Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, muhabir Hülya Kılınç ve Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel’in tutuklu yargılandığı davanın ikinci duruşması, yarın görülecek
Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, muhabir Hülya Kılınç ve Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel’in yaklaşık 6 aydır tutuklu yargılandığı davanın ikinci duruşması, yarın İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Özgür Gündem Ana Davası’nda, kapatılan Özgür Gündem gazetesi yönetici ve çalışanları Zana Bilir Kaya, İnan Kızılkaya, Kemal Sancılı, Eren Keskin’in yargılanmasına yarın İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edilecek.
Tutuklu gazeteciler için bir araya gelen Haberin Var Mı İnisiyatifi, duruşma öncesi, gazetecilere özgürlük için yarın Çağlayan Adliyesi önünde buluşulacağını duyurdu.
Gazetecilik tarihimiz gerçeği savunduğu için bedeller ödeyen ustalarımızla dolu. Onların kalemi adalet, özgürlük ve demokrasi yolundan hiç sapmadı. Her türlü tehdide, baskıya karşın bu hakikat mirasını devam ettiren meslektaşlarımız bugün Silivri Cezaevi’nde. Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılınç, bir kumpas dava ile 6 aydır ağır tecrit koşullarında hapsediliyor. Yarın Gazeteciler Davası’nın ikinci duruşması için Çağlayan Adliyesi’nde olacaklar. Biz de gazetecilere özgürlük için yarın saat 09.00’da Çağlayan Adliyesi önünde maskeli ve sosyal mesafeli olarak bir araya geleceğiz. Özgürlük için buluşacağız.
8 Mart’tan bu yana Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Yeniçağ yazarı Murat Ağırel, yarın görülecek ikinci duruşma öncesi hapishaneden mektup gönderdi. Avukatları aracılığı ile gönderdiği mektupta gazeteci Ağırel şöyle yazdı:
183 gündür tutukluyum…
“Neden?” diye soruyorum.
Delilleri karartabilirmişim, tanık beyanları varmış, kaçma şüphem varmış! Böyle cevap veriyorlar.
Delilleri geçtim tek delil yok, olmayan şeyi nasıl karartabilirim?
Tanık beyanlarını geçtim, hakkımda tek tanık yok beyan yok. Olmayan tanığın beyanı nasıl olur?
Bir defa değil iki defa kendi ayaklarım ile mahkemeye bile isteye gelen kişi neden kaçmak ister?
İşte, “neden?” sorusunun cevapları ve gerçek olanlar.
Onlar söyleyemiyor ama ben biliyorum…
Yazdığım yolsuzluk yazıları ve son kitabım “SARMAL”…
Gazetecilik vesselam…
Oysa gazeteci onun bunun istediğini yazan, güce dalkavukluk eden, korkan, kalemini satan kişi değildir. Gazeteci, halkın yanında duran, tek gücü halk olan, onun derdiyle dertlenen, vatanını, bayrağını yüce bilen, demokrasiyi, insan haklarını içselleştirmiş, korkmayan, kalemini satmayan, güce dalkavukluk etmeyen kişidir.
Ben bir kez daha gazeteciliği, kalemin namusunu, üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü savunmak için, adalet için, vicdan için 9 Eylül günü Çağlayan Adliyesinde olacağım…
Ve bağıracağım Gazetecilik Suç Değildir!
Savcılık gazeteciler hakkındaki mütalaasını açıkladı. Savcılık, gazetecilerin ayrı ayrı “devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama” ve “2937 Sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’na muhalefet” suçlarından 19 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti.
Savcılık mütalaasında, tutuklu gazeteciler Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç ile tutuksuz gazeteciler Barış Terkoğlu, Aydın Keser, Ferhat Çelik, Eren Ekinci, Erk Acarer’in üzerine atılı “MİT mensubu olan şehitlerin kimlik bilgilerini ve dolayısıyla da ailelerinin kimlik bilgilerini, çalıştıkları görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgileri yayımlamak, yaymak ve açıklamak suretiyle 2937 Sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun 27/3. fıkrasında tanımlanan suç ile TCK’nın 329. maddesinde tanımlanan devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama” suçlarını işledikleri iddia edildi.
Gazetecilerin atılı suçlardan ayrı ayrı 8 yıldan 19 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen mütalaada, Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç’ın tutukluluk halinin devamına, Erk Acarer’in ise yurt dışında olması nedeniyle savunması henüz alınamadığından dosyasının ayrılmasına karar verilmesi talep edildi.
Sendika.Org