Eğitim-Sen, Salgın Günlerinde Eğitim Raporu’nu yayımladı. Raporda “MEB sanki okullar ve öğrenciler salgından hiç etkilenmiyor gibi davranıyor” ifadeleri yer aldı
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Salgın Günlerinde Eğitim Raporu’nu (16) yayımladı. 2021 yılı bütçe görüşmeleri kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı’nın da bütçe sunumunu yaptığına dikkat çeken Eğitim-Sen, raporunda “Sunuş metni MEB’in yaşanan gerçeklikten kopuk, alanın gerçekliğinden uzak ve acil çözülmesi gereken sorunları yok sayan bir yaklaşımla faaliyete devam etme yaklaşımında olduğunu göstermektedir. Yaşanan bu olağanüstü koşullarda ihtiyacımız olanın ‘katılımcı, demokratik, sosyal ve cinsiyet eşitliğini gözeten bir bütçe’ olduğunu daha önce ifade etmiştik. Bu konuda konfederasyonumuz KESK koordinesinde mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadeleri yer aldı.
Salgının etkilerinin artarak devem ettiğine dikkat çekilen raporda şu ifadeler yer aldı:
Açıklanan yeni hasta sayılarında yaşanan artış durumun giderek ciddileştiğini göstermektedir. Bu konuda geçerli ve etkili önlemlerin alınması gerektiğini bir kez daha ifade etmek gerekmektedir. Salgın nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı arttıkça yaşanan acı da artmaktadır. Son olarak Bismil Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde görev yapan eğitim emekçisi Halil Temiz genç yaşta salgından dolayı yaşamını yitirdi.
MEB’in tüm kademelerde 23 Kasım tarihinde seyreltilmiş şekilde yüz yüze eğitime geçmeyi planladığına dair bilgilerin basında yer alması ile okulların açılmasına dair tartışmanın yeniden başladığına dikkat çeken Eğitim-Sen, MEB’in öğrencilerin ve öğretmenlerin salgından hiç etkilenmiyor gibi davrandığını vurguladı.
Kredi ve burs başvuruları sırasında sorulan bazı sorularda yönlendirme olduğuna da dikkat çeken Eğitim-Sen, raporunda şu ifadelere yer verdi:
2020-2021 Öğretim Yılı için yapılan kredi ve burs başvuruları sırasında sorulan bazı sorular, öğrencileri kimi derneklere yönlendirme amacı taşımaktadır. Bakanlıktan yapılan açıklamada soruların anket amaçlı olduğu ve sonuçları etkilemeyeceği ifade edilse de yapılan uygulamanın dolaylı bir yönlendirme olduğu açıktır. Kamu kurumlarının ve dolayısıyla da kamu yöneticilerinin toplumun tüm kesimlerine eşit mesafede olması bir zorunluluktur. Bu anketi düzenleyenler ve uygulayanlar hakkında gerekli incelemenin başlatılması gerektiğini ifade etmek isteriz.
Eğitim-Sen, MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nün, özel okulların 2 sınıfında daha yüz yüze eğitime olanak sağladığını vurgulado:
MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü 2 Kasım 2020 tarihinde yayınladığı bir yazı ile özel okulların 7. ve 11. sınıfları için destekleme ve yetiştirme kursları ile takviye kurslarının açılabileceğini bildirdi. Bu yazı ile özel okulların fiili olarak 2 sınıfında daha yüz yüze eğitime başlanacağı açıktır. MEB özel okullara avantaj sağlamak adına karar almaya son vermeli, eğitimde eşitsizlik yaratacak adımlar atmamalıdır.
Sendika.Org