Hopa Halkevi üyeleri, “Yaşamak istiyoruz” kampanyası kapsamında Hopa Parkı’nda bir araya geldi. Polis barikat kurdu. Halkevciler abluka altında yaptıkları basın açıklamasının ardından “Güvenceli çalışmak insanca yaşamak istiyoruz” başlıklı bildirileri yurttaşlara dağıttı
Hopa Halkevi üyeleri, “Yaşamak istiyoruz” kampanyası kapsamında Hopa Parkı’nda bir araya geldi. Polis, Halkevcilerin karşısında barikat kurdu.
İnsanca yaşamak istiyoruz demek için Hopa parkında bir araya gelenlerin önüne polis barikatı kuruldu. @Halkevleri pic.twitter.com/zYjJpLHKWv
— Hopa Halkevi (@HopaHalkevi) October 26, 2020
Halkevciler, Hopa Metin Lokumcu Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Polis ablukası altında yapılan basın açıklamasının ardından “Güvenceli çalışmak insanca yaşamak istiyoruz” başlıklı bildiri dağıtımı yapıldı.
AKP’nin pandemi döneminin başından beri çıkardığı yasa, yönetmelik ve KHK’lerle patronların yanında olduğunu gösterdiğine işaret eden açıklama, “İşçilerin payına ölüm, esnek ve güvencesiz çalışma, ücretsiz izin, kısa çalışma ödeneği, iş yüklerinin artması ve işsizlik düşerken patronların payına teşvikler, vergi indirimi, borçlarının ertelenmesi düştü. COVİD-19 işçilerin kaptığı bir hastalık değil patronların her şeyi fırsata çevirdiği bir salgın sürecine de dönüştü” ifadeleriyle sürdü.
Yeterince yaygın ve adaletli biçimde test yapılmadığına dikkat çekilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
Vatandaş test için özel hastanelere yönlendiriliyor. Hastanelerde yeterli düzenlemeler yapılmadığı için salgın hastalık dışında başka rahatsızlığı olan hastalar ne yeterince hizmet alabiliyor ne de ameliyat olabiliyor. Binlerce ameliyatlık hasta sağlığına kavuşabilmek için salgın sürecinin geçmesi için bekletiliyor. Sağlık çalışanları için yeterli koruma önlemi alınmıyor. Salgınla mücadele eden sağlık çalışanları hastalığı kaparak hayatlarını kaybediyor. Sağlık çalışanları arasında eşitsizlik oluşturuluyor. Bu sürecin en cefakar çalışanları olan sağlık çalışanlarının sorunları bir an önce çözülmelidir.
“Bu ülkenin bakanları ya özel okul, ya bir hastane ya da bir turizm acentesi sahibi” ifadelerinin yer aldığı açıklamada eğitimdeki eşitsizlik ve adaletsizliği de dikkat çekildi.
Parası olan eğitim hizmetlerinden yararlanabilirken yoksul halkın çocuklarının geleceği adeta yok ediliyor. Özel okullarda sağlanan koşullar devlet okullarında sağlanamadığı gibi EBA TV gibi uygulamalar da yürütülemiyor. İnternet ve tableti olmayan binlerce çocuk eğitim hakkından faydalanamıyor.. Bir tarafta çocukları diğer tarafta işten atılma korkusu insanları çaresiz bıraktı. Eğitim hakkından faydalanabilmek için çatılardan düşerek ölen çocukların olduğu bir memleket olduk artık.
Açıklamanın sonunda şu talepler yer aldı:
- COVID-19 tüm insanlar için yaşamsal bir tehdittir. Sadece çocuklara ve risk grubundaki insanlara sağlanacak koruma ayrıcalıklarına tahammül edebiliriz. Geri kalan herkes için hastalık riski eşitlenmelidir.
- İşten çıkarma tam olarak yasaklanmalı; işçiler, çalışma süreciyle bağlantılı her hangi bir durumda COVID-19 riskiyle karşı karşıya kaldıklarında kıdem tazminatlarını alarak istifa edebilmelidir.
- Ücretsiz izin işçinin rızasına bağlanmalıdır. Kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin desteği en az asgari ücret seviyesinde tutulmalı ve geçen süre prim gününe eklenmelidir.
- COVID-19 her sağlık çalışanı için “meslek hastalığı”, fiilen iş yerinde çalışan her işçi için de “iş kazası” sayılmalıdır.
- Kültür, sanat ve eğlence gibi pandemide çalıştırılmayan emekçilere destek sağlanmalıdır.
- Uzaktan eğitime erişim şartları tüm öğrencilere sağlanmalı, okullarda yüz yüze eğitimin başlaması için gerekli bilimsel önlemler bir an önce alınmalıdır.
- Hasta, yaşlı, çocuk bakımı ve eğitim gibi temel hizmetler pandemi koşullarına uygun şekilde kamusallaştırılmalıdır, kadınlar üzerindeki bakım emeği yükü kaldırılmalıdır.
- Kadınların ücret ve gelir düzeyi en az erkeklerin gelir düzeyine getirilmelidir.
- Sermayenin karı için yaşam alanlarımızın yağmalanmasına son verilsin Doğayla barışık yaşamak istiyoruz.
İlgili haberler:
Sendika.Org