TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ve Yönetim Kurulu üyelerinin katılımıyla İzmir depreminin ön raporu açıklandı. Açıklama İzmir Mimarlar Odası’nda yapıldı. Koramaz, “Her deprem sonrasında planlar hazırlanır, stratejiler oluşturulur. Ancak bu planlama ve stratejilerin gerekleri yerine getirilmiyor. Ülkemizdeki mevcut yapı stokunun dörtte üçünün depremlere hazırlıklı olmadığı bizzat devlet görevlileri tarafından dile getirilmesine rağmen, yapı stoku gerekli incelemelere tabi tutulmuyor. Yıkılması gereken binalar yıkılmıyor, boşaltılması gereken binalar boşaltılmıyor. Güçlendirme yapılmıyor. Aksine imar aflarıyla depreme karşı güvensiz binalara ruhsatlar veriliyor. Deprem vergileri bile başka amaçlar için kullanılıyor. Deprem toplanma alanlarına AVM’ler yapılıyor” dedi
Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ve Yönetim Kurulu üyelerinin katılımıyla İzmir depreminin ön raporu açıklandı. Açıklama Mimarlar Odası İzmir Şubesi’nde gerçekleştirildi.
Açıklamada ilk sözü TMMOB Yönetim Kurulu adına Emin Koramaz aldı.
Koramaz, Türkiye’nin yüzde 98’inin deprem alanı olduğu ve halkın yüzde 75’inin de deprem bölgelerinde yaşadığını belirtti. Depremde yaşanabilecek hasarları azaltmanın çeşitli yolları olduğunu belirten Koramaz; yer seçimi, binaların tasarımı, inşa ve denetim süreçlerinde kamusal denetimin sağlanması bunların başında geldiğini kaydetti.
“Deprem ve benzeri afetlere hazırlığın rant değil, yaşam odaklı bir devlet politikasını zorunlu kılmaktadır” diyen Koramaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
Her deprem sonrasında planlar hazırlanır, stratejiler oluşturulur. Ancak bu planlama ve stratejilerin gerekleri yerine getirilmiyor. Ülkemizdeki mevcut yapı stokunun dörtte üçünün depremlere hazırlıklı olmadığı bizzat devlet görevlileri tarafından dile getirilmesine rağmen, yapı stoku gerekli incelemelere tabi tutulmuyor. Yıkılması gereken binalar yıkılmıyor, boşaltılması gereken binalar boşaltılmıyor. Güçlendirme yapılmıyor. Aksine imar aflarıyla depreme karşı güvensiz binalara ruhsatlar veriliyor. Deprem vergileri bile başka amaçlar için kullanılıyor. Deprem toplanma alanlarına AVM’ler yapılıyor.
Depremin ardından hasar tespit birimlerinin oluşturulduğunu ifade eden Koramaz, İzmir TMMOB’nin bu kurullarda olmak için yaptığı başvuruların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü tarafından reddedildiğini açıkladı.
Koramaz, TMMOB’nin önerdiği heyette, İnşaat Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, İç Mimarlar Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, Harita Kadastro Mühendisleri Odası, Makina Mühendisleri Odası, Elektrik Mühendisler Odası, Bilgisayar Mühendisleri Odası, Şehir Plancıları Odası, Tekstil Mühendisleri Odası’nın başkan ve yönetim kurulu üyelerinin olduğunu kaydetti.
Koramaz taleplerini ise şöyle sıraladı:
- Başta kamu binaları olmak üzere tüm yapı stokunun bilimsel teknik envanterinin çıkarılmasını istiyoruz,
- Mevcut deprem stratejilerinin gereklerinin yerine getirilmesini istiyoruz,
- Deprem yönetmeliklerinin, tüm imar yönetmeliklerinin uygulanmasını istiyoruz,
- Yapı üretim ve denetim süreçlerinin ve tüm meslek alanlarımızda mühendislik ve mimarlık hizmetlerinin değersizleştirilmemesini istiyoruz,
- Yapı denetim sisteminin ranta dayalı bir bakış açısından çıkarılıp kamucu bir bakış açısına evriltilmesini istiyoruz.
TMMOB’nin raporunu İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Eylem Ulutaş Ayatar sundu.
