Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde laborant olarak çalışan SES Aksaray Şube Yöneticisi Mir Tajdin Kaşbaş 2 yıl önce bir hasta ve yakınının saldırısına uğradı. Hakarete maruz kalan ve şikayetçi olan Kaşbaş’ın ilk duruşması bugün görüldü. Kaşbaş yaşadıklarını ve ilk duruşmasını Sendika.Org’a anlattı
Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde laborant olarak çalışan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Aksaray Şube Yöneticisi Mir Tajdin Kaşbaş 2018 yılının Haziran ayında hasta ve yakınının saldırısına uğradı. Hakarete maruz kalan ve şikayetçi olan Kaşbaş’ın ilk duruşması bugün (12 Kasım) görüldü. Sanıklar ilk duruşmada beraat etti. Kaşbaş yaşadıklarını ve ilk duruşmasını Sendika.Org’a anlattı.
Kaşbaş, olay günü yaşadıklarını şöyle anlattı:
Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde laborant olarak çalışıyorum.Olay günü doktor hasta yakınını çocuktan idrar tahlili alınması için laboratuvara yönlendirdi. Banko önünde bekleyen şahısları farkettiğimde buyurun sizin ne vardı diye sordum. İdrar tahlili vereceklerini söylediler. İlk önce kan alma biriminden barkod ve idrar kabı almasını söyledim. İkna olmadılar tekrar ettim. Bunun üzerine biri oradan ayrılırken diğeri hakaret etmeye başladı. Pencereyi kapatmaya çalıştım engel olup pencere pervazı kırmaya sebep olacak şekilde geriye doğru itti. Sesleri duyan diğer şahıs yeniden gelip aynı şekilde hakaretler yağdırdı. Bana saldırmaya çalıştılar. Arada pencere olmasa fiziksel olarak zarar vereceklerdi. Bunun üzerine beyaz kod verdim. Olay yerine gelen polis şahısları aldı karakola götürdü. Ben ve iş arkadaşım hiçbir güvenlik önlemi alınmadan karakola kendi imkanlarımızla gidip ifade verdik, şikayette bulunduk.
Karakolda saatlerce bekletildikten sonra ifadelerinin alındığını ve ardından kendi imkanları ile işyerine döndüklerini anlatan Kaşbaş bugün görülen davanın yalnızca kamu malına zarar vermekten açıldığını kaydetti. Kaşbaş kendisine edilen hakaretlere ilişkin herhangi bir soru sorulmadığının da altını çizdi.
Bugün görülen duruşmada müşteki sıfatıyla ifade verdiğini aktaran Kaşbaş, “beyaz kod” vermesine rağmen kendisine avukat tayin edilmediğini, SES’in kendisine avukat göndermiş olduğunu ifade etti.
“İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün ihmali ve duruşmada temsilci bulundurmayışı yetmiyormuş gibi üstüne savcılık makamı sağlık emekçisine şiddeti meşrulaştıracak bir mütalaada bulundu” diyen Kaşbaş sözlerini şöyle sürdürdü:
Savcılık makamına göre ettikleri hakaretler kaba söz ve istenmeden kamu malına zarar verildiği için suç unsuru sayılmıyormuş. Siyasi tutukluların, gazetecilerin ifadelerini ciddiye almayan iddia makamı, şiddete maruz kalan sağlık çalışanlarına edilen hakaret karşısında da kayıtsız kalıyor. Hakim ise sanıkların beraatine karar veriyor.
Kaşbaş, kendisine edilen hakaretlerin savcılık tarafından “kaba söz” olarak değerlendirildiğini belirtti. Kaşbaş savcının bu ifadeleri “hakaret” saymadığını sözlerine ekledi.
Ayrıca Kaşbaş’a hakarette bulunanlar, Kaşbaş’ın kendilerine küfrettiğini öne sürdü. Savcılık da bu iddia doğrultusunda Kaşbaş hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na kamu davası açılması talebinde bulundu. Kaşbaş bu durum karşısında şunları kaydetti:
Siyasi tutukluların, gazetecilerin, muhalif insanların işkence gördüklerine ilişkin ifadelerini dikkate almayan savcılık, bu saldırganların verdiği yalan ifadelere dayanarak hakkımda soruşturma başlatmak için dosyayı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.
Kaşbaş sözlerini, “Sağlık Bakanlığı da mahkemeler de TBMM’in çıkardığı yasalar da sağlık emekçisini korumuyor” ifadeleriyle sonlandırdı.
Sendika.Org