“Pandemi ile birlikte sokağa çıkma yasağı kararı alamayan, zar zor alan, maske dağıtamayan, AVM’leri açan, toplu taşıma araçlarındaki yüzde 50 kotayı kaldıran vatandaşı virüse karşı korumasız bırakan iktidar; HDP yürümesin, demokrasi talep etmesin, maskelerini düşürmesin diye diye korkudan illeri yasaklıyorlar. Ama bu yasaklamaları kesinlikle bizleri engelleyemez”
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, 15 Haziran’da başlattıkları Demokrasi Yürüyüş’ne ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi. HDP milletvekilleri üzerinde “Hep birlikte” yazılı önlüklerle açıklamaya katıldı.
Beştaş, 1 Haziran’da, HDP eş genel başkanları tarafından açıklanan tutum belgesinin demokratik mücadele ve yürüyüşünü kapsayan bir program olduğunu ifade etti. Beştaş, “Sanki bu vekillerimizin, milletvekilliklerinin düşürülmesi üzerine alınan ani bir karar gibi algılandı. Bu konuda bir yanlış anlaşılma var. Tabii ki Leyla Güven ve Musa Farisoğulları, Enis Berberoğlu milletvekilliklerinin düşürülmesini kabul etmiyoruz. Bu demokratik yürüyüşü elbette vekillikleri düşürülen, rehin alınan bütün arkadaşlarımıza ilişkindir” dedi.
HDP’nin yürüyüşünün son iki haftadır basın yayın organlarında “güçlü bir şekilde” tartışıldığını belirten Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her konunun uzmanı olan kadrolu tartışmacılar, HDP neyi amaçlıyor, HDP neden yürüyor, HDP şunu şöyle mi düşünüyor gibi suçlayıcı, dışlayıcı aynı zamanda bize söz hakkı vermeyen bir yerden bizi tartışmaya devam ediyorlar. Biz dün de ifade ettik bu medyanın tutumu bizim açımızdan kabul edilebilir, tolere edilebilir değildir. Biz buradayız, biz Meclis’teyiz biz Türkiye’nin her yerindeyiz. Bize mikrofon uzatmayan medya organları bizi bizsiz tartışamazlar. Biz bundan sonra RTÜK’e de bu programların tümü için ayrı ayrı başvurularımızı yapacağız. Aynı şekilde savcılıklara suç duyurularımızı da yapacağız.”
“Biz medya patronlarının, holdinglerinin iktidarla olan ilişkilerini gayet iyi biliyoruz. Arada bir anlaşma var” diyen Beştaş, sözlerinin devamında “Çıkar doğrultusunda medyanın yayın etiğini bir yana bırakan ve bir partinin, iktidar partisinin propaganda aygıtına dönüşen medya patronlarıyla bir anlaşma var. ‘Siz bizi zenginleştirin, ihya edin biz de sizin propagandanızı yapalım; hangi partiyi istemiyorsanız TV’lere çıkarmayalım, hangi isimleri istiyorsanız onları televizyonlara çıkaralım’ diyorlar. Aslında anlaşma budur. Ama bu anlaşma iktidarın geldiği aşama itibariyle onlarla birlikte tarihin karanlık sayfalarına kaydedilecek ve bunun da bedelini onlar ödeyecektir” ifadelerini kullandı.
Bugün itibariyle 16 ilde Demokrasi Yürüyüşü’nü engellemek için yasak karar alındığını kaydeden Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Abartmıyorum. Bizim için iller yasaklandı. HDP’nin yürüyüşünü engellemek için iller yasaklandı. Pandemi ile birlikte sokağa çıkma yasağı kararı alamayan, zar zor alan, maske dağıtamayan, AVM’leri açan, toplu taşıma araçlarındaki yüzde 50 kotayı kaldıran vatandaşı virüse karşı korumasız bırakan iktidar; HDP yürümesin, demokrasi talep etmesin, maskelerini düşürmesin diye diye korkudan illeri yasaklıyorlar. Ama bu yasaklamaları kesinlikle bizleri engelleyemez. Gördüğünüz gibi 15 Haziran’dan bu yana eş genel başkanlarımız başta olmak üzere, vekillerimiz, merkezi yöneticilerimiz il ve ilçe yöneticilerimiz halkla buluşuyor. Zaten bizim kararımız sembolikti. Biz miting planlamadık. Biz pandemi koşullarını düşünerek, maske, mesafe ve hijyen gibi gerekli tedbirleri alarak bu demokrasi yürüyüşünü gerçekleştirme kararı aldık. Çünkü iktidar koronayı kendisi için, tıpkı 15 Temmuz gibi, diğer birçok olayda olduğu gibi bir fırsata dönüştürdü.”
HDP’li Beştaş, Demokrasi Yürüyüşü’nün sadece HDP’ye oy verenler ve Kürtler için olmadığını, Türkiye’de dışlanan, ötekileştirilen, hakları gasp edilen çocuğun da kadının da gencin de herkesin bütün toplumsal talepleri için başlatıldığını ve devam edeceklerini kaydetti:
“AKP ve CHP’ye oy veren seçmenler için de yürüyoruz. Onların talepleri için de yürüyoruz. Çünkü Türkiye’de tam bir reddetme politikası devrededir. Biz toplumsal barış için yürüyoruz. Biz pandemiyle mücadelede sürü bağışıklığı sistemi ile insanları ölüme terk eden anlayışa karşı, her gün sokaklarda kadınları katleden zihniyete karşı yürüyoruz. Biz bütün bunların toplamında bu ülkeye demokrasiyi getireceğimize kesinlikle inanıyoruz.”
“16 il değil 81 ili de yasaklasalar, yasaklı iller unvanını bütün dünyaya yaysalar da bizim öfkemizi direnişimizi yasaklayamazlar” diyen Beştaş, sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı:
“Vatandaşın tepkisini yasaklayamazlar, vatandaşın gözyaşlarını, direncini, umudunu ve bu mücadeleye katılmasını yasaklayamazlar. Darbeyi durdurmak için yürüyoruz biz, şu anda darbe devam ediyor. Yürüyüşümüz aynı zamanda geleceği de kapsıyor. Çünkü darbe dinamikleri her an Türkiye’de tekrar devreye girebilir ve hepimizin yaşamını tehdit eder vaziyette zaten, bu daha da ileri bir aşamaya gelebilir. Bu aynı zamanda ortak demokratik mücadeleyi buluşturmak için yarattığımız bir yürüyüştür. Ve bu ülkenin demokratik vicdanı HDP’dir. Hiç kimse bunu unutmasın çünkü biz hiç kimseyi diğerinden ayırmadan herkes için ve ‘Hep birlikte yürüyelim, hep birlikte mücadele edelim’ şiarımızla yürüyoruz.”
Sendika.Org