhanovcuların aşırı çalışma ile bu başarıları elde ettiklerini iddia etmeye çalıştılar. Bu şekilde geri bilince sahip işyerlerinde, işçileri Stakhanovculuk adına yoğun çalışmalara zorladılar. Günümüzde bile Stakhanovcu harekete saldıranların büyük çoğunluğu hala Stakhanovculuğun yoğun ve uzun çalışmak olduğuna inanır.
Ama yaptıkları daha da kötü şey, bu gelişmeleri işçileri bölmek için kullanmak oldu. Yukarıdaki Stakhanov örneğini ele alalım. Orada 8 işçi aynı makinalarla aynı işi yaparken, Stakhanov sonrası birisi kazıcı olarak çalışırken, iki işçi artık kazıcı değil ama hava makinası kullanıyordu. Stakhanov’un ücretini artırırken onlarınkini düşürürseniz işçiler arasında düşmanlık yaratırsınız. Ya da maden üretiminin yüzde 400 artığı bir ortamda, o madendeki destek işlerinin (mesela tünel için gerekli kalas üretiminin) aynı kalmasını sağladığınızda yeni verimlilik birden anlamsızlaşır. Yeteri kadar kalas yoksa kazıcıların verimliliği işe yaramaz ve üretim miktarını kalas miktarı belirlemeye başlar. Buna benzer bir sürü küçük numara her tarafta denendi. Ancak tüm bu önlemler kesin zafer kazanmak için çok zayıf şeylerdi. Bürokrasiye zaferi veren en önemli şey, Stalin ve çevresinin yukarıda bahsettiğimiz yanlış ve determinist işletme yönetimi politikaları oldu.
Stalin liderliğinin en büyük hatası Stakhanovcu işçilere verilen bireysel teşvik sistemi ve onların bireysel yönetici atanıp bürokrasi sınıfına geçirilmeleridir. Olması gereken bireysel teşvikler yerine o işletmedeki tüm işçilerin ortak olarak teşvik edilmesi idi. Dahası ileri emekçilerin yönetici olarak atanması onların emekçilerden koparılması demektir. Olması gereken yönetimin bireysel uzmanlardan fabrika komitelerine doğru geçmesi idi. Teşvik sistemi ise verimlilik artışının tüm işçilerin toplam ücretlerinde artışta ve çalışma saatlerinin azalışında kendini göstermelidir. Teşvik sistemi, yönetici ile işçi arasındaki gelir makasını açan değil tam tersine kapatan bir yönde işlemelidir. Stalin liderliğinin politikaları bürokrasiyi yeni Stakhanovcu kökenli işçilerle güçlendirmiş, ileri işçiler aralarından koparıldığı için işçi sınıfını ise zayıflatmıştı.
Aslında bu politikanın nedenlerini söz konusu kongrede hem Stalin hem de Molotov’un konuşmalarında bulabilirsiniz. Her iki lider, Stakhanov hareketinin Komünist Parti’ye üye olmayan sıradan işçiler tarafından alttan gelen bir hareket olarak tanımlıyorlardı. Bu doğrudur, Stakhanov hareketi alttan gelen bir harekettir. Yine her iki lider Stakhanov hareketinin özünde bürokrasiye karşı olduğunu söylüyorlardı. Bu da doğrudur. Ancak bunun çözümünün işletme yönetimlerinin demokratikleştirilmesi olduğunu görmüyorlardı. Tabandan gelen bu işçi hareketinin, işletme yönetimlerini, bürokratlardan işçi komitelerine doğru kaydıran, üstten bir politika ile tamamlanması gerektiğini görmemişlerdi. Stakhanovcu hareketi bürokratik aşırılıkların, eksikliklerin yok edilmesi için bir fırsat olarak görmüşlerdi. Halbuki bu hareket işletmelerde yönetimin bürokrasiden işçi komitelerine geçmesi için en büyük fırsattı. Doğrudan işçiler tarafından seçilen fabrika komitelerinin yönetimde ki rolü artırılmalı, Stakhanovcu hareketin güçlü olduğu yerlerde işletme yönetimleri fabrika komitelerine devredilmeli, bürokratlar bu işletmelerde yönetimden uzaklaştırılmalı ya da en azından görev ve yetkileri azaltılmalı, hepsi işçi komitelerine bağlı kılınmalı idi. Stakhanovculuk burjuva uzmanın yerine Bolşevik uzman getirmek için değil ama bir bütün olarak bürokrasinin gücünü tırpanlamak için kullanılmalı idi.
Bürokrasi, Stalin liderliğinin bu zaafını çok iyi kullandı. Başta kaldıkları için Stakhanovcu işçileri sabote edebildiler, sabote edemedikleri yerlerde bireysel teşviklerle işçiler arasında ki ayrımları körüklediler. Ama daha da önemlisi, Stakhanovcu önemli işçileri yönetici olarak atayarak onları kendi sınıflarından ayırıp, bürokrasinin saflarını güçlendirdiler. Bu hata sosyalizme pahalıya mal olacaktı.
Stakhanovcu hareketten çıkarılacak ve günümüzde işçi sınıfı hareketi için en önemli nokta şudur. Özgürlüğe kavuşmak, kapitalizmi yenmek için sadece kapitalizme karşı mücadele etmek yetmez. Doğrudan kendi örgütlerinizdeki bürokrasiye, onun zihniyetine vb. karşı mücadele etmek de aynı derecede önemlidir. Bürokrasiye yenilenler sadece Stakhanovcular değil. Dünya yüzeyinde işçiler tarafından kurulmuş parti, dernek, sendika vb. arasında bürokratik yozlaşmaya uğramamış hemen hemen çok az örgüt vardır. Mücadele ve örgütlenme biçimleri bu olgu da göz önüne alınarak geliştirilmelidir.
Sosyalistler işçilerle sendikalar, sosyalist partiler vb. sosyalist kurumlar arasında bir çelişki olmadığı varsayımı ile yaşadılar günümüze kadar. Ancak dünya yüzünde henüz yozlaşmayan tek bir tane ne sendika var ne de parti. Bürokratik yozlaşma, hem kapitalist toplumda hem de devrimlerini yapmış ülke partilerinde en büyük sorundur. Rosa Luxemburg’u burjuvazi adına vahşi bir şekilde öldüren, Karl Marx’ın partisi idi. DİSK ve KESK vb. konfederasyonların durumu ortada. ABD’de ilk kurulan işçi sendikaları şu an CIA ile çalışan gangster sendikaları konumunda.
Buradan çıkarılması gereken sendika, parti vb.’lerin gereksizliği değil. Sendikalar, vb. kurumlar işçilerin mücadelesi için en önemli kurumlardır. 150 yıllık işçi sınıfı mücadelesi parti olmadan devrim olmayacağını bize kanıtlamıştır. Yapmamız gereken sendikaların ve partilerin işçi ve emekçi demokrasisini en iyi şekilde yansıtacak şekilde örgütlenmesidir. Geçmiş sendika, parti ve sosyalizm deneylerinden çıkarılacak dersler bu alandaki en önemli yardımcımızdır.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.