Toplumsal Hukuk, Ankara’da gerçekleştirilen Las Tesis protestosuna yönelik polis müdahalesine ve devamında yaşanan yargı sürecine ilişkin bir açıklama yayımladı. Toplumsal Hukuk Kadın imzasıyla yayımlanan açıklamaya göre avukatlar polis müdahalesi ile ilgili olarak, kadınların toplanma özgürlüğünü ihlal eden, kadınları darp eden kolluk görevlileri ve talimatı veren amirleri hakkında suç duyurusunda bulundu
Toplumsal Hukuk, Ankara’da gerçekleştirilen Las Tesis protestosuna yönelik polis müdahalesine ve devamında yaşanan yargı sürecine ilişkin bir açıklama yayımladı. Toplumsal Hukuk Kadın imzasıyla yayımlanan açıklamaya göre avukatlar polis müdahalesi ile ilgili olarak, kadınların toplanma özgürlüğünü ihlal eden, kadınları darp eden kolluk görevlileri ve talimatı veren amirleri hakkında suç duyurusunda bulundu.
Açıklamada “Ankara Emniyeti tüm dünyanın gözleri önünde uyguladığı şiddeti ve haksız yakalamayı savunurken ‘Yakalama işlemi yapılan şahısların görevliler hakkında asılsız ithamlarda bulunarak Cumhuriyet Savcılığına veya idari kurumlara şikayette bulunmalarını engellemek amacıyla da doktor raporları alındığını’ yazma cüretinde bulundu” ifadeleri yer aldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu, 5 kadının şikayetiyle ilgili olarak, kovuşturmaya yer olmadığı yönünde karar verdi. Savcılık kararını Ankara Valiliği’nin “Zeytin Dalı Operasyonu” ile ilgili yasaklama kararına dayandırdı. Hiçbir hukuki dayanağı olmayan yasaklama kararını gerekçe yapan Savcılık, kadınlar hakkında 2911 sayılı kanuna muhalefet ve TCK 301 kapsamında yürütülen adli soruşturmada verilen takipsizlik kararını, kadınlar hakkında belirlenen idari yaptırım kararlarının iptaline ilişkin kararları ve kadınların darp edildiklerine dair sağlık raporlarını da tüm diğer bilgiler gibi yok saydı.
Açıklama şöyle sürdürüldü:
Bu karar, hiç de yabancı olmadığımız kadına yönelik şiddetin faillerini, devlet şiddetini aklanma çabasının ürünüdür. Savcılığın kararı şiddetten yana, şiddeti besleyen bir karardır. Karar hukuki midir? Elbette değil. Eril yargı devlet şiddetini cezasızlık kalkanı ile koruma çabasındadır. Las Tesis dansı şarkı sözlerinde belirtildiği üzere ataerki bir yargıç, bir savcı olarak karşımızdadır. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele günü yaklaşırken, bir kez daha, kadına yönelik şiddete karşı hukuki ve fiili mücadelemizi büyüteceğimizi, şiddet failleri her kim olursa olsun aklanmalarına izin vermeyeceğimizi belirtmek isteriz. Savcılığın hukuka aykırı kararına 25 Kasım’da itiraz edeceğiz.
Toplumsal Hukuk Kadın tarafından hazırlanan rapor için tıklayın: Türkiye’de Las Tesis Eylemleri ve Eylemlerde Kadınların Toplanma Ve İfade Özgürlüğüne İlişkin Müdahaleler
Şilili kadınlardan dünyaya yayılan Las Tesis dansı Türkiye’de de pek çok ilde yapılmak istenmiş, ancak yine pek çok ilde polis müdahalesi veya Valilik yasaklarıyla engellenmek istenmişti. Kadınların şiddete karşı mücadelesine yönelik müdahaleler polis şiddeti ile sınırlı kalmamış, Kabahatler Kanunu kapsamında idari para cezaları belirlenmesi, öğrencilerin öğrenim burslarının kesilmesi gibi yöntemlerle kadınların şiddete karşı sözleri, ifade özgürlüğü baskılanmaya çalışılmıştı.
12.12.2019 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilecek Las Tesis protestosu da polis müdahalesi ile engellenmek istenmişti. Ankara Kadın Platformu’nun Kızılay Güvenpark’ta gerçekleştirmek istediği eyleme polis müdahale etmiş, Güvenpark’tan ayrılan kadınlar, daha sonra Kızılay AVM önünde toplanarak Las Tesis dansını gerçekleştirmişti. Burada da dansı engellemeye çalışan polis, dansın ardından dağılmakta olan kadınlara müdahale ederek, 9’u kadın 10 kişiyi gözaltına almıştı. Her türlü şiddetin karşısında, farklı ülkelerde ve illerde olduğu gibi, bir araya gelerek dans eden kadınlar devlet şiddetiyle karşı karşıya gelmiş ve karşısında mücadele ettikleri devlet şiddetine maruz kalmıştı.
Sendika.Org