Elektrik Enerjisi Kanunu ve Bazı Diğer Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi geçtiğimiz hafta TBMM Sanayi Alt Komisyonu’nda görüşüldü. Teklif, 20 Ekim tarihinde Sanayi Komisyonu’nda görüşülecek. Ekoloji Birliği’nin ve diğer çevre örgütlerinin katılımının reddedildiği alt komisyon toplantısının tutanakları Meclis web sitesinde yayımlandı
Elektrik Enerjisi Kanunu ve Bazı Diğer Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi geçtiğimiz hafta TBMM Sanayi Alt Komisyonu’nda görüşüldü. Teklif, 20 Ekim tarihinde Sanayi Komisyonu’nda görüşülecek. Ekoloji Birliği’nin ve diğer çevre örgütlerinin katılımının reddedildiği alt komisyon toplantısının tutanakları Meclis web sitesinde yayımlandı.
Ekoloji Birliği görüşülecek kanun teklifine dair yazılı bir açıklama yayımladı.
“Teklifin enerji ve maden sektörü şirketlerinin talepleri doğrultusunda hazırlandığını zaten biliyorduk ancak tutanaklar gerçek niyetleri açığa çıkarıyor” denilen açıklamada komisyon toplantısına sektör şirketleri dışında yalnızca Maden Mühendisleri Odası ve Elektrik Mühendisleri Odası’nın davet edildiğini ifade eden açıklamada görüşmelerin hızla bitirildiği kaydedildi.
Tutanağa göre, teklifi sunan AKP Milletvekili Nevzat Şatıroğlu, komisyona ne bir rapor, ne bir istatistik sundu.
Ekoloji Birliği AKP’li Şatıroğlu’nun komisyon konuşmasını şöyle aktardı:
Öncelikle, 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 5 ayrı maddesinde yapılan düzenlemeler ile tamamen, yatırımcı ve işletmecilerimiz lehine birtakım kolaylıklar getirmeye çalıştık…. Arazi ihtiyacına ilişkin düzenlemelerde de yine yatırımcı lehine kolaylıklar getirmeye çalıştık… 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu’nun 5 ayrı maddesinde yine düzenlemeler yapmaya çalıştık. Bu düzenlemelerle, jeotermal kaynak kullanan işletmecilerden tahsis edilen idare payı işletmeci lehine daha hakkaniyetli, daha adaletli bir şekilde yeniden düzenlendi… MTA’ya jeotermal sahaların yatırıma açılması, ihale edilmesi esnasında altı yıla kadar taksitlendirme yapma imkânı sağlayarak bu jeotermal sahaların ekonomiye kazandırılması önündeki bir engeli aşmaya çalıştık.
Açıklama “Yani özetle, milletin değil şirketlerin vekilinin kendi sözleri ile her şey yatırımcı ve işletmeci lehine… Tutanağın devamında, sektör örgütlerinin lehlerine yapılan bu düzenlemelerden genel olarak memnun olduklarını ancak yeterli bulmadıklarını ve daha fazla destek istediklerini görüyoruz” ifadeleriyle devam etti.
İçinde halkın olmadığı ve jet hızıyla geçirilmek istenen teklifle aşağıdaki değişiklikler öngörülüyor:
- Maden şirketlerinin 12 ay ruhsatsız çalışması, işletme izin alanı dışına cezasız bir şekilde taşması, devlete olan borçlarına göz yumulması sağlanıyor.
- Havaya bir sürü kimyasal ve zehirli gaz salan, araba lastiği, orman ürünleri ve çöp yakarak elde edilen enerji “yenilenebilir” sayılıyor ve teşvik ediliyor. Biyogaz santrallarının önü daha da açılıyor.
- Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması (YEKDEM) kapsamı genişletilerek Karadeniz derelerinde ekolojik yıkımlara ve sel felaketlerine neden olan HES’lerin sayısının artmasın neden olunuyor.
- Cumhurbaşkanı izni ile T.C. Kanunlarından muaf enerji şirketleri kuruluyor.
- Enerji yatırımları için gereken taşınmazlar kolayca, kamu yararı kararı olmaksızın istimlak ediliyor ve halkın, köylünün toprakları sermayeye peşkeş çekiliyor.
- Dağıtım şirketlerine çeşitli kolaylıklar sağlanarak daha fazla kar elde etmeleri sağlanıyor.
- Ülkemizin her yerinde köylüleri ve halkı canından bezdiren, ekolojik yıkımlara yol açan, havayı, su kaynaklarını ve tarım alanlarını kirleten ve HES’ler, JES’ler ve RES’lere YEKDEM destekleri devam ettiriliyor.
Açıklama şöyle sonlandı:
Tutanakta ilgili Bakan’ın verdiği bilgiye göre yalnız 2019 yılında YEKDEM’den bu şirketlere aktarılan teşvik 25 Milyar TL. Her derede sayısız HES vardı, artık her rüzgar alan tepede sayısız türbin görmeye başladık ve her jeotermal kaynak yakınında tarım alanı vb demeksizin JES’lere tanık olduk. Şimdi bunların sayısı kontrolsüz bir şekilde verilen teşviklerle daha da arttırılıyor. Bir kez daha yineliyoruz, kanun teklifinde halk yok, enerji demokrasisi yok, enerji tasarrufu yok, enerji verimliliği yok, ekolojik duyarlılık yok. Ne mi var? Enerji ve maden şirketlerine daha fazla destek, daha fazla kıyak, kamu denetiminin ortadan kaldırılması, tüm yetkilerin tek adamda, Cumhurbaşkanı’nda toplanması, karın şirketlere, zararın halka yıkılması ve ekolojik yıkım var. AKP ve MHP millet vekillerinin izlediği politikalarla TBMM artık TBŞM (Türkiye Büyük Şirketler Meclisi) haline gelmiştir. Tüm muhalefet partilerini, demokratik kitle örgütlerini ve ekoloji örgütlerini bu yasa teklifine karşı çıkmaya çağırıyoruz.
Sendika.Org