İş yerinde yaşadığı tacize karşı çıkan ve iple erişim teknikeri olarak çalışan Merve Cönger’i işten çıkardılar. Seyahat yasağından dolayı 15 gün boyunca dışarıda kaldığını belirten Cönger, “Mobbinge maruz kalıp sustuğum için kendimden ve diğer kadınlardan özür diliyorum. Işıkları açmayı ve gerçekten hesaplaşmayı, bastırılmışlığın ortadan kalkması ve çöküş sonrası ayağa kalkabilmeyi umuyorum. Gerçekten tahribatı çok yüksek oldu. Haksız işten çıkarılma ve tacizi meşrulaştırma üzerinden hukuki süreci işletmeye başladım” dedi
Geçtiğimiz yıl Intercon Endüstriyel Kontrol Hizmetleri A.Ş’de işe giren ve iple erişim teknikeri olarak çalışan Merve Cönger iş yerinde yaşanan tacize karşı çıktığı için işten atıldı.
Artı Gerçek’ten İsa Uğur Erdoğan’ın haberine göre Cönger işe başladığından itibaren mobbinge ve baskıya maruz kaldı. Cönger bu yılbaşı arifesinde D.Ö. isimli bir çalışan tarafından tacize maruz bırakıldığını ifade etti. Şirket evinin ortak kullanımında yaşanan tacizin ardından ertesi sabah işine gitmek mecburiyetinde olduğunu ifade eden Cönger, birkaç gün sonra şeflerinden birisi ile yaşanan durumu paylaştı. Ardından 28 Aralık’ta işten çıkarıldı.
Şirket kurucularından İlhan Cumbul, Cönger’e; çalışmak için bulundukları evde neden kendine ayrılan odada değil de ortak kullanım alanı olan bir yerde bulunduğunu sordu. Cönger şirketin merkez ofisindeki konuşmayı şöyle aktardı:
Ortak alanda bir erkekle oturmamam gerektiğini; oturursam bir kaynakçı tarafından taciz edilebileceğimi söyledi. Hatanın baş başa kalmakla benim olduğunu ve buna yol açtığımı söyledi.
27 Mart 2020’de şirket Cönger’i tekrar işe çağırdı, Cönger’in iş girişi yapıldı. Şirketin aracı ile İstanbul’daki evinden alınarak İzmir’e götürüldü. Bu kez çalışacakları yer PETKİM’di. 28 Mart’ta İzmir’de ekip arkadaşları ile sağlık kontrolünden geçtiler ve PETKİM’le çalışabilmek için kullanacakları kartların çıkmasını beklediler. Ancak o anda PETKİM yetkililerinden işten çıkarıldığını öğrendi Cönger.
Merve Cönger patronlarına durumu sormasına rağmen net bir cevap alamadı. Cönger, “Bu karara ilişkin herhangi bir cevap alamadım. Neden beni buraya getirdiniz? Bunun için eğitim ve masraf yapıldı. Bunun neden yapıldığı sorularını sordum. ‘Sana cevap vermek zorunda değiliz, isim vermek zorunda değiliz, seninle çalışmak istemiyoruz’ dediler. En son olarak ‘Şirkete hakaret ettin’ yanıtı verildi” dedi.
Ardından da şirket yetkilileri telefon ve sosyal medya hesaplarından Cönger’i engelledi. Peş peşe sokağa çıkma yasaklarının çıkarıldığı, seyahat kısıtlamasının olduğu şartlarda Cönger’i salgın tedirginliği nedeniyle İzmir’de tanıdığı arkadaşları evine almadı. Otel lobisi ve karakol bahçesinde iki gün geçirdi. En son bir arkadaşının boş dükkânında on beş gün boyunca kaldı.
Cönger İzmir’de bu süreçte ne yaptığını ve yaşadıklarını kentte sadece bir otelin açık olduğunu fakat orada da kalabilecek imkânı olmadığını, sığınma evlerinin bile kapalı olduğu bu süreçte sokakta kaldığını ifade etti.
