Tayyip Erdoğan tarafından iki gün önce hakkında tenzili atama kararı verilen Tümamiral Cihat Yaycı, TSK’den istifa etti. Yaycı’nın istifasının perde önünde bir ihale süreci anlaşmazlığı yer alıyor. TSK’nin “FETÖ” suçlamasından firari eski mensuplarının uzun zamandır Yaycı’yı hedef alması, Nedim Şener’in “FETÖ’cülerin yazdıkları çıktı alınıp YAŞ dosyalarına konuyor” iddiası ve Cihat Yaycı ile Hulusi Akar arasında ayyuka çıkan gerilim ise tasfiyenin perde arkasını oluşturuyor
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevinden alınıp Genelkurmay Başkanlığı emrine verilen Tümamiral Cihat Yaycı’nın istifa ettiği bildirildi. Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk’ün haberine göre, Yaycı istifa gerekçesini “Onurum, gururum incindi” sözleriyle açıkladı.
Yüce Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyetine bağlı bir sivil olarak… pic.twitter.com/hJLfx1YtyR
— Av. Güven ŞAĞBAN (@gvnsb) May 18, 2020
Hem Libya ile deniz sınırı anlaşması ve Kıbrıs açıklarındaki sondaj çalışmaları ile Doğu Akdeniz politikasının hem de TSK içindeki kripto “FETÖ” unsurlarını tespit-imha üzerine kurulu olduğu söylenen “FETÖ-Metre” analiz programının mimarı olarak sunulan Tümamiral Cihat Yaycı, 16 Mayıs günü Tayyip Erdoğan imzalı bir kararla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı’ndan Genelkurmay Başkanlığı emrine atanmıştı.
Cihat Yaycı’nın hedef alınmasına ilişkin yazılar kaleme alan Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener de sosyal medya hesab��ndan Yaycı’nın düzmece bir dosya ile haksızlığa uğradığını belirterek istifasını sunduğunu yazdı.
TÜMAMİRAL CİHAT YAYCI İSTİFA ETTİ…
Yakın çevresinden edindiğim bilgiye göre; Milli Savunma Bakanlığı’nın bugün Deniz Kuvvetleri’ndeki Kurmay Başkanlığı’nı bırakıp Genelkurmay’a geçmesini istediği Yaycı, düzmece bir dosya ile haksızlığa uğradığını belirterek istifa etti https://t.co/aORtoH8NfW— Nedim Şener 🇹🇷 (@nedimsener2010) May 18, 2020
Tümamiral Cihat Yaycı’nın tenzili atama kararına gerekçe gösterilen olayı kararla aynı gün Oda TV internet sitesinde Emekli Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok kaleme aldı.
Üçok’un aktarımına göre; Deniz Kuvvetleri’nde bulunan torpidolarda kullanılan teller için bir ihale açıldı. Teklifleri inceleyen İhale Komisyonu, ihaleyi Deniz Kuvvetleri Lojistik Başkanı’nın bir yakınına verdi.
Şirket malzemeleri verirken kontrol yapan Mal Muayene Komisyonu tellerin ihale şartnamesine uygun olmadığını değerlendirdi. Fakat komisyon üyeleri malzemeleri teslim almaları için baskı yapıldığını söyleyerek Yaycı’ya durumu arz etti. Yaycı da Lojistik Başkanlığı’na talimat verdi ve ihale şartlarına uygun olmayan malzemelerin teslim alınmasını engelledi.
Malzemeleri teslim alınmayan müteahhit, Milli Savunma Bakanlığı’na mektup yazdı. Mektupta ise “yerli firma oldukları için teslimatın kabul edilmediği” iddiasıyla Yaycı’yı şikâyet etti.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın talimatıyla Teftiş Kurulu müfettişleri inceleme başlattı ve bir rapor hazırladı. Raporda Yaycı ve komisyon üyeleri hakkında soruşturma açılması ve görevden uzaklaştırılmaları istendi.
Soruşturma için Donanma Komutanı Koramiral Ercüment Tatlıoğlu’ndan izin istendi. Tatlıoğlu “Ortada bir suç yoktur, görevlerini yapmışlardır” diyerek soruşturma izni vermedi. Ancak devreye Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler girdi. Güler, anında soruşturma izni verdi ve dosyayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.
Hulusi Akar da teftiş kurulu raporunu ve soruşturma iznini koltuğunun altına alarak Erdoğan’a gitti.
Yazının tamamını okumak için tıklayın!
Henüz 6 ay önce bizzat Tayyip Erdoğan tarafından adı zikredilerek kahramanlaştırılan Cihat Yaycı hakkında yine Tayyip Erdoğan tarafından tenzili atama kararı verilmesinin arka planı ise çok daha fazla soru işaretine sahip.
TSK’nin “FETÖ” suçlamasından firari eski mensupları, tasfiyelerinden sorumlu tuttukları Cihat Yaycı ve ekibini Twitter’da uzun zamandır özel olarak hedef göstermekteydi.
Bu hesaplardan biri olan @AtiiSubeTR, 4 Nisan günü yaptığı paylaşımda gelecek hafta ünlü bir amiralin tasfiye edileceğini duyurdu. Bu, operasyonun sinyali gibiydi.
Hürriyet yazarı Nedim Şener, Yaycı’nın istifasından bir gün önce önemli bir yazı kaleme aldı.
Yaycı’nın “FETÖ” mensuplarınca nasıl hedef alındığını hesapların adlarını vererek aktaran Şener, yazısının son bölümünde ise çok çarpıcı bir iddiada bulundu:
Buraya kadar tamam, ama bundan sonrası çok tuhaf. Çünkü bunların yazdıklarını kâğıt çıktısı olarak alan ve FETÖ’cülerin hedef aldığı TSK mensuplarının özlük dosyalarına, YAŞ toplantısına giden dosyalara koyanlar da var. Uygulamanın adı da “sosyal medya taraması”.
Yani FETÖ’cüler birisi hakkında “Ergenekoncu”, “Ulusalcı”, “Yolsuzluk yapıyor” ya da “Siyasi bir partiye, derneğe yakın” diye yazdıklarında bu dosyasına giriyor. Belki terfi edemiyor, belki emekliye ayrılıyor.
Anlamadığım şu: Bu yöntemle FETÖ, TSK’dan tasfiye mi ediliyor, TSK’da tasfiye mi yapıyor?
Yazının tamamını okumak için tıklayın!
TSK’de Cihat Yaycı’yı hedef alan ve tasfiye eden operasyonun sahibi belirsiz kalırken, akıllara Yaycı ile kâh medyada kâh kapalı kapılar ardında sessiz bir savaş yürüttüğü iddiası sıklıkla gündem olan Hulusi Akar geldi.
Oda TV ve Cumhuriyet’in tutuklu yazarı Barış Terkoğlu, 30 Aralık 2019’da kaleme aldığı yazıda Akar’ın, 2019 YAŞ’ında Yaycı’nın beklediği terfi kararına engel olduğunu, 25 Aralık 2019’da ise Saray’da düzenlenen “Libya Mutabakatı Çerçevesinde Doğu Akdeniz’de Stratejik Denklem Çalıştayı”na bizzat İbrahim Kalın tarafından davet edilen Yaycı’nın katılımını engellediğini iddia etmişti.
Yazının tamamını okumak için tıklayın!
Sendika.Org