SES İstanbul şubeleri pandeminin sorumluluğunun halka yıkılıp cezanın sağlık emekçilerine kesilmesine karşı İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul şubeleri pandeminin sorumluluğunun halka yıkılıp cezanın sağlık emekçilerine kesilmesine karşı İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı.
Açılış konuşmasını SES Anadolu Şube Şube Sekreteri Türkan Yavuz yaptı. Basın metnini de SES Anadolu Şube Eş Başkanı Nurdan Gürer okudu.
İktidarın deprem, sel gibi afetlere karşı ekolojiye uygun, yerleşim yerleri planlamadığını ifade eden Gürer, “Aralarında sağlık emekçilerinin ve yakınlarının da bulunduğu 114 insanımız hayatını kaybetti, 1000’in üstünde insanımız ise yaralandı. Enkazın altında hala kaç canımızın kaldığı bilinmezken meclis gündeminde deprem yerine emekçilerin kıdem tazminatlarını, emeklilik haklarını ortadan kaldıran yasa görüşülüyor” dedi.
Pandemide 132 sağlıkçının yaşamını yitirdiğini, 40 binden fazlasının da enfekte olduğunu ifade eden Gürer sözlerini şöyle sürdürdü:
Tükeniyoruz, ölüyoruz diyen sağlık emekçilerinin haykırışı duyulmadığı gibi 27 Ekimde çıkan genelgeyle bu seferde yıllık izin ve emeklilik hakları gasp edilmeye çalışılıyor. Binlerce mezun olmuş sağlık çalışanına istihdam açılmazken, haksız hukuksuz olarak ihraç edilen sağlıkçılar, göreve hazır olduklarını her fırsatta dile getirirken, güvenlik soruşturmasından kaynaklı görevlerine başlayamayan sağlıkçılar, atama beklerken ve salgının boyutu gün geçtikçe artarken, sayıca azalan, yoğun çalışma temposuyla tükenen, genelgelerle hakları gasp edilen, temel ücretleri iyileştirilmeyen, iş yerlerinde giderek artan şiddete maruz kalan, hastane yönetimlerinin baskı ve mobingi ile de uğraşmak zorunda bırakılan, mevcut sağlık çalışanlarıyla ve ülke genelinde başka hiçbir önlem almadan sorumluluğu topluma yıkarak, cezayı da sağlık emekçilerine keserek salgının bitirileceğini nasıl düşünülebilirsiniz?
Salgının başından itibaren risk altında çalışan sağlık emekçilerinin meslek hastalığı talebinin görmezden gelindiğini belirten Gürer, “İzolasyon süremiz bitmeden, test sonucumuz hala pozitifken, teste ve grip aşısına ulaşamazken çalıştık. Pandeminin gittikçe arttığı bu dönemde yıllık izinleri kaldırarak, valilik genelgesiyle tüm kamu kurumlarında diye başlayan yazıda yine sağlık emekçileri hariç diyerek bize ölün diyorsunuz” dedi.
Gürer taleplerini şöyle sıraladı;
- Atama bekleyen sağlık emekçilerinin kadrolu, güvenceli atamasının yapılması
- Haksız hukuksuz olarak ihraç edilen sağlık emekçilerinin işlerine dönmesi
- Güvenlik soruşturması sebebiyle işe başlatılmayan sağlık emekçilerinin işlerine başlaması
- Pandemi yönetiminde sağlık alanındaki emek ve meslek örgütlerinin sürece dahil edilmesi
- COVID-19’un meslek hastalığı kapsamına alınması
- PCR testlerinin sağlık emekçilerine haftada bir yapılması
- Grip aşısının tüm sağlık emekçilerine bir an önce yapılması
- İzin ve dinlenme hakkı, emeklilik hakkı gibi kazanılmış haklarımıza hiçbir koşul altında dokunulmaması
- Kamu kurumunda çalışanlara sağlık çalışanları da dahildir. Sağlık çalışanlarının tamamını kapsayan, dönüşümlü çalışma, hamilelerin, kronik hastalığı bulunanlarının idari izinli sayılmasını, çocuklu çalışanlardan talep eden ebeveynin idari izinli sayılması
- Sağlıkta şiddetin önlenmesi
- Bütün sağlık emekçilerinin temel ücretlerinin yoksulluk sınırının üzerinde olacak şekilde düzenlenmesi
Sendika.Org