Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) “Salgın günlerinde eğitim” raporunun 15.’sini yayımladı. Raporun ilerleyen bölümlerinde 5 ve 9. sınıfların yüz yüze eğitime açılması, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde yapılan “yaratılış” kongresi, sınavların yüz yüze yapılması, tablet dağıtımı gibi gündemler yer aldı
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) “Salgın günlerinde eğitim” raporunun 15.’sini yayımladı. 2021 Bütçesini eleştiren raporda şu ifadeler yer aldı:
Bu dönemde kaynakların, ihtiyaç olan oranda, sağlık ve eğitim için ayrılması gerekmektedir. Önümüzdeki günler “sosyal, kamusal, katılımcı, toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten ve demokratik bütçe” mücadelesini yükselttiğimiz bir dönem olacaktır.
Raporun devam eden bölümünde ise 5 ve 9. sınıfların yüz yüze eğitime açılması, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde yapılan “yaratılış” kongresi, sınavların yüz yüze yapılması, tablet dağıtımı gibi gündemler yer aldı.
5. ve 9. sınıfların kasım itibariyle seyreltilmiş şekilde eğitime başlayacaklarına dair Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir kararı olduğuna dikkat çekilen raporda, “Vaka görülen sınıfları karantinaya alarak ve kimi zaman okulları kapatarak eğitim hizmetinin sağlıklı verilmesinin mümkün olmadığı açık. Öğrencilerin kendi sınıf seviyelerine ait tüm kazanımlardan sorumlu olacağı düşünüldüğünde parçalı okul kapatma veya sınıf karantinasının farklı eşitsizlikler oluşturması güçlü bir olasılıktır” denildi.
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen 4. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi düzenlendi. Pek çok tarikat ve cemaatin katıldığı etkinliğe ilişkin yapılan açıklamada “Halkın vergileri ile finanse edilen bir üniversitede kamu kaynakları kullanılarak böyle bir etkinliğin düzenlenmiş olmasını kabul etmek mümkün değil. Salgın koşullarında bilime olan gereksinimi her gün yeniden deneyimlerken gerçekleştirilen bu etkinlik, inşa edilmeye çalışılan yeni rejimde üniversitelerin nasıl olacağını da göstermektedir” denildi.
Milli Eğitim Bakanı, MEB ve TOBB arasında yapılan iş birliğiyle okulların açılması hakkında yeni bir düzenleme yaptıklarını ve artık fabrikaların içerisine de okul açılabileceğini basına açıkladı. Bakan yaptığı açıklamada, Türkiye’nin gittikleri her bölgesinde sanayicilerin ve iş insanlarının kalifiye eleman bulmakta sıkıntılarını ifade ettiklerini ve MEB’in de bu durumun çözümü için fabrikaların içine okul açılması için gerekli hazırlıkları yaptığını ifade etti.
Eğitim Sen bu karara ilişkin şunları kaydetti:
Bu açıklamayı da fabrikaların içerisine okul açılmasını da kabul etmediğimizi ifade etmemiz gerekmektedir. MEB’in görevi tüm öğrencilerin kamusal eğitim almasını sağlamak olmalıdır, çocuk işçiliğini yaygınlaştırmak değil. MEB, sermayenin gereksinimlerini karşılamak yerine her öğrencinin eğitim aracılığı ile yaşamını belirleme hakkını gerçekleştirmelidir. Bu konunun takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.
Ekim ayı başında MEB tarafından ihtiyacı olan 500 bin öğrenciye ücretsiz tablet dağıtımı yapılacağı açıklanmıştı. Yapılan açıklamalarda kullanılan ifadeler sanki bu tabletlerin MEB tarafından kamu kaynakları ile sağlanacağı ve öğrencilere dağıtılacağı şeklindeydi.
Eğitim Sen bu tablet tedarikinin yine bir yardım kampanyası şeklinde yapılacağını ifade ederek şunları kaydetti:
Ancak Milli Eğitim Bakanı’nın yaptığı açıklamalardan tablet tedarikinin de yine bir yardım kampanyası şeklinde sürdüğünü öğrenmiş olduk. Öğrencilerin eğitim hakkı ve gereksinimleri kurumların ve kişilerin yardımlarına bırakılamaz. Bu faaliyeti dayanışma olarak görmemiz mümkün değildir. Dayanışma ezilenlerin, yoksulların gönüllü birlikteliğidir. MEB gereksinimi olan öğrencilerin ihtiyaçlarını kamu kaynakları ile karşılamalıdır.
Sendika.Org