İyi Parti ile yaşanan atışma sonrası HDP’nin konumu bir kez daha gündeme gelirken, İslamcı yazar Ahmet Taşgetiren hem iktidarın hem muhalefetin dışlayıcı tavrına tepki göstererek “6 milyon seçmen HDP’nin arkasında ve siz itaat ettiremiyorsunuz, oturup konuşun ve birlikte çözüm arayın” dedi
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve HDP eski Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in karşılıklı suçlamaları ile birlikte taraflar arasındaki “Cumhur İttifakı’na yanaşma” tartışması alevlenirken, HDP’nin siyasal düzlemdeki konumuna ilişkin bir yazı da İslamcı camianın önde gelen kalemlerinden Ahmet Taşgetiren’den geldi.
HDP’nin 6 milyon seçmenden aldığı oyla Meclis’in üçüncü partisi olduğunu, başkanvekili aracılığıyla zaman zaman Meclis’i yönettiğini, vekillerinin maaş sahibi olduğunu, seçim dönemi Hazine’den yardım aldığını hatırlatarak yazısına başlayan Taşgetiren, bu gerçekliği ile HDP’nin hem “dışlanamayan” hem de ittifaklara mahkûm siyasi denklemde “birlikte görünülmekten kaçınılan” bir yapı olduğunu belirtti.
İktidarın “sicilli” isimler ile hiçbir milli kaygı gütmeksizin, sadece seçim hesabı ile ilişki kurmasında sorun yaşanmazken, muhalefetin iletişim içine girdikçe şeytanlaştırılması çelişkisine dikkat çeken Taşgetiren, ironik bir soru ekledi:
HDP, Osman Öcalan’ı sözcü yapsa ya da İmralı’dan mektup getirse meşru bir siyaset yapmış olur mu? Yoksa bu mazhariyet yalnızca Cumhur İttifakı’nın sıkışma hallerinde mi caizdir?
Karar TV’de konuk ettikleri muhalefet partisi liderlerinin HDP ile iletişim konusunda top dolaştırma tavrı içinde olduklarını aktaran Taşgetiren, tüm bu dışlayıcı tavır karşısında HDP’nin siyasal gerçekliğini şu sözlerle yazdı:
Devletin ve tüm siyasi partilerin dışlamasına rağmen 6 milyon seçmen ve onun hinterlandı (çoluğu çocuğu) “terörle işbirliği yapıyor” denilen bir siyasi partinin arkasında kale gibi duruyor. O kalenin üzerine ordu gönderemiyorsunuz, teslim alamıyorsunuz, itaat ettiremiyorsunuz, sessiz bir direniş sergiliyor ve sizin tüm dışlamalarınız o kalenin içindekileri konsolide (yani tahkim) ediyor. Saflarını sıklaştırıyorsunuz. Bilinçlerini biliyorsunuz, siyasileştiriyorsunuz.
Belediye başkanı seçiyorlar yerlerine kayyım atıyorsunuz, eş başkanlarını, milletvekillerini sokaktan toplayıp cezaevine götürüyor, adalet boyutu tartışmalı dosyalarla yargılıyorsunuz.
(…)
Bu iş, 6 milyon insan dışlana dışlana hiç istenilmeyen yere doğru gider. Bilinç inşasını kendi elinizle yaparsınız. “Biz aslında 6 milyonu seviyoruz” yollu söylemlerin o zeminde karşılık bulacağını düşünenler bu işten zerre kadar nasipleri olmadığını sergilerler ancak.
Belki de kötü niyetliler HDP’ye bu muamelenin yapılmasını kendi hedefleri için daha verimli göreceklerdir.
Bakın, Mithat Sancar yeni bir isim. Oturun konuşun. Herkes için söylüyorum. Türkiye’yi, dünyayı, Türkleri, Kürtleri konuşun. Onun gerçekliğini görün. Teröre vs’ye birlikte çözüm arayın. Meclis’i teslim ediyorsunuz, konuşmuyorsunuz bunun mantığı var mı?
Sendika.Org