Marx, toplumun sorunları için teknolojiyi suçlamaz, ancak teknolojinin ve toplumun karmaşık şekillerde nasıl etkileşime girdiğini gösterir. Ve kapitalist ilişkilere gömülmüş herhangi bir modern teknolojideki potansiyelleri ve riskleri aynı anda görür
Son yıllarda dijital dünyayı eleştirel olarak anlama çabalarımızın çoğunda yolumuz Christian Fuchs ile kesişiyor. Kitaplarını NotaBene yayınlarında Türkçeye kazandırdığımız Fuchs, oldukça üretken bir isim. Biz bir kitabını Türkçeye kazandırana dek o birden çok kitap yayımlıyor. Sosyal medya, dijital emek, iletişim alanının Marksist ekonomi politik perspektifinden eleştirisi, alternatif bir İnternet tahayyüllü gibi pek çok konuda sürekli üretiyor. Marksist perspektifi, iletişim ve bilişim çalışmalarına uygulama konusundaki ısrarını ise oldukça önemli buluyorum. Fuchs’un yeni çalışmalarını Türkçeye kazandırmaya bu kadar odaklanmışken onunla hem kitapları hem de tezleriyle ilgili görüşmek istedim.
D.S.: Christian merhaba, söyleşi teklifimizi kabul ettiğin için teşekkür ederim. Son yıllarda Türkçedeki külliyatın gitgide büyüyor. Editörlüğünü yaptığın Marx Geri Döndü kitabı ile NotaBene yayınlarında başlayan dizi, bugünlerde Sosyal Medya: Eleştirel Bir Giriş kitabının ikinci baskısıyla devam ediyor ve bu yıl içerisinde Dijital Kapitalizm Çağında Marx’ı Yeniden Okumak kitabın da aynı dizide yayımlanacak. Öncelikle yayıncılık tarafından bir şeyler sormak istiyorum. Eleştirel iletişim ve enformasyon çalışmalarına ilgi duyan Türkiye’deki okurlarına neler demek istersin?
C.F.: NotaBene’nin bazı kitaplarımın Türkçe çevirilerini yayımladığını görmek beni gerçekten memnun ediyor. Bu kitaplar, dijital medyanın rolü ile iletişim çağı da dahil olmak üzere günümüzde toplumu ve kapitalizmi anlamada Marx’ın kuramının önemini ve ona duyulan sürekli ihtiyacı göstermeye çalışıyor.
Sosyal Medya: Eleştirel Bir Giriş[1]; Google, Twitter, Facebook, Weibo, Uber, Airbnb vb. ulusötesi dijital şirketlerin gücünü anlamak için Marx’tan ve eleştirel kuramdan nasıl yararlanabileceğimizi göstermeye çalışıyor.
Dijital Kapitalizm Çağında Marx’ı Yeniden Okumak[2], Marx’ın eleştirel bir ekonomi politikçi ve teknoloji ve iletişim sosyoloğu olduğunu ve dijital kapitalizm analizi için yaklaşımına ihtiyaç duyulduğunu öne sürüyor.
Marx Geri Döndü[3], yazarlarının bugünün çeşitli iletişim fenomenlerini analiz ettiği derleme bir cilt. Marx Geri Döndü, tripleC: Communication, Capitalism & Critique dergisinin 2012’de yayımlanan özel bir sayısı. Kitabın editörlüğünü Vincent Mosco ile birlikte yapmıştım. Daha sonra güncellenen sürümler İngilizcede iki cilt olarak yayımlandı. Türkçe çeviri, özel sayının içinden seçilmiş makalelerden oluşuyor.
Dijital Emek ve Karl Marx[4] da Türkçeye çevrildi. Kitap, Marx’ın yaklaşımını temel alarak uluslararası dijital işbölümünü analiz ediyor.
Özellikle 2008 krizinden sonra Marx’a olan ilgide bir artış olduğunu gözlemlemek mümkün. Derin bir gözlem yapmaksızın iletişim alanında Marx’ın adının geçtiği kitapların sayısındaki artışa bakarak bile bunu görebiliyoruz. Marx’a neden bir huzur vermiyoruz, neden eleştirel çalışmalarda onu çağırmaya devam ediyoruz?
