“Derenin/suyun, toprağın davranışını, potansiyelini biliyoruz ancak taşkın sınırı içine imar izni veren merkezi ve yerel yönetimler gerçekleşeceği kesin olan bir felakete imza atıyorlar”
Giresun’da en az sekiz kişinin yaşamını yitirdiği, kayıp kişileri arama çalışmalarının da sürdüğü sel felaketi, AKP iktidarının yıllardır doğayı tahrip eden rant politikalarına karşı kent ve yaşam savunucularının sürdürdüğü mücadelenin önemini gözler önüne serdi.
GİRESUN’DA SEL: 7 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ, KAYIP 9 KİŞİ İÇİN ARAMA ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR
“Yağmurda tıkanan dereler taşarak caddeleri dere yatağı haline getirdi, kanallara alınarak daraltılan dereler tıkanarak heyelanlara, göçüklere neden oldu” diyen Politeknik, konuya ilişkin Twitter üzerinden yaptığı paylaşımlarda Giresun’da yağmurun sele dönüşmesinin nedenlerini sıraladı:
- Dere yataklarına müdahale edildi, dereler yetersiz beton kanallara hapsedildi.
- Yol/yerleşim yeri geçişlerinde dereler menfezlere sıkıştırıldı, dereler taştı, göçükler yaşandı.
- Samsun-Hopa arasına 600 kilometrelik Karadeniz sahil yolu yapıldı, dereler ve deniz arasına set çekildi.
- Dere kenarlarına imar izni verildi, dere yatağı sınırlandırıldı.
- Dere yatağı dar/yetersiz olunca rüsubat çok kısa sürede geçişi tıkadı, menfezler çalışmadı
- Her yağmur sele dönüştü.
Karadeniz’de yine yağmur, yine sel:#Giresun ve ilçelerinde yaşanan selde en az 4 kişi hayatını kaybetti, 11 kişi de kayıp.
Yağmurda tıkanan dereler taşarak caddeleri dere yatağı haline getirdi, kanallara alınarak daraltılan dereler tıkanarak heyelanlara, göçüklere neden oldu. pic.twitter.com/08MvLc0Bbb
— Politeknik (@PoliteknikBilgi) August 23, 2020
Sendika.Org’a konuşan Politeknik Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Kiriş, Giresun’daki felaketten doğrudan AKP iktidarının sorumlu olduğunu belirtti:
“Başta Karadeniz olmak üzere ülkenin birçok noktasında sıklıkla yağışların sele dönüştüğünü görüyoruz. Dereler, nehirler kendi yolunu onbinlerce yıllık potansiyeli ile belirler. Bilimsel olarak bu geçmişle birlikte yağış rejimleri göz önüne alınarak derelerin taşkın sınırları belirlenir. Bu sınırlar ihlal ediliyor. Aslında derenin/suyun, toprağın davranışını, potansiyelini biliyoruz ancak taşkın sınırı içine imar izni veren merkezi ve yerel yönetimler gerçekleşeceği kesin olan bir felakete imza atıyorlar. AKP iktidarı da bunu yaptı. Rejimini rantla kurdu, imar usulsüzlükleriyle bunu taçlandırdı. Dere yatakları, dere taşkın sınırı içindeki alanlar imara açıldı. Karadeniz sahil yolu ile derelerin önüne set çekildi. ‘Dere ıslahı’ adı altında dereleri yetersiz beton kesitlere aldılar ve derenin lügatinde olan ancak önündeki beton kesitte olmayan potansiyel önüne kattığı her şeyi yıktı, yıkacak da. Bakanların yaptığı ‘Beklemiyorduk’, ‘Hiç böyle bir yağış görülmedi’ vb. açıklamaları halkı kandırmak dışında bir anlam ifade etmiyor. Hakikat ortada: Bu yıkımdan doğrudan sorumlular.”
Sendika.Org