155 gündür Sincan Cezaevi’nde tutuklu bulunan Oda TV Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız ilk duruşmasında tahliye edildi
155 gündür Sincan Cezaevi’nde tutuklu bulunan Oda TV Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız’ın ilk duruşması bugün (9 Kasım) görüldü. Duruşmayı takip eden gazeteci Barış Pehlivan sanık Erdal Baran’ın sürekli “hastayım, uydurdum, kendimi önemli göstermek için yaptım, senaryo yazdım” dediğini bildirdi.
#MüyesserYıldız’ı içeri atmak için sanık yapılan Erdal Baran, sürekli “hastayım, uydurdum, kendimi önemli göstermek için yaptım, senaryo yazdım” diyor; haliyle salonda sinirle bozuk gülüşmeler oluyor. Gelin görün ki, bu saçma dava ile 155 gündür tutsak Müyesser Abla.
— Barış Pehlivan (@barispehlivan) November 9, 2020
Söz alan Yıldız, mahkeme heyetine ilk olarak “Huzurunuza gelmeme sebep olan, bir iddianame değil, bir intikamnamedir. O yüzden sözlerimin başında bu intikamnameye karşı herhangi bir savunma yapmayacağımı belirtmek istiyorum” dedi.
Yıldız sözlerini şöyle sürdürdü:
Yıllardır görmediğim değerli gazeteci İsmail Dükel’den, hastalığı olan gariban bir astsubaydan ne istersiniz? Doğrudan, ‘Seni alıp içeri atıyoruz’ dense daha insani ve mertçe olur, hukuk da böyle iğfal edilmezdi. Erdal Baran izlenmiş mi? Hayır. Ne yapılmış? Telefon dinleme kararı alınmış. Neden? Çünkü telefonun ucunda beni bulacaklarından eminlerdi. Nereden biliyorlar? Çünkü illegal dinlenmiştim. Yıllarca aradılar, taradılar; bu astsubay üzerinden işi legalleştirdiler. TEM müdürünün yazısında bir cümle var, ‘Yapılan çalışmalar sonucunda şüpheli Erdal Baran ile olan irtibatı dikkat çekici bulunmuş ve bu yönde soruşturma başlatılmıştır’ diyor. İşte önce benim takip edildiğimin itirafı ve delili. Suriye’deki operasyonları yöneten Zekai Aksakallı, İsmail Metin Temel’in adını 5 yaşındaki bebeler bile ezberlemişken, geçenlerde, üstelik kritik olan Somali’deki görev gücümüzün başındaki komutanın adı yazılmış çizilmişken, koca Korgeneral nasıl gizli olabilir? Sözkonusu Müyesser’i yemekse, olur!.. Hele de sorulan adres Müyesser’e, Odatv’ye husumet içinde olan bir yerse!.. İtibar etmedim, etmiyorum; ama birileri sık sık, ’15 Temmuz’da hazırlanan ölüm listesinde adım vardı’ diye nasıl bir tehlike atlattığını anlatıyor ya, o listede benim de adım vardı. Yani doğruysa, 15 Temmuz başarılı olsa ben de ortadan kaldırılacaktım. Çok şükür, 15 Temmuz başarılı olmadı, yaşıyorum; ama 15 Temmuz’u sorguladığım için hapisteyim. Eğer o listeler ciddi ise dikkat çekici bir kesişme, değil mi? Ben tutukluyum, ama ‘devletin güvenliğini’ tehdit ettiğim yazılar özgür!..
Polis müdürünün fezlekesinde “Gazeteci kimliğini kullanarak, birçok şahıs ile irtibatlıdır” diye yazıldığını da kaydeden Yıldız bu ifadelere tepki göstererek “Ne demek “gazeteci kimliğini kullanarak?” Gazeteciyim yahu, işim bu. İşimin birinci gereği de insanlarla görüşmek. Sanki gazetecilik kimliğimi kullanarak dolandırıcılık yapmışım!.. Çöle dönmüş koca bir ülkede bir vaha, bir serap gibi gazetecilik yapmaya çalışan bir avuç insan kaldı. Onlar da baskıyla, tehditle, hapisle yıldırılmak isteniyor. Bitirilmek istenen sadece bizler, basın özgürlüğü değil, doğrudan düşünce özgürlüğüdür” diye konuştu.
Mahkeme Yıldız’ın tahliyesine, Erdal Baran’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma 6 Ocak 2021’e ertelendi.
Yıldız, duruşma öncesi kendisini ziyaret eden CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’e, 5 aydır tutuklu olduğunu hatırlatarak, “Bu dosya ile beni değil beş ay, 5 dakika dahi yatırmamaları gerekirdi. İçinde hiçbir şey yok! Kendimden çok hukuk adına hukuka yapılanlara üzülüyorum. Ben kendi iddianamemi kendim yazsam bundan daha iyisini yapardım. Benimle ilgili iddia devletin güvenliğini tehlikeye sokma vs deniyor ya; asıl yargıyı bu hale düşürenlerin devletin güvenliğini falan taktığı yok. Umurlarında değil. Umurlarında olsa böyle boş bir dosya ile bir insanı tutuklayabilirler mi? Onların tek derdi tepedekilerin koltuğunun güvenliği. Sadece kendi iktidarlarını korumak! Bu hukuk değil, pervasızlık” demişti.
Sendika.Org