CHP’li Utku Çakırözer, her ay olduğu gibi Türkiye’nin basın ve ifade özgürlüğü Ağustos ayı karnesine ilişkin hazırladığı raporu kamuoyuyla paylaştı. Çakırözer, son bir ayda Tele1’e verilen haksız cezalara dikkat çekerek, Tele1 ekranlarının karartılmasına tepki gösterdi. Çakırözer, “Bu yapılan sadece ekranların karatılması değil, hem basın özgürlüğünün hem de halkın haber alma hakkının karartılmasıdır. Demokrasi ayıbıdır” dedi
Ağustos ayı Basın Özgürlüğü raporunu açıklayan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, son bir ayda Tele1’e verilen haksız cezalara dikkat çekerek, Tele1 ekranlarının karartılmasına tepki gösterdi. Çakırözer, “Bu yapılan sadece ekranların karatılması değil, hem basın özgürlüğünün hem de halkın haber alma hakkının karartılmasıdır. Demokrasi ayıbıdır” dedi. Çakırözer, son 1 ay içinde RTÜK’ün Tele1’e verdiği cezalara dikkat çekerek, “Tele1’e son 1 ay içinde verilen cezalar art arda geldi. RTÜK’ün verdiği cezalar yetmezmiş gibi bir de İçişleri Bakanlığı hedef gösterdi. Bu cezalar sadece Tele1’e yönelik cezalar değildir. Bu cezalarla halkın gerçekleri öğrenmesi engellenmek istenmektedir” dedi. Çakırözer, raporunda gazetecilere yönelik baskı ve tehditlerin fiziksel şiddete dönüştüğüne de dikkat çekti.
Çakırözer’in hazırladığı Ağustos ayı Basın Özgürlüğü Raporu’nda haberi, yazısı ve ifadesi nedeniyle gazetecilere yönelik tehdit ve fiziksel şiddet sayılarındaki artış damgasını vururken, RTÜK’ün televizyon kanallarına verdiği rekor cezaların yanı sıra Tele1 ekranının 5 gün süreyle karartılmasıile Sözcü TV ve Halk TV’nin başvurularının aylardır işleme konulmaması dikkat çekti.
RTÜK’ün Temmuz ayında Tele1 kanalına verdiği 5 günlük yayın durdurma cezası, yürütmeyi durdurma kararına yapılan itirazın mahkeme tarafından kabul edilmesiyle dün gece uygulamaya kondu. Tele 1 ekranın 5 gün boyunca karartılmasına tepki gösteren CHP’li Çakırözer, “RTÜK’ün, yürütmeyi durdurma kararına yaptığı itiraz mahkeme tarafından kabul edilince, beş günlük ekran karartma cezası uygulamaya kondu. Dün saat 00.00’da itibarıyla Tele1’in ekranları karartıldı. Gazetelere yönelik baskı, sansür, ilan kesme cezalarının yanı sıra artık televizyon ekranlarının karartılması ülkede basın özgürlüğünün vurulan bir darbedir. Bu kararla sadece Tele1 ekranları değil halkın haber alma hakkı ve basın özgürlüğü de karartılmıştır. Türkiye uluslararası demokrasi ve basın özgürlüğü sıralamasında bir kez daha dünyaya rezil olmuştur” dedi.
Çakırözer, Ağustos ayında Tele 1 yönelik verilen rekor cezalara da dikkat çekerek şöyle konuştu:
Ağustos ayında Tele1’e yönelik haksız cezalar art arda geldi. RTÜK’ün verdiği cezalar yetmezmiş gibi bir de İçişleri Bakanlığı hedef gösterdi. RTÜK, Evrensel gazetesinin 25. yıl videosu nedeniyle Tele 1’e para cezası verdi. Hem de çeşitli gerekçelerle aralarında Tele 1’in de bulunduğu 5 kanala idari para cezası uygulama kararı verdi. İçişleri Bakanlığı, Siirt’te İpek Er’e nitelikli cinsel saldırı suçlamasıyla tutuklanan Musa Orhan’ın tahliye edilmesi hakkındaki haber nedeniyle Tele 1 hakkında yasal işlem başlatılacağını duyurdu. Televizyon programcısı Can Ataklı’ya Tele 1’de kullandığı ifadeler nedeniyle dava açıldı. Ağustos boyunca Tele1 hep iktidarın hedefinde oldu.
