Şehir Plancıları Odası (ŞPO) kıyılarda ve denizlerde yapılaşmayı; kamusal alanların işgalini tarifleyen yönetmelik değişikliğine itiraz etti. Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in, 24 Ekim 2020 tarihinde yürürlüğe girdiğini ifade eden ŞPO “Söz konusu Yönetmelik kapsamında, kıyılarda ve denizlerde planlama ve yapılaşma yeniden tariflenmekte, yeni dolgu alanlarının yapılmasının da koşulları tanımlanmaktadır” açıklamasında bulundu
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Şehir Plancıları Odası (ŞPO) kıyılarda ve denizlerde yapılaşmayı; kamusal alanların işgalini tarifleyen yönetmelik değişikliğine itiraz etti.
Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in, 24 Ekim 2020 tarihinde yürürlüğe girdiğini ifade eden ŞPO “Söz konusu Yönetmelik kapsamında, kıyılarda ve denizlerde planlama ve yapılaşma yeniden tariflenmekte, yeni dolgu alanlarının yapılmasının da koşulları tanımlanmaktadır” açıklamasında bulundu.
Yönetmeliğe göre, kıyılarda ve denizlerde endüstri bölgeleri, sağlık tesisleri, camii, millet kıraathanesi, idare binaları da içeren millet bahçesi, dolgu alanlarında kara, deniz, hava ulaşımına yönelik altyapı tesisleri, ibadet yeri, takılıp sökülebilir lokanta, gazino, çay bahçesi, sergi üniteleri ve idare binalarını içeren fuar, piknik, eğlence alanları yapılabilecek.
Önerilen yapıların birçoğunun da kara bölgesinde de yapılabilecek yapılar olduğunu vurgulayan ŞPO açıklamasına şöyle devam etti:
Dolayısıyla dolgu alanlarında yapılmasının hiçbir şekilde zorunlu olmadığı bu kullanımların zorlama bir şekilde deniz dolgu alanlarında inşa edilmesi durumunda kıyılarımızda ekolojik tahribat artacaktır. Bununla birlikte kara bölgelerinde yapılması mümkün olan bu kullanımların deniz dolgu alanlarında inşa edilmesi ciddi ekonomik maliyet yaratacak olup; ekonomik kriz içerisinde bulunan ülkemizin mali kaynaklarının verimsiz şekilde harcanmasına sebep olacaktır. Bununla birlikte üzerinde yoğun kullanımların olacağı kapalı mekanları barındıran dolgu alanlarının deprem riskinin en yoğun şekilde var olduğu kıyılarda dolgu alanları üzerinde yapılması bir başka sorunlu noktadır.
Yakın zaman önce Uzun Göl’ü, Salda’yı umarsızca tahrip eden anlayışın, bugün de söz konusu yönetmelik değişikliği ile ülkenin kıyılarını, denizlerini, nehirlerini, kısacası tüm temel yaşam kaynaklarını bir bir yağmaya açma planları içinde olduğuna dikkat çeken ŞPO’nun açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
Denizlerin doldurularak pazarlanmasına, kıyıların ranta, talana ve yağmaya açık hale gelmesine, metalaşmasına yol açacak, olası depremler neticesinde ciddi yıkımlara sebep olması muhtemel, üzerinde yoğun kullanım barındıran kapalı mekanları içeren yapay dolgu alanları yaratacak bu yönetmelik değişikliğine itiraz ediyoruz. Kamusal alanlarımızı korumaya ve savunmaya devam edeceğimizin altını bir kez daha çiziyoruz.
Sendika.Org