İstanbul’da sağlık emek-meslek örgütleri ücret eşitsizliğini ve ödemelerdeki adaletsizlikleri Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sultangazi Yerleşkesi’nde protesto etti
DİSK/Devrimci Sağlık-İş, İstanbul Diş Hekimleri Odası, İstanbul Tabip Odası, SES İstanbul Şubeleri ve Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRAD-DER) ücret eşitsizliğini ve ödemelerdeki adaletsizliklere karşı eylemleri sürüyor.
Bu haftaki eylem, Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sultangazi Yerleşkesi’nde yapıldı.
Basın açıklaması öncesinde İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip ve TÜMRAD-DER Genel Başkanı Heybet Aslanoğlu da birer konuşma yaptı.
Sağlık emek-meslek örgütleri adına Devrimci Sağlık-İş Genel Sekreteri Erdoğan Demir tarafından yapılan açıklamada, Sağlık Bakanı tarafından salgınla mücadele eden sağlık emekçilerine üç ay süreyle tavandan ek ödeme yapılacağı açıklaması ve bunun 24 Mart 2020 tarihinde “Sağlık Bakanlığı’na Bağlı Sağlık Tesislerinde Görevli Personele Ek Ödeme Yapılmasına Dair Yönetmelik”e geçici madde eklenerek yürürlüğe girmesi hatırlatıldı.
Sağlık Bakanlığı’nın “müjde”, “ödül” olarak isimlendirdiği ek ödemeyi adaletsiz bir şekilde dağıttığı belirten Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sağlık emekçilerinin yıllarca özlük hakkı ve insanca yaşama yetecek maaş taleplerini kulak ardı eden iktidar şov yaparcasına tüm sağlık emekçilerine ek ödemeleri tavan olan %100 üzerinde yapacağını ilan etti. Çok geçmeden herkese değil, bazı emekçilere %100, bazılarına %55 ek ödeme vereceklerini ilan ettiler. Sağlık bakanı ardından ‘Herkes için eşit risk yok, o yüzden herkese eşit ödeme yapamayız’ diyerek sağlık emekçilerini rencide etmekle kalmadı aynı zamanda söylediklerini de ters yüz etti. Şu çok açık ki sağlık emekçilerinin talebi kendilerine COVID 19 pandemisi ile mücadele için 3 ay süreyle ‘ödül’ olarak verilecek ek ödeme değildi. Bizler sağlık alanında örgütlü meslek örgütleri olarak insanların ölüm kalım mücadelesi verdiği bu dönemde maaş ile ilgili bir talebi konuşmayı şimdiye kadar doğru bulmadık. Fakat ek ödeme olarak yapılan adaletsiz dağıtım bu konuda açıklama yapmamızı ve harekete geçmemizi zorunlu kılmıştır.”
Demir, açıklamanın devamında Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve bürokratlarına seslenerek şunları kaydetti:
“Basın önünde tüm sağlık emekçilerine ek ödeme yapılacağını ifade ettiğiniz açıklamayı, çok geçmeden düzeltme ihtiyacı göstermenize gerekçe olarak çalışanlar arası adaleti gösterdiniz. Onlarca sağlık emekçisini kaybettiğimiz, binlerce sağlık emekçisinin COVID 19 ile enfekte olduğu şu günlerde sağlık emekçilerine yapılan ödemenin hakkaniyetli ve adil olduğunu mu düşünüyorsunuz? Bizlere üç ay boyunca verileceğini ifade ettiğiniz ek ödeme başlı başına bir adaletsizlik kaynağı olmuştur. Şunu belirtmek isteriz ki sağlık alanının tüm sıkıntılarını sırtlayan sağlık emekçileri bulaşıcı hastalık riskinin olduğu şu günlerde de görevlerinin başındadır. Sağlık hizmetinin tüm birimlerinde yürütülen sağlık hizmeti sağlık işçisinden hekimine, hemşiresinden teknisyenine, eczacısından ebesine, diş hekiminden sekreterine bir bütün olarak sağlık çalışanlarının emekleri ile yürütülmektedir. Çok iyi biliyoruz ki sağlık hizmeti bir ekip işidir. Sağlık hizmetinde ekip üyelerinin sorumlulukları birbirinden üstün ya da önemli değildir. Hekim, sağlık işçisi, hemşire, teknisyen, hasta bakıcı, eczacı, veri giriş çalışanı sağlık sisteminin olmazsa olmazları ve birbirinin tamamlayıcısıdır.”
