Avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal ölüm orucu eylemlerini sürdürüyor. Timtik 197’nci, Ünsal 166’ncı gününde. Avukatlar 1 Haziran’dan bu yana Yargıtay’da bekleyen dosyada adli tatil öncesi karar verilmesini talep ediyor
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu (HHB) üyesi avukatları Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın tutuklu bulundukları cezaevlerinden “adil yargılanma” talebiyle başlattıkları ölüm orucu eylemi sürüyor. Avukatlardan Timtik’in eylemi 197, Ünsal’ın ise 166’ncı gününe girdi. Aileler çocukları hakkında Yargıtay’dan gelecek kararı bekliyor. Avukatların dosyasını Haziran ayı başında incelemeye alan Yargıtay halen kararını açıklamadı.
Timtik ve Ünsal’ın meslektaşları, arkadaşları ve çok sayıda kurum adli tatil önce Yargıtay’da bekleyen dosya için karar verilmesini talep ediyor.
İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, Twitter hesabından paylaştığı video ile adil yargılanma hakkının bir lütuf değil, bir hak olduğunu vurguladı. “Yaşamlarının sonlanması değil, mesleklerinin sonlanması onlar için daha ağır geliyor” diyen Durakoğlu, “Ebru ve Aytaç’ın sesini duymak, onlara nefes vermek anlamına geliyor. Kayıtsız kalmayalım lütfen” sözleriyle dayanışma çağrısı yaptı.
https://twitter.com/DURAKOGLU2016/status/1283884706975698946
ÇHD Ankara Şubesi Timtik ve Ünsal’ın dosyasının adli tatil öncesi görülmesi için Yargıtay’a dilekçelerini sundu. ÇHD Ankara Şube Sekreteri Av. Evin Konuk, ölüm orucundaki avukatların durumunun giderek kritikleştiğini dile getirdi. Dosyanın 1 Haziran’dan bu yana Yargıtay’da bekletildiğini belirten Konuk, müvekkillerinin sağlık durumlarının gözetilerek bir an önce karar verilmesi gerektiğini ifade etti.
Av. Ebru Timtik 197, Av. Aytaç Ünsal 166 gündür ölüm orucundalar ve kritik evre çoktan aşılmış durumda. Bu sebeple Meslektaşlarımızın dava dosyalarının ivedilikle incelenmesi ve tahliye edilmeleri talebiyle dilekçelerimizi Yargıtay Başkanlığına sunduk.#EbruVeAytaçYaşasın pic.twitter.com/UkTm6Ck4pL
— ÇHD Ankara Şube (@chdankara) July 17, 2020
Av. Ebru Timtik 196 gündür ve Av. Aytaç Ünsal 165 gündür ölüm orucunda. Bir grup feminist bugün Şişli Postanesi'nde buluşup Adalet Bakanlığı'na faks çektik. Siyasi iktidarın sessiz kalması yaşam hakkı ihlalidir. Adil yargılanma talepleri kabul edilsin! #EbruVeAytaçYaşasın pic.twitter.com/BuOn08tZ9g
— feminist avukatlar (@feministavukatt) July 16, 2020
Mezopotamya Ajansı’na konuşan HHB’li avukat Ayşegül Çağatay, “Ünsal 60, Timtik 40 kilonun altına düştü. Sorunun çözümü tıbbi değil çözüm taleplerin kabul edilmesi” diye seslendi. Timtik’in sıvı, şeker ve tuz alımında ciddi sorunlar yaşadığını paylaşan Av. Çağatay, cezaevi koşullarında enfeksiyon kapma ihtimallerinin yüksek olduğuna dikkati çekti.
Dünyada adli yargılanma talebiyle 2 avukatın ölüm orucuna girmesinin bir ilk olduğunu söyleyen Çağatay, “Bu da ülkemizde adalet sisteminin ne kadar kötü bir noktaya geldiğini gösteriyor. Timtik ve Ünsal, müvekkilleri Mustafa Koçak, Helin Bölek ve İbrahim Gökçek gibi adil yargılanma istiyorlar. Müvekkillerinin talepleri de adil yargılanmaydı ve adalet diye diye hayatlarını kaybettiler. Günümüz hukuk sisteminde iftiracı ve gizli tanıklık ile insanların bir ömre varacak kadar cezalar aldığına tanık olduk. İnsanların mahkum edilmesinin bu denli içi boş dosyalar ile tutsak edildiğini gördük” diye konuştu.
Çağatay, yargılanma sürecindeki “hukuksuzluklara” değinerek, avukatların gözaltına alınma hikayesi ve sonrasında yaşananları şu şekilde anlattı: “Müvekkillerimiz Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın duruşmalarına iki gün kala topyekûn baskılar silsilesiyle gözaltına alındık. Zamanlama müvekkillerimizin duruşmasından öncesine tekabül ediyordu ve amaçları o duruşmaya girmemizi engellemekti. Biz bir sene hakim karşısına çıkmayı bekledik, ilk duruşmamıza gitmek için bir hafta açlık grevi yapmak durumunda kaldık. Çünkü bizi duruşmamıza götürmeme kararı almışlardı. Bizi bir birimizden, halktan, meslektaşlarımızdan koparmak istediler. Hapishanelerden bir türlü bırakılmadık sabaha karşı ancak bırakıldık. Bu süreçte kararın değişmesi için telefon trafiği yaşanıyormuş.”
Tahliye edilmeleri üzerinden saatler geçtikten sonra serbest bırakılan 12 kişi hakkında yine tutuklanma kararı çıkarıldığını anımsatan Çağatay, “10 saatlik bir ��zgürlüğün ardından arkadaşlarımız yaklaşık 3 yıldır tutuklular. Gerçekten tüm aşamalarda adaletsizliği gözlerimizle gördük. Bizi tahliye eden heyet dağıtıldı, yerleri değiştirilip kıdemleri düşürüldü. Onlara da hukuka uygun davranmanın cezasını verdiler. Daha sonra davaya bakacak her yargıca ‘ayağınızı denk alın ona göre karar verin’ demiş oldular aslında” diye konuştu.
Çağatay, adli tatile 3 gün kaldığını ve kamuoyunun daha gür ses çıkarması gerektiğine dikkati çekti. Her koşulda adaletsizlikleri dile getirmenin avukatların görevi olduğunu ifade eden Çağatay, “Biz mahkemelerde bunu dile getiriyoruz ama bunun yetmediği yerler var. Yetmediği yerlerde de her yol ve yöntemle dile getirilmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
Sendika.Org