Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından açıklama yaptı. Erdoğan açıklamasının başında pandemiye yönelik alınan yeni tedbirleri açıkladı. Buna göre hafta sonu sokağa çıkmak tümüyle yasaklandı. Hafta içi ise akşam 21.00 ile sabah 5.00 arasında sokağa çıkma yasağı uygulanacak. Erdoğan CHP’den gelen Katar’ın Borsa İstanbul hisselerini almasına yönelik eleştirilere de cevap vererek “Paranın rengi, dini yoktur. Para paradır. 28 Şubat’ta olduğu gibi sermayeyi renklere bölenlerden de olmadık. Borsa İstanbul’a değer katan ne olursa bizim için makbuldür ve teşekküre layıktır” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısının ardından açıklama yaptı. Erdoğan açıklamasının başında pandemiye yönelik alınan yeni tedbirleri şöyle ifade etti:
- Hafta içi her gün gece saat 21.00 ile sabah 05.00 arasında genel sokağa çıkma sınırlaması uygulanacaktır. Bu kısıtlama hafta sonları cuma akşamı 21.00’den pazartesi sabahı saat 05.00’e kadar kesintisiz devam edecektir.
- Eve paket hizmeti veren yerler, belirlenecek saatler çerçevesinde hafta sonu kısıtlamasının dışındadır. Restoranlar paket servis haricinde hizmet veremeyecektir. Daha önce belirlenen istisnalar hariç 65 yaş üstü ve 20 yaş altı toplu taşıma araçlarını kullanamayacak.
- Cenaze namazları, yakınları dahil en fazla 30 kişi ile kılınacak, nikahlar da yine bu sayıyı geçemeyecektir. Hamam, sauna, masaj salonu, yüzme havuzu, lunapark gibi yerler faaliyetlerine ara verecektir.
- Alışveriş merkezlerine girişte HES kod uygulamasına geçilecektir. Kalabalık caddeler ile meydanlara girebilecek kişi sayısı yine il kurulları ararı ile sınırlanabilecektir. İl kurullarının belirleyeceği hizmetler dışındaki kamu kuruluşlarının mesai saatleri 10.00 ile 16.00 arası uygulanabilecektir.
Erdoğan, COVID-19 aşısına ilişkin de “Aşı konusunda dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. İnsanlar üzerinde kullanılma aşamasına gelen her aşıyla yakından ilgileniyor, gereken bağlantıları derhal kuruyoruz. İlk etapta 50 milyon dozluk anlaşma yapmış bulunuyoruz. Vatandaşlarımız herhangi bir ücret ödemeden aşıya erişebileceklerdir. İnşallah önümüzdeki aylardan itibaren sağlık çalışanlarından başlayarak bu aşının uygulaması yapılacaktır. Yerli aşı çalışmalarını da gün gün izliyoruz. İhtiyacımız olan vakti tedbirlere sıkı sıkıya uyarak kazanmamız gerekiyor” dedi.
Erdoğan yeni COVID-19 tedbirlerini açıklamasının ardından muhalefete yüklendi. CHP Mersin milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, Tank Palet Fabrikası’nın Katar’a satılmasına atıfla söylediği “Ordu Katar’a satıldı” sözlerini hedef alan Erdoğan Kılıçdaroğlu’na şöyle dedi:
Bunların içlerindeki kinin ve nefretin sebebi ne Borsa İstanbul’dur, ne Sakarya’daki fabrikadır. Bunların derdi kadim medeniyetiyle Türkiye’dir, Türk milletidir, ülkenin hedefleriyledir. Bu zihniyetin istismarını yaptığı demokrasinin, çoğulculuğun en büyük savunucusu ve uygulayıcısı biz olduk. Ey CHP’nin başındaki zat, senin milletvekilin kalkacak, benim Silahlı Kuvvetler’ime hakaret edecek, sen bunu kapıya koyamayacaksın. Bak söylüyorum, bunun hesabını mehmetçiğine, askerine bu denli sahip çıkan bu millet seni asla affetmeyecektir. Bunu bir defa bilesin. Sandıklar da seni affetmeyecektir. Bizim demokrasi ve özgürlük sınırlarımız, güya bunların kaynağı olan Batı’nın kendisinin uygulamadığı kadar ileri seviyededir. Türkiye’de devlete ve millete yapılan saldırıların binde birini Batı’da uygulamaya kalkın, görün başınıza neler geliyor.
Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları ise şöyle:
Mesela Gezi olaylarında ülkemizi insan haklarından demokrasiye kadar her konuda suçlayanlar, Fransa’da yaşanan vahim görüntüler karşısında üç maymunu oynuyor. Paris cayır cayır yanarken, Fransız medyasının bunları yayınlamak yerine Türkiye aleyhtarı haberlerin dozunu artırması başka çarpıklıktır. Buna rağmen Fransa’da yaşanan olaylarda hükümetin sergilediği antidemokratik tutum sebebiyle insan hak ve özgürlükleri adına duyduğumuz kaygıları bir daha ifade ediyoruz. Ülkemizde de elbette özgürlük sınırlarının bittiği bir çizgi vardır. Bu çizgi; tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet diye ifade ettiğimiz rabiamızdır. Son 7 yıldır var güçleriyle saldırdıkları halde Türkiye’ye diz çöktüremeyenler doğrudan temel değerlerimizi hedef alıyorlar.
Yurt dışında birilerinin kendilerine biçtiği role karşı seslerini çıkarmayanlar, kendi ülkelerinin hükümetlerine saldırmaktan geri durmuyorlar. Ülkemizi hedeflerine ulaşmaktan alıkoymak için ellerinden geleni yapıyorlar ama başaramayacaklar. Hangi alçaklığa tevessül ederlerse etsinler başaramayacaklar. Çünkü bu millet Çanakkale’den 15 Temmuz’a kadar bin yıllık vatanından asla vazgeçmeyeceğini, bayrağını indirtmeyeceğini, ezanını susturtmayacağını göstermiştir. Milletçe rabbimize olan sarsılmaz imanımız en büyük güç kaynağımızdır. Biz de yardımı Allah’tan, desteği milletimizden bekleyerek yolumuza devam edeceğiz.
Borsa İstanbul’un yüzde 10’luk hissesinin Katar Yatırım Otoritesi’ne satışı yapıldı. Bu anlaşmadan sonra TVF’nin Borsa İstanbul’daki payı yüzde 80,6’dır. Bay Kemal bunu öğren, bunu bil, sana lazım. Yani bir yıl öncesiyle aynıdır. Katar Yatırım Otoritesi, aralarında Almanya, İngiltere, ABD gibi ülkelerinde bulunduğu 400 milyar dolardan fazla yatırımı bulunan küresel bir kuruluştur. Bu kuruluş, Londra borsasının da yüzde 11,3’üne sahiptir. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu yatırımlardan dolayı “Katar bizi ele geçiriyor” diye zırvalayan kimse çıkmadı. Ne garipliktir ya. Aksine yapılan yatırımdan herkes memnuniyet duydu. Esasen bu tür yatırımlar ülkemize duyulan güvenin işaretidir. Türkiye’nin 3. çeyrekte yüzde 6,7 büyümesi üretim ve istihdamın güçlenmesi bakımından çok önemlidir. Ekonomik ve hukuki reformlarımızı süratle hayata geçirerek ülkemizin yerli ve uluslararası yatırımcılar için cazibesini artıracağız. Ülkemize yatırım yapan tek ülke Katar da değildir.
Paranın rengi, dini yoktur. Para paradır. 28 Şubat’ta olduğu gibi sermayeyi renklere bölenlerden de olmadık. Borsa İstanbul’a değer katan ne olursa bizim için makbuldür ve teşekküre layıktır. Ama bu faşist kafa, ülkenin ve milletin hayrına olan bir işte yatırımcı ayırmaya gidiyor. Tabi bunların niyeti hiçbir zaman Türkiye’nin çıkarlarını savunmak olmadı. Salgını istismar ederken de, yatırımlara karşı çıkarken de milleti düşünmediler. Tek gayeleri milletin sıkıntıya düşmesi için çalışmaktır.
Sırf kendisi gibi düşünmüyor, desteklemiyor diye herkese hakaret etmeyi siyaset sananı bu millet affetmez. Bize ilim öğreten öğretmenlerimize hakaret edeni bu millet affetmez. Türkiye bunlara rağmen son 18 yılda Cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanların 5 kat, 10 kat hizmete hamdolsun kavuşmuştur. İnşallah bunlara rağmen de 2023 hedeflerine ulaşacak, 2053 vizyonunu hayata geçirecektir. İnşallah şimdi de Ankara’da dev opera binamızı perşembe akşamı açılışını yapacağız. Bununla birlikte Türkiye’de ilk dev opera binamızı Ankara’mıza kazandırmış olacağız. Tabii ki bu töreni şu andaki Covid şartlarını dikkate alarak çok çok az sayıda katılımla yapacağız. Normalde 2 bini aşkın davetlinin gelebileceği bir yer olmasına rağmen biz bunu 300 kişilik katılımla yapacağız. Bütün derdimiz bu yatırımlar bir kenarda kalmasın, bir taraftan açalım, bir taraftan yolumuza devam edelim.
Sendika.Org