Çakırözer’in raporuna göre, gazeteciler Ağustos ayında da haberleri ve yazıları nedeniyle tehdit edildi, fiziksel şiddete uğradı. Ağustos ayında 1 gazetecinin evine silahlı saldırı düzenlenirken, Bursa ve Ordu’da da 2 gazeteci darp edildi.3 gazeteci gözaltına alındı. 3 gazeteci hakkında soruşturma açıldı, 1 gazeteciye ajanlık teklifinde bulunuldu. RTÜK 6 televizyon kanalına çeşitli nedenlerde idari ve para cezası verdi, Tele1’ e verilen 5 günlük yayın durdurma cezası uygulamaya konuldu. 1 gazeteciye gazetecilik faaliyeti nedeniyle 50 bin TL’lik tazminat davası açıldı.
Çakırözer, gazetecilere yönelik artan tehdit ve fiziksel şiddete dikkat çekerek, şu açıklamalarda bulundu:
Gazeteciler haberleri, yazıları nedeniyle tehdit ediliyor, işsiz bırakılıyor, soruşturmalara maruz bırakılıyor. Gazeteciler, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hem özgürlüklerinden mahrum bırakılıyor, hem de hayatları tehlikeye atılıyor. Son iki aydır gazetecilere yönelik tehdit ve fiziksel şiddet sayılarındaki artış endişe verici. Hem halkın haber alma hakkı hem de gazetecilerin yaşamlarını tehlikeye atmamak için gazetecilere yönelik tüm bu saldırıların bir an önce bunun önüne geçilmeli.
RTÜK’ün televizyon kanallarına uyguladığı cezalarındaki artışa da tepki gösteren Çakırözer, Sözcü TV ve Halk TV’nin başvurularının aylardır gündeme alınmamasını da eleştirdi. Çakırözer, “RTÜK artık televizyon kanallarına verdiği cezalarla sınırlı kalmıyor, televizyon kanallarının başvurularını da siyasi gerekçelerle işleme almıyor. Sözcü TV’nin televizyon kanalı açabilmek için yaptığı başvuru 9 aydır bekletiliyor. Aynı şekilde Halk TV’nin de HD yayın için yaptığı başvuruları aylardır siyasi gerekçelerle gündeme almıyor. Bu durum sadece kanallar ya da orada istihdam edilecek gazeteciler, kameramanlar için mağduriyet yaratmıyor, halkın haber alma hakkını da engelliyor. RTÜK artık iktidarın sopalığını yapmaktan vazgeçmelidir” dedi.
Çakırözer’in raporuna göre Ağustos ayında haberlere erişimin engellemesi uygulaması da arttı. Raporda, Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği’nde yaşanan usûlsüzlüklere ilişkin Cumhuriyet, Sözcü ve Milli Gazete’de Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs aylarında yayımlanan haberlere “kişilik hakları ihlâli” gösterilerek erişim engellendi. Odatv, Sol haber partalı ve Halk TV’deki Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Salih Mirzabeyoğlu’nun mezarını ziyaret ettiği iddialarına yer verilen haberlere erişim engeli getirildi. Bir kadına cinsel saldırıda bulunduğu için hapis ceza alan güreşçi Recep Çakır hakkındaki 28 habere de erişim engellendi.
Yargıda tatilin sona ermesiyle birlikte Eylül ayında gazetecilerin de gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hakim karşısına çıkmaya devam edeceğini söyleyen Çakırözer, “ Yargı da tatil sona erdi. Mahkemelerin açılmasıyla Eylül ayında da gazetecilerin yargılanmalarına devam edilecek. Onlarca gazeteci hakim karşısına çıkacak” dedi. Çakırözer, Libya’da hayatını kaybeden Milli İstihbarat Teşkilatı mensubunun cenaze töreni haberleri nedeniyle tutuklu gazeteciler Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel’in 9 Eylül’de hakim karşısına çıkacaklarını söyleyerek, “Aylardır haksız, hukuksuz cezaevinde tutulan gazeteciler Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel de Eylül ayında hakim karşısına çıkacak. Umarım bu adli yılda haberi, yazısı nedeniyle tutuklu gazetecilere özgürlük gelir, gazeteci davalarında adalet sağlanır” ifadelerini kullandı.
Sendika.Org