Marx 19. yüzyılda yaşadı. Modern zamanlar kapitalizminin yükselişini deneyimledi ve analiz etti ve onun önemli mekanizmalarını açıkladı. Marx fiziksel olarak öldü, ancak kapitalizm 21. yüzyılda yaşıyor, bu da kapitalist şirketlerin işçileri sömürmeye devam ettiği ve hayatın çeşitli yabancılaşma biçimleriyle şekillendiği anlamına geliyor. Kapitalizm var olduğu sürece Marx, kapitalizmin ekonomi politiğinin eleştirisi biçiminde hayatta kalacak. Sömürü ve tahakküm, entelektüel alandaki eleştirel analizler de dahil olmak üzere eleştiriyi gerektirir. Kapitalizm ortadan kaldırıldıktan sonra Marx huzura erecek. O zamana kadar, kapitalizmi rahatsız etmeye devam edecek ve baskı ve sömürüye karşı duruşun ve sosyalizm ile sosyalizm uğruna verilen toplumsal mücadelelerin bir sembolü olarak kalacak.
Büyük teknoloji şirketlerinin ve geliştirdikleri ürünlerin yaşamlarımızı nasıl iyileştirdiğine dair sayısız haber ve yazıya her gün rast geliyoruz. Sen ise çalışmalarında tarihe yön veren güç olarak teknolojiyi merkeze alan tekno-belirlenimciliğin iki hattından da (tekno-iyimserlik, tekno-kötümserlik) uzak durmaya çalışıyorsun. Dijital dünyaya ve özel olarak da İnternet’e bu bağlamda nasıl yaklaşılmalı?
Çoğu kamuoyu tartışması, gazete makalesi vb. İnternet ve teknoloji analizinin oldukça tek yönlü biçimleridir. Teknolojiye methiyeler düzerler veya onu kınarlar ve böylelikle toplumun sorunları için teknolojiyi suçlarlar. Hegel’den ilham alan Marx ise bir diyalektikçiydi. Özellikle Grundrisse’de ve Kapital’in “Makineler ve Büyük Sanayi” bölümünde diyalektik bir teknoloji analizinin ana hatlarını sundu. Marx, toplumun sorunları için teknolojiyi suçlamaz, ancak teknolojinin ve toplumun karmaşık şekillerde nasıl etkileşime girdiğini gösterir. Ve kapitalist ilişkilere gömülmüş herhangi bir modern teknolojideki potansiyelleri ve riskleri aynı anda görür. Kitaplarım bu metodolojik kavrayışı Marx’tan alıyor ve bunu dijital teknolojilerin analizine uyguluyor.
Dijital Kapitalizm Çağında Marx’ı Yeniden Okumak’ta Marx’ın eserlerinde diyalektik teknoloji kavramının gelişimini tartışan ve Marx’ın bir teknoloji sosyoloğu olduğunu gösteren bir bölüm yer alıyor.
Dijital Emek ve Karl Marx kitabında bugünün “dijital emek” dünyasına ve haliyle de sınıf kompozisyonuna dair bir tablo çiziyorsun ve uluslararası dijital işbölümünden söz ediyorsun. Sence dijital teknoloji üretiminin bu kadar farklı coğrafyalara bölünmesi enternasyonal bir sınıf mücadelesi verilmesi potansiyeline bir zarar mı veriyor ya da bu bölünme, tam aksine, sınıfın sınırları aşan bağlar kurmasını mümkün kılabilir mi?
Sermayenin üretim sürecini küresel olarak ve uluslararası işbölümünde yaymasının nedenlerinden biri, işçilerin üretim sürecinde fiziksel olarak karşılaşmaması için üretim sürecini anonim hale getirmektir. Diğer neden, küresel dış kaynak kullanımının üretim maliyetlerini düşürmek ve kârı en üst düzeye çıkarmak için kullanılmasıdır. Sermaye küreseldir, oysa siyasal düzenleme ve örgütlenme büyük ölçüde ulus devletlerde gerçekleşmektedir. Küresel kapitalizmde küresel sermaye ile ulus devlet siyaseti arasında bir karşıtlık vardır. Ancak sonuç; artan eşitsizlik, emek ve yaşam güvencesizliği vb’dir. İşçilerin ve sendikaların ulusal sınırların ötesinde örgütlenmesi zordur. Ancak Marx ve Engels sınıf mücadelesinde uluslararası dayanışma ihtiyacından da bahsetmişlerdir. İnternet küresel bir iletişim aracıdır ve bu nedenle sadece ticaret ve sermayenin küresel düzenlenmesi için bir araç değildir, aynı zamanda enternasyonal sınıf mücadeleleriyle ağ kurma aracıdır. Daha çok ihtiyaç duyulan şey, sendikalar ve işçi sınıfı mücadeleleri ve sosyal hareketlerin enternasyonalleştirilmesidir. Uber gibi şirketler uluslararası bir işgücünü sömürürler. Uber örneğinde, dünyanın farklı bölgelerindeki şehirlerde gerçekleşen grev eylemlerini koordine etmek mümkündü. Eğer ulusötesi şirketlerin küresel işgücü çalışmayı bir anda reddederse, bu ulusötesi şirketlere gerçekten zarar verir. Dijital emek çağında, grevin anlamı ve sınıf mücadelelerinin en iyi işleme biçimleri değişiyor. Yeni kitaplarımdan biri olan Marksizm: Karl Marx’ın Kültür ve İletişim Çalışmaları için On Beş Temel Kavramı’nın sonuç bölümünde, dijital çağda sınıf mücadeleleri manzarasını daha ayrıntılı olarak tartışıyorum. Bu kitap, Dijital Emek ve Karl Marx’ta başlayan düşüncelerin bir çeşit devamı ve güncellemesidir.
