Milli Eğitim Bakanlığı 21 Eylül’de okul öncesi ve birinci sınıf öğrencileri için okulların açılacağını duyurdu. Ancak okullar salgın döneminde eğitim-öğretime ne kadar hazır? Birçok okulda temel temizlik malzemeleri, dezenfektan ve maske eksik. Yeterli sayıda yardımcı personel yok
COVID-19 salgını ülke genelinde yeniden yükselirken, Milli Eğitim Bakanlığı 21 Eylül’de okul öncesi ve birinci sınıflar için yüz yüze eğitimin başlayacağını duyurdu.
Normal şartlarda zaten yeterince bütçesi olmayan ve ihtiyaçlarını okul aile birliklerinin velilerden topladığı paralarla karşılayan okulların, yardımcı personel, dezenfektan ve temel temizlik malzemeleri gibi ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağı soru işaretleri oluşturdu.
Birçok okul her yıl kayıt sırasında velilerden toplanan A4 kağıt, deterjan gibi malzemelere dezenfektan ve maskeyi de ekledi. Ancak yine de birçok okulda temel temizlik malzemeleri sorunu devam ediyor.
İzmir Karşıyaka’da bulunan Atatürk İlkokulu bu örneklerden biri. Okul içerisinde birçok yere dezenfektan kutuları konulmuş ancak içleri boş. Bütçe yetersizliğinden kaynaklı temel temizlik malzemeleri alınamıyor.
Birinci sınıfa başlayacak öğrencilerin kitapları yardımcı personel eksikliğinden kaynaklı öğretmenler tarafından dağıtılıyor. Her gün velilerin girip çıktığı okulda öğretmenler için de dezenfektan bulunmuyor.
Atatürk İlkokulu bir örnek olsa da birçok okulda benzer sorunlar mevcut. Özellikle yoksul mahallelerde yer alan okullarda yetersiz personel ve temel temizlik malzemesi eksiği daha fazla.
Eğitim-Sen İstanbul 8 No’lu Şube Denetleme Kurulu Üyesi Barış Demirci, okulların durumu ve devamında ne gibi sorunlar çıkabileceğini Sendika.Org’a değerlendirdi.
İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri’nden okullara giden yazıda, dezenfektan, maske, temel temizlik malzemelerinin alınmasının belirtildiğini söyleyen Demirci, “Ancak okulların bütçesi yok. Okul aile birliklerinde para varsa konuluyor. Ama okulda para yoksa. Durum ortada kalıyor. Muhtemelen ‘Sınıflar kendileri alsın’ diyeceklerdir” dedi.
Tüm okullarda aynı durum ve şartların geçerli olmadığının altını çizen Demirci, “Aslında ikili de bir durum var. Meslek liseleri bu süreçte aktif rol oynuyor. Dezenfektan ve maske üretimi yapılıyor. Bunlarda kısmi olarak okullara gönderiliyor. Ancak bütün okullarda böyle bir uygulama yok. Dezenfektana ulaşabilen okullar var, ulaşamayan okullar var. Ben Fatih’te merkezi bir okuldayım, benim okulumda mevcut. Ama her okula eşit şartlar sağlanmıyor” dedi.
21 Eylül’de okul öncesi ve birinci sınıfların yüz yüze eğitime başlayacağını hatırlatan Demirci, özellikle birinci kademede çocuklarla temas etmeden eğitim yapma şansının olmadığını belirterek şunları söyledi:
Birinci sınıf ve ana okullarını açmanın amacı, zaten bu yaş grubunda okul ve eğitim kavramları gelişmediği için uzaktan eğitim yapma şansınız yok. Doğalında bir süre bunu yapabilirsek uzaktan eğitime dahil edebiliriz amacıyla yapılan bir iş aslında.
Kalem tutmayı öğretemediğin noktada senin uzaktan eğitim yapma şansın yok. Doğalında bu bizim açımızdan handikap. Sen ne yaparsan yap, nasıl planlarsan planla bu çocuklar birbirine temas edecekler. Bu kaçınılmaz bir şey. Sen de temas edeceksin. Ne ile karşılaşacağımızı açıkçası biz de bilmiyoruz.
‘Minimum temasla eğitim programı hazırlıyoruz’ diyorlar; ama daha elimize öyle bir şey geçmedi.
Şu an için okulların belirlenen tarihte açılacağını; ancak ilerleyen zamanda yeniden kapatılacağını düşündüğünü söyleyen Demirci, “Çünkü şu an marketlerde okul malzemeleri satılmaya başlandı. Bu aynı zamanda sermayeye can verecek. Satışlar yapılacak, malzemeler, dergiler, kitaplar alınacak. Sonra uzaktan eğitime geçilecek” dedi.
Pandemi döneminde bilimsel olarak okulların açılmaması gerektiğini belirten Demirci, “Okullar açılacaksa da gerekli tedbirler alınmalı. Temel temizlik malzemeleri temin edilmeli. Dezenfektan, maske alınmalı. Yeterli sayıda yardımcı personel görevlendirilmeli” açıklamasında bulundu.
Sendika.Org