Cönger, “Karakolların idari işlem almadığı bu süreçte karakol bahçesinde ve otelin lobisinde birer gece konakladıktan sonra Kadıfekale’de boş bir dükkânın girişinde insani olmayan koşullarda 15 gün boyunca hayatta kalmaya çalıştım. İşe giderken hiçbir birikimim yoktu. İzmir’de 15 gün sokakta kaldım diyebilirim” ifadelerinde bulundu.
Cöngel bu sürede CİMER, valilik, karakol ve kaymakamlıktan 15 gün boyunca dönüş alamadığını kaydetti. Bir şekilde şirketle iletişime geçebilen Cönger, ısrarı sonucu İstanbul’daki evine şirket aracı ile geri götürüldü. Cönger Çalışma Bakanlığı’nın sunduğu pandemi desteklerinden yararlanmaya çalıştığında ise çalıştığı süre boyunca dört kez işe giriş çıkışının yapıldığını gördü. Kadrolu olarak çalışan Cönger’in en son kaydı ise deneme süreci olarak gösterilmiş.
İşsizlik kaygısıyla susmak zorunda kaldığını ifade eden Cönger, “Daha öncesinde proje şefim Ali Osman Başyiğit tarafından üç kez hakaret ve küfre maruz kaldım. Kendisini uyardığımda üslubunun bu olduğunu söyleyip hakaretlerine devam etti” dedi.
Kadın olduğu için ayrı muameleye maruz bırakıldığını ifade eden Cönger çalışma yaşamına dair şunları kaydetti:
Çalıştığımız sektör çok erkek bir saha, kadın olarak iş bulmak çok zor. İşe başladığımdan itibaren ‘rahat kadın, denenebilir kadın, beraber olsak sorun edilmez, iş pantolonunun beli açıldı, konuşmalarına dikkat etmelisin’ şeklinde yaklaşıldı. Proje müdürüm tarafından kadın olduğum için işten geri tutuldum ve yeterli olmadığım hissettirildi. Bir cihazı kullanabilmem için ekip arkadaşlarımı buna ikna etmem gerekiyordu. İşe başlamadan önce nasıl davranmam gerektiğini düşünmek oldukça yoruyordu.
Cönger tüm bu sürecin ardından ne yapacağını şöyle ifade etti:
Mobbinge maruz kalıp sustuğum için kendimden ve diğer kadınlardan özür diliyorum. Işıkları açmayı ve gerçekten hesaplaşmayı, bastırılmışlığın ortadan kalkması ve çöküş sonrası ayağa kalkabilmeyi umuyorum. Gerçekten tahribatı çok yüksek oldu. Haksız işten çıkarılma ve tacizi meşrulaştırma üzerinden hukuki süreci işletmeye başladım. Yaşamım boyunca öğretilmiş olan; ‘Bu coğrafya böyle, bunlarla her yerde karşılaşacaksın. Aman iş bulamazsın sus. Geleceğin ve kariyerin için dayan. Kiranı ödeyebilmek için tolere et’ gibi söylemlerden yıldım ve bıktım. En sonunda uğradığımız hezeyan değişmiyor. Artık tüm sektörde iş bulamama pahasına ses çıkarmak istiyorum. ‘Yaptığınızın farkına varın’ demek istiyorum. Artık ışıkları açmak istiyorum. Çünkü etraftan sürekli bunu meşrulaştıracak davranışlara maruz kalıyorum.
Artı Gerçek’in görüştüğü Intercon kurucularından İlhan Kumbul ise hukuki sürecin devam ettiğini belirterek dava süreci devam ederken haberin yapılmasının karşılığı olacağını ifade etti. Görüştüğümüz bir diğer yetkili ise Cönger’in iddiasını doğrulayarak iki aylık deneme sürecinde olduğunu söyledi. Yetkili, Cönger’in teknik olarak hak iddia edemeyeceğini belirtti.
Sendika.Org