Almanya merkezli yürüyen Endüstri 4.0 tartışması ile ABD merkezli yürüyen Nesnelerin İnternet’i tartışması uzunca bir süredir gündemi kaplamaya devam ediyor. Öyle ki pek çok ülke de kendi ulusal sanayi planlarıyla bu “dönüşümler”e ayak uydurmaya çalışıyor. Bu konuda ne düşünüyorsun? Bu tartışmaların üretimi tekrardan Avrupa ve ABD’ye getirmenin ideolojik hattını örmek için öne sürüldüğünü söyleyebilir miyiz?
Dijital Kapitalizm Çağında Marx’ı Yeniden Okumak’ta Endüstri 4.0 ve Endüstriyel İnternet’in eleştirisine odaklanan bir bölüm var. Almanya’daki imalat endüstrilerinin nasıl dijitalleştirileceği ile ilgili çokça konuşulması bir tesadüf değil. Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri, ABD’de veya Çin’de bulunan dijital devlerle rekabet edemiyorlar. Amazon, Google, Facebook, Microsoft vb’nin Avrupalı eşdeğerleri yok. Bu nedenle, Avrupa sermayesi yeni stratejiler deniyor. Almanya ekonomisi otomobil, çamaşır makinesi ve diğer endüstriyel malların imalatında oldukça güçlü. Ve bu imal edilmiş mallar ihracatından oldukça yüksek kâr elde eden bir net ihracatçı konumunda. Almanya’nın endüstriyel stratejisi, imalatı dijitalleştirmek ve bunu yaparak imalatı Yapay Zekâ, bulut bilişim, sosyal medya ve Nesnelerin İnternet’i ile birleştirmektir. Otomobil ve diğer teknolojilerin üretimi, teslimatı, kullanılışı (sürüş), onarımı ve imhasının tamamen otomatikleştirilebileceği ve robotlar tarafından yapılabileceği hayal ediliyor. Böylelikle otomasyonun toplum üzerindeki uygulamaları üzerine yeni bir tartışma başlamıştır. Dijital Kapitalizm Çağında Marx’ı Yeniden Okumak’taki bölüm, bu gelişmeleri destekleyen kapitalist çıkarları ve endüstri 4.0 hakkındaki kamuoyu tartışmalarında ortaya atılan ideolojik iddiaları ana hatlarıyla ortaya koyuyor. Endüstri 4.0, yeni Alman ideolojisidir.
Facebook, Google ve Twitter gibi kâr amacı güden, ticari sosyal medya platformları (ya da daha doğru adlandırmayla İnternet şirketleri) farklı hizmetlerle milyarlara varan kullanıcılara sahipler ve kullanıcı verilerini hem hedefli reklamcılık için kullanıyorlar hem de farklı şekillerde devletlerle işbirliği içine girip gözetimin artmasına neden olarak insanları doğrudan tehlike altına atıyorlar. Öte yandan Wikipedia gibi farklı potansiyelleri barındıran ancak bugünün kapitalist dünyasında pek çok zorlukla da yüzleşmek zorunda kalan alternatif platformlar var. Sence yarının İnternet’i, sosyalist İnternet neye benzeyecek ve Wikipedia gibi platformlar bu konuda bizim kulağımıza neler fısıldıyor?
Sosyal Medya: Eleştirel Bir Giriş’te analiz Wikipedia ve potansiyel alternatiflere bir odaklanmayla sona eriyor. Wikipedia kapitalist olmayan en büyük İnternet platformu. Kâr amacı gütmeyen bir vakıf tarafından yönetiliyor, herhangi bir meta satmıyor, kâr elde etmiyor ve Creative Commons lisansını kullanıyor. Kapitalist İnternet’in sorunları -dijital emeğin sömürülmesi, tekeller, dijital gözetim, sahte haberler vb.- hepimiz için belirgin hâle geldi. Son tahlilde, kapitalizm, kapitalist iletişim ve kapitalist İnternet, demokrasi ve kamusal alan için bir tehdittir. Sosyalizm tek gerçek alternatiftir. Sosyalist bir İnternet iki kısımdan oluşmalıdır: öz-yönetimli İnternet platformları yani platform kooperatifleri ile kamu kuruluşları olan ancak hükümetten bağımsız olarak kamu hizmeti medya kuruluşları tarafından işletilen kamu hizmeti İnternet platformları. Avrupa’da uzun bir kamu hizmeti medyası geleneği var, ancak bu kuruluşların dijital devlerle rekabet eden İnternet platformları sunmalarının yasal olarak önüne geçiliyor.
