Cumartesi Anneleri, koronavirüs salgını nedeniyle 809. hafta açıklamasını da sosyal medya hesapları üzerinden gerçekleştirdikleri canlı yayınla yaptı. Bu hafta, 27 yıl önce gözaltına alınarak kaybedilen Yahya Yakut’un akıbeti soruldu
809 haftadır fail meçhul cinayete uğrayan yakınlarının faillerini ve kaybedilenlerin akıbetini soran Cumartesi Anneleri, koronavirüs (COVID-19) salgını nedeniyle bu haftaki açıklamayı da sosyal medya hesapları üzerinden gerçekleştirdi.
Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’nın yasaklanması nedeniyle eylemlerini 82 haftadır İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde gerçekleştiriyordu. Koronavirüs salgınına rağmen eylemlerini sürdüren Cumartesi Anneleri, son 28 haftadır sosyal medya hesapları üzerinden yaptıkları canlı yayınlarla adalet taleplerine devam etti.
Bu haftaki açıklamada kayıp yakınları, 5 Eylül 1993 tarihinde Mardin’de gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Yahya Yakut’un akıbetini sordu.
Bu hafta ilk olarak Yahya Yahut’un oğlu Rıdvan Yakut konuştu.
27 yıldır verdikleri mücadelenin sonuç vermediğini belirten Yakut, “Halen babamın akıbetine ilişkin bir bilgi edinmiş değiliz. 1990’lı yıllarda devletin koruculuk dayatmaları sonucu köyümüzü terk etmek zorunda kaldık. Köyü bırakıp ilçeye taşındığımız için geçim sıkıntısı çekiyorduk. Bunun için babam Türkiye metropollerine gidip çalışma kararı almıştı. Babam sorunsuz bir şekilde Midyat’a kadar gidiyor. Midyat’ta otobüs beklerken yanlarına gelen uzun namlulu silah taşıyan kişiler kimliğini sorgulamak istiyorlar. Sorguladıktan sonra babamı gözaltına almak istiyorlar. Bunun illegal bir gözaltı olduğu için babam buna direniyor. Ama darp ederek alıp götürüyorlar. O günden sonra kendisinden hiçbir şekilde haber alamadık” ifadelerini kullandı.
Babası kaybolduğunda kendilerinin hala çocuk olduğunu ifade eden Yakut, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Annem küçük kardeşimi sırtına alarak bütün devlet kurumlarını gezerek babamın akıbetini öğrenmeye çalıştı. Yalnız her defasında geri çevrildi. Annem hukuki mücadelesini hiç bırakmadı. En son Dargeçit’de bulunan bir toplu mezar için başvuruda bulunduk. Yine 2020 yılında bulunan bir toplu mezar için de başvuruda bulunduk. Ama tek bir adım bile ilerleme yok. Ama hakikat ve adalet savaşımızı hiç bırakmadık. Annem her zaman evimizin kapısını açık bıraktı. Çünkü devlet hiç yardımcı olmadı bize. Umudun kapısını hep açık bıraktık. Annem babamın akıbetini öğrenmeye çalıştığı sırada hakaretlere uğradı. Annem yakın geçmişte zırhlı araç tarafından ezildi ve yaralandı. Ama biz bu mücadeleyi hiçbir zaman bırakmayacağız. İlk günkü gibi acımız tazedir.”
Ardından söz alan Yakut Ailesi’nin avukatı Erdal Kuzu, söz konusu kaçırma olayının JİTEM faaliyetinin bir örneği olduğunu söyledi. Şimdiye kadar etkin bir soruşturma yürütülmediğini hatırlatan Kuzu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Midyat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada da yine etkin bir tutum ortaya konulmadı. Yahya Yakut soruşturması tıpkı diğer faili meçhul cinayetler gibi ortaya çıkarılması gereken bir soruşturmadır. Ama şimdiye kadar etkin bir soruşturma yürütülmedi. Ailenin talebine cevap verilmedi. Türkiye’deki hukuk süreci bu anlamda yürüse ve sonuç alınmasa bu soruşturma uluslararası kurumların önüne gidecektir. Suçların kimler tarafından yapıldığı ortadadır.”
Bu haftaki açıklamayı ise Cumartesi İnsanları’ndan Sinem Asya Esengen okudu. 809 haftadır, hukukun temel normu olan adalete ulaşmak için mücadele ettiklerini ifade eden Esengen, “Ancak adalet mekanizmasının hayata geçmesini engelleyen mevcut sistem yüzünden sonuç alamıyoruz” dedi.
Yahya Yakut’un Midyat Otogarı’nda Konya otobüsünü beklerken silahlı, sivil giyimli, özel harekat timlerinin yanına geldiğine dikkati çeken Esengen, “Kimlik kontrolü sonrası ‘ifade vermek için bizimle geleceksin’ denildi. İfade vermesini gerektirecek bir durum olmadığı için Yahya Yakut gözaltına direndi. Ancak şiddet uygulanarak zorla gözaltına alındı. Olay otogarda bulunan çok sayıda kişinin gözleri önünde gerçekleşti. Yahya Yakut’un gözaltına alındığını haber alan eşi Süphiye ve Anne Şehriban Yakut’un Dargeçit İlçe Jandarma Komutanlığına, Midyat Jandarma Karakolu’na gidip bilgi alma çabaları sonuçsuz kaldı. Yahya Yakut’tan bir daha haber alınamadı” diye konuştu.
Anne Şehriban Yakut’un henüz küçük olan torunlarına “Okuyun, babanızı bulun” diyerek yaşamını yitirdiğini dile getiren Esengen, sözlerini şöyle tamamladı:
“Büyüyen çocuklar üniversite eğitimi için geldikleri Ankara’da İnsan Hakları Derneği’ne babaları için gözaltında kayıp başvurusu yaptı ve babalarının kayıplar listesine girmesini sağladı. Yakut Ailesi, bölgede açığa çıkan tüm toplu mezarlar için Yahya Yakut’a ait kalıntılar da olabilir diye girişimlerde bulundu. Yakut’un gözaltına alındığı yer olması nedeniyle Midyat Cumhuriyet Başsavcılığı’na, toplu mezardan çıkan kemiklerle ilgili kimliklendirme çalışması için kan örneği verdiği Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Ancak bugüne kadar etkin bir soruşturma yürütülmedi. Yahya Yakut dosyasında 27 yıldır etkin bir soruşturma ve kovuşturma faaliyetinin yürütülmemesi hukukun üstünlüğü ilkesinin ağır biçimde ihlal edilmesidir. Yahya Yakut’un gözaltında kaybedilmesi ile ilgili etkin bir soruşturma ve kovuşturma yürütülmesini sağlama görevinizi yerine getirin.”
Sendika.Org