Samso adasında oturanlar mutlu. Kendi kendilerine yetiyorlar, özellikle enerji konusunda. 2007 yılında yenilenebilir enerji konusunda kendine yeterli hale geldiler
Kolektif olarak işin ucundan tutunca oluyor. Bir araya gelince ve doğaya saygı gösterildiğinde mutluluğu yakalıyorsunuz. Gelecekten endişe duymuyorsunuz.
Samso adasında oturanlar mutlu. Kendi kendilerine yetiyorlar, özellikle enerji konusunda. 2007 yılında yenilenebilir enerji konusunda kendine yeterli hale geldiler.
“Made in Danemark” ekolojik başarısının en iyi göstergesi.
Samso adası Danimarka sınırları içinde 114 kilometrekare yüzölçümüne sahip bir ada. Paris kenti büyüklüğünde. Yaklaşık 4 bin kişi oturuyor. 22 adet köy var adada. Jutland’ın doğusunda ve Kattegat denizinde yer alıyor.
En yüksek tepesi 64 metre ve buradan fiyortları, otlakları, ormanı seyredebilirsiniz, özellikle de güneşin batışını.
Ada anakaraya gemiyle 1,5 saat uzaklıkta. Çoğu gereksinmeler de anakaradan geliyor. Elektriği eskiden anakaradan ve kömür santrallerinden sağlarken bugün satıyorlar.
Çok güzel çilek, patates yetiştiriyorlar. Besicilik de var. Ayrıca golf sahası da var ve sahanın çimleri üzerinde koyunlar otluyor. Doğal çim makinesi. Ot ilacı yok.
Bir zamanlar genç nüfus adayı terk ederken, esnaf kepenk indirirken şimdi yeni iş alanları açılıyor, ada özelliği dolayısıyla turist çekiyor.
Ancak adanın en önemli özelliği enerji üretiminde attığı adımlar. Kendi kendine yeterli olduğu gibi elde ettiği enerjiyi satıp ek gelir kazanıyor. Gelir dayanışmanın, ortak çalışmanın ürünü.
Avrupa’nında vitrini.
Mesela Bozcaada neden bu hale gelmesin?
Danimarka, 1997 yılında yenilebilir enerji konusunda dört adası (Laeso, Samso, Aero ve Mon) ve Thyholm bölgesi için bir yarışma düzenler. Amaç sera etkili gazları azaltmak ve yüzde yüz yenilenebilir enerjiye geçişi sağlamaktır. Yarışmayı Samso adası kazanır ve işe koyulurlar. Devlet ve enerji ajansı projelerin yapılması için inceleme ve danışmanlara yatırım yapar. 2006 yılında bugün çok ziyaretçi çeken ve sürekli tartışma ve toplantıların yapıldığı Enerji Akademisi kurulur. Başında Soeren Hermansen vardır.
Ada sakinleriyle işe koyulur ve canla başla çalışır. Tarım ve besicilikle geçinen insanları yenilenebilir enerji konusunda ikna etmek kolay iş değildir. İlk toplantıya sadece 50 kişi gelir! Bu arada 200 kişiye iş sağlayan adadaki mezbaha kapanınca enerji dönüşümü ilgi çekmeye başlar.
1997’de başlayan serüvenden on yıl sonra yani aynı yıl yapılan Kyoto Zirvesi’nden sonra kurdukları 10 kadar kooperatifle ve belediyenin de katkısıyla yenilenebilir enerjiyi üretip satmaya başlarlar.
Önce rüzgâr enerjisi: Yaklaşık yarısı denizde olan 21 rüzgâr santrali var. 2001 yılından beri çalışan rüzgar santrallerinin karada olanları 11 MW denizde olanları ise 23 MW enerji üretir.
Enerjinin %10’u da güneş enerjisinden sağlanır.
Her evin çatısında güneş panelleri bulunur.
Karbondioksit salımı önemli ölçüde azalır ve negatife geçerler. 45 bin ton salım yaparken eksi 15 bin tona ulaşırlar. Kükürtdioksit 85 tondan eksi 4 tona ve azotdioksit 340 tondan eksi 10 tona ulaşır.