Sosyal Medya: Eleştirel Bir Giriş’in İngilizcedeki üçüncü baskısı 2020 sonlarında çıkacak. Bu baskı, İnternet alternatifleri, özellikle platform kooperatifleri ve kamu hizmeti İnternet platformları hakkında güncellenmiş ve genişletilmiş bir tartışma içeriyor. Dergim tripleC: Communication, Capitalism & Critique kısa bir süre önce, günümüzde dijital teknolojiler, medya ve iletişim bağlamında sosyalizmin ne anlama geldiğinin tüm boyutları üzerine 15 makale içeren “Communicative Socialism/Digital Socialism” [İletişimsel Sosyalizm/Dijital Sosyalizm] başlıklı özel bir sayı yayımladı (https://www.triple-c.at/index.php/tripleC/issue/view/41).
Bugünlerde sanırım bütün konuşmalar bir şekilde Koronavirüsle ilişkileniyor. Pek çok kişi Koronavirüs bahane edilerek devletlerin ve şirketlerin gözetim faaliyetlerini artıracağını öngörüyor ve bu konuda atılan somut adımları da maalesef görüyoruz. Hâl böyleyken salgının farklı ülkelerde en tepe noktasına ulaştığı anlarda bile farklı iş kollarındaki üretim faaliyetlerinin durmadığını gördük. Sence Korona’nın yarına ne gibi etkileri olacak?
Koronavirüs pandemisi insanlık için bir trajedi. Son derece ileri teknolojik toplumlarda küçük olayların büyük, küresel krizleri nasıl tetikleyebileceğini gösteriyor. Toplumların kapatılması pandeminin yayılmasının önüne geçmek için mutlak bir zorunluluktur. Kapatmayı gönülsüzce çok geç uygulayan, kamusal yaşamı erkenden açan ve virüsü ciddiye almayan hükümetler tarafından yönetilen ülkelerde -ABD, Birleşik Krallık, Brezilya, İsveç- enfeksiyon ve ölüm oranları oldukça yüksek. Kriz, gündelik yaşamı ve işi çok hızlı ve büyük ölçüde değiştirdi. Pek çok insan birdenbire çeşitli teknolojileri kullanarak evden çalışan dijital işçiler hâline geldi. Fakat kapitalizmin eşitsizliklerini yansıtan eşitsizlikler var. Tüm işler evden yapılamaz, bu da birçok ülkede üretim, inşaat, konaklama, turizm vb. sektörlerde artık yüksek işsizlik olduğu anlamına geliyor. Herkes dijital teknolojilere ve dijital becerilere vb. aynı erişime sahip değil. Beyaz olmayanlar ve göçmenler yüksek riskli işlerin çoğunu yaptıklarından özellikle etkileniyorlar. En endişe verici bulduğum şey, aşırı sağ grupların bu krizi sahte haberleri yaymak ve toplumdaki bölünmeyi teşvik etmek için nasıl kullandıklarıdır. Donald Trump bu kriz bağlamında her türlü nefreti yayıyor. Gerçekte, koronavirüs krizi sadece tek bir insanlığın parçası olduğumuzu ve küresel sorunların üstesinden gelmenin ulusal sınırları aşan uluslararası işbirliğini ve dayanışmayı gerektirdiğini gösteriyor.
“Everyday Life and Everyday Communication in Coronavirus Capitalism” [Koronavirüs Kapitalizminde Gündelik Yaşam ve Gündelik İletişim] başlıklı bir makale yayımladım, https://doi.org/10.31269/triplec.v18i1.1167. Makale, koronavirüs krizindeki yaşam, iş, iletişim ve ideoloji değişikliklerini dijital teknolojilerin rolüne özel bir odaklanmayla analiz ediyor.
Söyleşinin İngilizce orijinali için tıklayınız!
Dipnotlar:
[1] Sosyal Medya: Eleştirel Bir Giriş, çev. Diyar Saraçoğlu & İlker Kalaycı, Notabene Yayınları.
[2] Dijital Kapitalizm Çağında Marx’ı Yeniden Okumak, çev. Diyar Saraçoğlu, Notabene Yayınları (yayımlanacak).
[3] Marx Geri Döndü, çev. Kolektif, NotaBene Yayınları.
[4] Dijital Emek ve Karl Marx, çev. Senem Oğuz & Tahir Emre Kalaycı, Notabene.