SES, Genel Merkezi’nde Sağlık Bakanlığı 2021 bütçesine ilişkin açıklama yaptı. SES Eş Genel Başkanı Hüsnü Yıldırım’ın eylem etkinlik programını açıklamasıyla başlayan basın toplantısında 2021 bütçesine dair açıklamayı SES Eş Genel Başkan Selma Atabey yaptı
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Genel Merkezi’nde Sağlık Bakanlığı 2021 bütçesine ilişkin açıklama yaptı.
SES Eş Genel Başkanı Hüsnü Yıldırım’ın eylem etkinlik programını açıklamasıyla başlayan basın toplantısında 2021 bütçesine dair açıklamayı SES Eş Genel Başkan Selma Atabey yaptı.
Pandemi sürecinde rejimin toplum sağlığını koruma yönünde niyeti ve çabasının olmadığına dikkat çekilen açıklamada, “Yurttaşlar salgının insafına terkedilmiştir. Ülkede günlük yapılan testlerin yüzde 25’nin Saray ve üst düzey devlet görevlilerine ve emirlerinde çalışan personele yapıldığı, geri kalanın 85 milyon kişiye uygulandığı anlaşılmıştır. Pandeminin ilk gününden beri alınması gereken toplumsal önlemler hayata geçirilmemiş, zorunlu olmayan iş kollarında çalışmaya ara verilmemiş, yurttaşlar ya hastalanma ya da açlık ikileminde bırakılmıştır” denildi.
COVID-19 aşısı bulunsa dahi pandemiyi ortaya çıkarılan koşullar devam ettiği sürece yeni pandemilerle karşılanacağının ifade edildiği açıklamada ekolojik tahribata, yaban hayatına müdahaleye, kontrolsüz kentleşmeye dikkat çekildi.
SES genel bütçeyi şu temel başlıklar altında değerlendirdi:
- Sermayeye kaynak aktarılmaya devam edilmektedir.
- Hazırlanış biçiminden meclise getiriliş biçimine kadar parlamentoyu ve toplumun tüm kesimleri yok sayılmıştır.
- Vergi yükü, her zamanki gibi ücretli çalışmak zorunda kalanlarda, emekçilerde, işçilerdedir.
- Bütçede salgınla mücadele için ek kaynak bulunmamaktadır.
- İktidar doğal afet gerçeğini görmemekte ve umursamamaktadır.
Ödeneklerin önleyici hizmetlerden çok tedavi edici hizmetlere ayrıldığını ifade eden Atabey, şu verileri sundu:
Bu rakamın 54,6 milyar liralık kısmı (yüzde 69) tedavi edici hizmetlere, buna karşılık 19 milyar lirası (yüzde 25) koruyucu hizmetlere ayrılmıştır. Yani sağlıkta ticarileşme ve metalaşmayı savunan anlayış yeni bütçede kaynakların aktarımı kısmında kendini yeniden sınıfsallığı göstermektedir. Koruyucu hizmetlere ayrılan pay sırasıyla, 2020 yılında yüzde 26 iken, 2021’de yüzde 25, 2022’de yüzde 24 ve 2023 yılında yüzde 23’e gerilemektedir. Buna karşılık tedavi edici hizmetlerin payı 2020 yılında yüzde 69 olurken, 2021 yılında yüzde 69 ve 2022’de yüzde 71 ve 2022’de yüzde 72 olması öngörülmektedir. Pandemi sürecinde koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan payın büyümesi beklenirken gittikçe küçülmektedir.
Devlet tarafından yapılan 1000 TL’lik sağlık harcamasının 2002 yılında 534 TL’si, 2013 yılında 739 TL’si, 2018 yılında da 705 TL’si SGK tarafından gerçekleştirildi. 2002 ile 2018 yılları arasındaki artış, yüzde 32’nin üzerinde. Atabey bu bilgileri verdikten sonra, “Bu nedenle, SGK sağlık harcamalarının kaynağının ortaya konması, toplumun sağlık hakkı tartışmalarında önem taşımaktadır” dedi.
Sağlık Bakanlığı’nın 2019 yılı için 48.232 milyon TL bütçesi bulunurken 57.424 milyon TL döner sermaye bütçesi ayrıldığına dikkat çeken Atabey “Sağlık Bakanlığı kurumları özel bütçeli işletmelere dönüştürülmüştür” yorumunda bulundu.
Sağlık Bakanlığı’nın yoğunluklu gelirlerinin SGK üzerinden oluştuğunu belirten Atabey sözlerini şöyle sürdürdü:
SGK’ye fatura edilen işlem sayısı ve fatura tutarları incelendiğinde kaynakların ağırlıklı olarak özel sektöre aktarıldığı görülmektedir. Sağlık Bakanlığı hastaneleri SGK’ye bildirilen başvuruların yüzde 77’sini karşılarken fatura ödemelerinin yüzde 58’inden yararlanmıştır. Özel sektörün ise toplam başvurularda payı yüzde 14 iken ödemelerin yüzde 19’nu almıştır.