COVID-19 nedeniyle hasta bakıcısından hekimine, temizlik personelinden güvenliğine 30’un üzerinde sağlık emekçisinin yaşamını yitirdiği ve 10 binin üzerinde sağlık emekçisinin de bulaşıcı enfeksiyona yakalanarak hastalandığı belirten Demir, sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı:
“Sağlık emekçilerine üç ay süreyle verileceği ifade edilen ek ödemeler performans sistemi baz alınarak yapıldığı için ne yazık ki büyük bir adaletsizliğe neden olmuş, bir çok sağlık çalışanı bu ödemeden yararlanamamış, yine bir çok sağlık çalışanı cüzi ödemeler alabilmiştir. Biz biliyoruz ki artık koronavirüs her yerde, ayrım yapılmaksızın bütün sağlık emekçileri için bulaş riski söz konusu. Bu nedenle sağlık emekçilerinin arasında yaptığınız ayrımcılığın ve bu adaletsizliğin ana sebebi olan performans sistemine derhal son verilmeli, COVID-19 pandemisiyle mücadelede görevlerinin gerektirdiği her yerde hizmet yürüten tüm sağlık emekçileri için uzun süredir talep ettikleri yoksulluk sınırının üzerinde temel ücret artışı sağlanmalıdır.”
“Sağlık emekçilerinin talebi üç ay sürecek adaletsiz ek ödeme değil, insanca yaşam için temel ücret artışıdır” diyen Demir, performans ödemeleriyle sağlık emekçilerini mağdur eden anlayışın, emekçilerin canlarını da kendi elleriyle riske ettiğini belirterek şunları kaydetti:
“Batman aile, çalışma ve sosyal hizmet bakanlığında çalışan üç arkadaşımız vefa Destek Projesi’nde görevlendirilmiş, 65 yaş üstü desteğe muhtaç grupların ihtiyaçlarını karşılarken kendi sağlıklarını ve hizmet götürdükleri kişilerin sağlığını korumak için kişisel koruyucu donanım talep etmeleri üzerine 30/1 oranında maaş kesintisiyle cezalandırılmıştır. Hırsını alamayan Batman AÇSH Müdürlüğü, çalışanların kendi ve halkın yaşam haklarını korumak için koruyucu ekipman talep etmeleri üzerine il dışına sürgün ederek ikinci kez cezalandırmak istemektedir. Kişisel korucu ekipmanların sağlanması iş sağlığı ve güvenliği yasası gereğince çalışanın hakkı, işverenin sorumluluğudur. Buradan yetkililere bir kez daha sesleniyoruz 38 arkadaşımızı kaybettik, daha kaç kişi öleceğiz, daha kaç kişi öleceğiz ki sorumluluğunuzu eksiksiz bir şekilde yerine getiresiniz. Sorumluluğunuzu yerine getirmediğiniz gibi size sorumluluğunuzu hatırlatan arkadaşlarımızı sürgüne göndererek suç işliyorsunuz. Kabul etmiyoruz.”
Salgınla mücadele için hastane kapasitelerini arttıran bakanlığın, çalışan sayısının yetersizliğini görmezden geldiğini ve yeni açılan kurumlarda çalışması için alımlar yapmak yerine, pandemi sürecinde dahi fazla mesai yapmak zorunda kalan sağlık emekçilerini görevlendirdiğini kaydeden Demir, taleplerini şöyle sıraladı:
– Temel ücretin en düşüğü yoksulluk sınırının üstünde olacak şekilde yükseltilmeli.
– Üç ay tavandan yapılacağı duyurulan ek ödemelerin tüm sağlık emekçilerini kapsayacak şekilde ve meslek grupları ve istihdam biçimleri arasında adaletsizliğe neden olmayacak şekilde ödenmeli.
– Fiili Hizmet Süresi Zammı (yıpranma payı) sağlık ve sosyal hizmet işkolunda çalışan bütün emekçileri ve geçmiş çalışma sürelerini de kapsayarak şekilde 5 yıla 1 yıl olarak düzenlenmeli.
– Salgın döneminden kaynaklı olarak artı 1 yıl yıpranma payı hakkımız verilmeli.
– COVID-19 enfeksiyonu geçiren sağlık emekçisinin zararının tanzimi için “mesleki risklere bağlı ortaya çıkan hastalık” olarak kabul edilip, iş kazası/meslek hastalığı olduğuna dair düzenlemeler derhal yapılmalı.
– Ek gösterge rakamlarının sağlık ve sosyal hizmet iş kolunda çalışan tüm emekçileri kapsayarak, en az 3600 ek gösterge olacak şekilde kademeli olarak yükseltilmeli.
– Sağlık alanında yeni atamaların kadrolu, güvenceli yapılmalı, 4B 4C 4D sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil vb. istihdam modelleri ile çalıştırılan bütün sağlık ve sosyal hizmet emekçileri 4A kadrosuna geçirilmeli.
– Haksız ve hukuksuz görevlendirmeler ve sürgünler derhal durdurulmalıdır.
Demir sözlerini, tüm sağlık emekçilerine, hazırladıkları dilekçelerle hastane yöneticilikleri ile sağlık il ve ilçe müdürlüklerine başvuru yapma çağrısında bulunarak sonlandırdı.
İlgili haberler:
Sendika.Org