“Yenilenebilir enerji santralleri kurduk, artık enerji konusunda rahatız” demezler. Evlerin yalıtımı da sağlanır ve enerjiden %20 tasarruf sağlarlar.
Evlerin ısıtılması için ayrıca dört adet merkezi ısıtma sistemi kurarlar. Bu merkez, adada bulunan odun ve samanla çalışır. Ayrıca çöpler de buralarda yakılarak enerji üretimine katkıda bulunur. Evlerin 4’te 3’ü bu şekilde ısıtılır.
Hava güneşli değil ya da yeterince rüzgâr yoksa işte bu merkezi sistem devreye girer.
Kimi evler ise jeotermik ısı pompasıyla enerji sağlayarak ısınır. Artık fosil yakıtla ısınma devri kapanmıştır.
Yağmur suyu depolanır.
Belediyenin sahip olduğu hizmet araçları (15 adet) elektrikle çalışır. 250 kişiye bir elektrikli araba düşer.
2050 yılında adadaki arabaların tümü elektrikle çalışacaktır.
Anakara ve ada arasında çalışan gemi artık biyogazla çalışmaktadır ve ikinci bir geminin sefere koyulması planlanmaktadır.
Danimarka 2050 yılında yüzde yüz yenilenebilir enerjiye geçmeyi planlarken Samso adası bugün fosil enerjiye sırtını çevirmiştir.
Yapılan toplam yatırım 51,5 milyon avrodur. Kişi başına 15 bin avro düşer. Herkes kredi alarak yenilenebilir enerjiye ortak olur.
Aynı parayı İngiltere için uygularsanız bu ülkenin enerjide dönüşümü sağlaması için 780 milyar avro harcaması gerekir.
Bu arada petrol devi Shell projeyle ilgilenir ve yenilenebilir santrallerine ortak olmak ister. Oyunu görürler ve ada sakinleri “hayır” der.
Toplumsal değişim, davranışların ve düşüncelerin de değişimidir. Çok uluslu şirketlerin “yeşil”le yıkanma reklamını görürler.
Savurganlık sıfıra iner.
Yenilenebilir enerji yeni iş alanları açar. Her yıl 30 kişiye istihdam sağlanır. Santrallerin bakım-onarım işleri adada yapılır.
Yeni seralar kurulur ve organik ürün üretimine başlanır.
Daha önce yılda 2500 avro elektrik+ısınma parası olarak harcanırken bugün ortak oldukları ve birlikte ürettikleri yenilenebilir enerji santralleri sayesinde yılda kişi başına yaklaşık 2000 avro gelir sağlarlar. Elektrik anakaraya satılır. Hükümet üretilen enerjiyi kW saati 0,8 santimden 10 yıl boyunca satın almaya söz vermiştir. Yenilenebilir enerjide satın alma fiyatı konusunda Avrupa Birliği başarısız olmuştur. Çünkü piyasa “hayır alamazsınız” deyince boyun eğmek zorunda kalmıştır.
Adada her on kişiden biri elektrik üreticisi olmuştur.
Adanın yenilenebilir enerji konusundaki çabaları adayı ilginç hale getirir ve çok sayıda turist çekmeyi başarırlar ve bu sayede yeni iş imkânları da doğar. Enerji Akademisi ve müzesi en çok ilgi çeken yerdir.
Yerel düzeyde bu tür deneyler sürmekte ve başarılı da olmaktadır. Başarılı olmalarının en önemli nedeni bir araya gelip kurdukları kooperatiflerdir. Sadece enerji konusunda değil tarım, ticaret alanında da başarılı olan birlikler vardır ve olacaktır.
Piyasanın ya da neoliberal ekonominin acımasız koşullarına yerelde yanıt vermenin örnekleridir bunlar. Kolektif çevre bilincinin yerleşmesidir.
Kaynaklar: reporterre.net; euractiv.fr; planete-energies.com; geo.fr; observers.france24.com. courrierinternational.fr; francetvinfo.fr; dk.ambafrance.org; decisionsdurables.com; andemu.com.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.