Ayatar, raporun TMMOB İzmir İl Koordinasyonu tarafından hazırlandığını ifade etti. Depreme en yakın yerleşim bölgesinin Seferihisar olduğunu ve depremin İzmir merkezine 70 km. uzaklıkla meydana geldiğini ifade eden Ayatar, sözlerini şöyle sürdürdü:
Sığacık’ta taşkın sonrası bir kişi yaşamını yitirdi. Yıkıma uğrayan ve ağır hasar alan binaların genellikle sekiz kat mertebesinde olduğu gözlemlenmiştir. Değerlendirilen bölgede kısmen ya da tamamen yıkılan binaların sayısı 12’dir. Bu 12 binanın tamamının ruhsat tarihi 1999 öncesi olduğu tespit edilmiştir. Yapılan mülakatlara göre yıkılan binaların önemli kısmı kooperatif olarak yapılmış ve yapımı uzun sürmüştür. Binaların yapı ruhsatı ile yapı kullanma tarihi arasındaki süre farkı dikkat çekicidir. Kısmi hasar oluşan bir binanın sakini 2005’te Seferihisar depreminde binasının hasar gördüğünü, binada yüzeysel tamirat yapıldığını belirtmiş ancak buna dair resmi bir kayıt bulunamamıştır. Yıkılan binalarının birçoğunun zemin katlarının dükkan ya da otopark amaçlı kullanılan alanlar olduğu gözlenmiştir.
Ayatar binaların göçme tiplerinin belirleyenlerinin de şunlar olduğunu ifade etti:
- Malzeme eksikliği ya da uygunsuzluğu,
- Güçlü kolon, zayıf kiriş prensibinin uygulanmaması,
- Yetersiz eleman dayanımı,
- Kolon kiriş bağlantılarında kopma olduğu,
Ayatar özellikle dükkanlarda yapısal sisteme dair bir müdahalenin olduğuna da dikkat çekti. Ayatar önerilerini şöyle sıraladı:
Yer seçiminden başlayarak imar planlarının afet riskine göre hazırlanması önem arz etmektedir. İçinde yaşadığımız binaların tasarım, inşası, denetim ve bakım süreçlerinin rant amaçlı yaklaşımlarla sürdürülmesi, depremlerin yıkıcı sonuçlarla karşımıza çıkmasına neden olmaktadır. Depreme dayanıklı yerleşim alanları ve yapılar tasarlamanın, üretmenin, deprem hasarları ve can kayıplarının azaltılmasının bilinen tek yolu, mühendis, mimar ve şehir plancılığı hizmetlerinin eksiksiz bir şekilde uygulanmasıdır.
Bu çerçevede; denetimsiz ve kaçak yapılaşmaya derhal son verilmelidir. İmar afları yasaklanmalıdır. İmar barışı adı altında ruhsatlandırılan tüm ruhsatlar iptal edilmelidir. Mevcut yapı denetim sistemi zeminle ilgili mühendislik çalışmaları arazi denetimlerini kapsamalıdır. 2011 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla uygulamaya konulan ‘Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı’ geciktirilmeden uygulamaya konulmalıdır. Başta hastaneler, okullar ve kamu binaları olmak üzere kentimizdeki tüm kaçak, imara aykırı ve deprem riski içeren yapıları tespit etmek için il genelinde bir envanter çalışması yapılması bir zorunluluktur. İzmir Deprem Master Planı yenilenmelidir.
Tüm paydaşlarla birlikte il genelinde öncelikli risk grubunda yer alan yapıları belirleyerek, bu yapıların güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması gündeme alınmalıdır. Yapı tasarım, üretim ve denetim süreçlerinde TMMOB’a bağlı meslek odalarını devre dışı bırakan uygulamalara son verilmelidir. Odaların mesleki denetim faaliyetleri üzerine konulan engeller kaldırılmalı, yerel yönetimler bu konuda üzerlerine düşenleri eksiksiz olarak yerine getirmelidir.
Basın toplantısına; TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, TMMOB Yönetim Kurulu II. Başkanı Selçuk Uluata, İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Taner Yüzgeç, İnşaat Mühendisleri Odası yönetim kurulu sekreter üyesi Özer Akkuş, İnşaat Mühendisleri Odası yönetim kurulu üyesi Levent Darı, Makina Mühendisleri Odası yönetim kurulu başkanı Yunus Yener, Jeoloji Mühendisleri Odası yönetim kurulu başkanı Hüseyin Alan, İçmimarlar Odası yönetim kurulu başkanı Emrah Kaymak, Bilgisayar Mühendisleri Odası yönetim kurulu başkanı Ali Rıza Atasoy, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası yönetim kurulu başkanı Ali İpek, Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu başkanı Bülent Pala, Şehir Plancıları Odası yönetim kurulu II. Başkanı Dilek Karabulut, Mimarlar Odası yönetim kurulu üyesi Sinan Tütüncü, Gemi Makinaları İşletme Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Feramuz Aşkın, TMMOB İzmir İKK sekreteri Aykut Akdemir, İzmir İKK bileşenleri, Odaların şube başkanları ve üyeler katıldı.
Sendika.Org