2018 yılından bu yana şehir hastanelerinin müteahhitlerine Sermaye Giderleri kaleminden sırasıyla 2018’de 1,3 milyar lira, 2019’de 3,7 milyar lira, 2020’de de 4,8 milyar lira ödendiğini açıklayan Atabey 2021 yılında 6,4 milyar lira ödeneceği bilgisini verdi. Atabey şehir hastanelerine dair şunları ifade etti:
Şehir hastanelerine yapılan ikinci tür ödeme kira bedelleridir. Bu 2018 ve 2019 yıllarında Cari Transferler kaleminden yapılırken; 2020 ve 2021 yıllarında Mal ve Hizmetler kaleminden yapılmaktadır. Bu çerçevede 2018 yılından bu yana şehir hastanelerine ödenen kira bedelleri sırasıyla 2018 yılında 1,3 milyar lira, 2019’da 3,7 milyar lira, 2020’de 5,6 milyar lira olurken, 2021 yılında 9,98 milyar lira olarak gerçekleşecektir. Cumhurbaşkanlığı verilerine göre 2020 Ocak ayı itibariyle sağlık alanında KÖO modeli ile yapılan 18 projenin değeri 10.465 milyon dolar öngörülmüştür.
2021 bütçesinde sağlık sektörü yatırımlarına sadece 20,1 milyar ayrılmış olup bu rakamın 18,5 milyarı Sağlık Bakanlığı, 1,6 milyarı ise üniversiteler için ayrıldı.
2021 yılında personel giderlerinin Sağlık Bakanlığı bütçesindeki payı yüzde 40’a düştü. Sağlıkta Dönüşüm Programı öncesi 2003 yılında bu oranın yüzde 70 olduğu bilgisini paylaşan Atabey, sözlerini şöyle sürdürdü:
2020-2023 bütçe öngörülerine göre memurlara ayrılan bütçede yüzde 36 artış görülmekteyken, sözleşmeli personelde yüzde 60 düzeyinde artış görülmektedir. Bu durum istihdam rejimi olarak sözleşmeli statünün tercih edileceğini göstermektedir. 2002 yılında hizmet alımlarının bütçe içerisindeki oranı yüzde 0,7 iken 2021’de yüzde 23’e çıkmıştır. Yine salgında en ön safta yer alan sağlık emekçilerine yönelik bütçeden ayrılan pay oranında değişikliğe gidilmemiş, “hakkınız ödenmez” denilen emekçiler canları pahasına hizmet üretirken yeni personel alımına pay aktarılmadığı gibi ücretlerinde de artış yaşanmamıştır. 2021 sağlık bütçesi bu haliyle bir utanç belgesidir.
SES 2021 yılı Sağlık Bakanlığı Bütçesi için de şu görüş ve önerilerini sundu:
- Genel bütçe gelirleri içinde gelir vergisi payı artırılmalıdır. Bu artış, gelir vergisi içinde kurumlar vergisi payı artırılarak sağlanmalıdır. Yoksullardan, emekçilerden, ücretlilerden alınan direk ve dolaylı vergi payları azaltılmalı, sermaye sahiplerinin vergi sorumluluğu arttırılmalıdır.
- Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi bütçenin payı arttırılmalıdır.
- Sağlık Bakanlığı bütçesinin genel bütçe içindeki payı arttırılmalıdır. SGK pirim gelirleri içinde çalışanların ve kendi hesabına çalışanların payı azaltılmalı, patronların payı artırılmalıdır. SGK’ye genel bütçeden aktarılan pay artırılmalıdır.
- Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi devlet harcamalarının payı artırılmalı, SGK ve hane halkları harcamalarının payı azaltılmalıdır. Katkı-katılım, ilave ücret gibi hiçbir ad altında halktan sağlık hizmetleri için ücret alınmamalıdır.
- SGK’nin özel hastanelerden hizmet satın alması hizmet başına (fee-for-services) ve vaka başına (case payment) ödeme ile değil, toptan bütçeleme (global butgetting) ile olmalıdır.
- Sağlık emekçileri sayısı OECD ortalamasına güvenceli ve kadrolu istihdamla çıkarılmalıdır.
- Sağlık emekçilerine ek ödeme, döner sermaye vb. adlarla yapılan, ekip anlayışını bozan, rekabet oluşturan ve çalışma barışını bozan ödeme yöntemi yerine yoksulluk sınırının üzerinde, tek kalemde, tamamı emekliliğe yansıyacak şekilde maaş ödenmesine başlanmalıdır.
- Özel sağlık kurumlarına aktarılan her türlü pay kaldırılmalıdır. Kamu sağlık kurumları ve sağlık eğitimleri için bütçeden ayrılan pay yükseltilmelidir.
- Covid-19 pandemisinde gördüğümüz gibi sağlık sistemleri çökme aşamasına gelmiştir. Mevcut kapitalist sistemin doğaya olan tahakkümü nedeniyle yeni pandemilerin olacağı da öngörülmektedir. Bu nedenle toplum sağlığı için Sağlık Bakanlığı’nın kentleşmeden tarım politikalarına, çevre politikalarına ve üretim ilişkilerine kadar müdahil olacak bir yapıya büründürülmesi gerekmektedir. Ayrıca yaşanması muhtemel yeni salgınlara karşı da bütçe kalemi oluşturulmalıdır.
- Sağlıklı bir toplum için tedavi edici hizmetler yeterli değildir. Koruyucu sağlık hizmetlerinin yeniden ele alınması ve güçlendirilmesi gerekmektedir.
- Savaş toplum sağlığına zararlıdır. Ülke içinde ve dışında savaşa karşı barış politikalarının geliştirilmesi gibi konularda da sağlık alanın söz sahibi olması gerekmektedir.
- Sağlık hizmetlerinin üretilmesi planlanması ve sunulmasının tüm aşamalarında sağlık emekçileri ve örgütlerini ve halkı karar alma süreçlerine dahil edecek mekanizmalar oluşturulmalıdır.
SES’in eylem-etkinlik programına ulaşmak için tıklayınız.
2021 yılı Sağlık Bakanlığı Bütçe Değerlendirmesi raporuna ulaşmak için tıklayınız.
Sendika.Org