HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ve Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları son günlerde artan polis şiddetini Meclis gündemine taşıdı; iktidarın cezasızlık politikasının polis şiddetinin artarak devam etmesine yol açtığını vurguladı
Dört günlük sokağa çıkma yasağı boyunca farklı kentlerde yaşanan polis şiddeti vakaları Meclis gündemine taşındı. HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın, HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle Meclis’e soru önergeleri sundu.
23-26 Mayıs tarihleri arasında uygulanan dört günlük sokağa çıkma yasağında “yasakları ihlal ettikleri” bahanesiyle Türkiye’nin birçok yerinde pek çok kişinin polis şiddetine maruz kaldığını belirten HDP’li Gülüm, “Sadece son dört gün içerisinde sosyal medyaya yansıyan vakalar göz önünde bulundurulduğunda Türkiye genelinde kolluk güçlerinin yurttaşlara yönelik uyguladığı şiddet vakalarının kamuoyuna yansıdığından çok daha fazla olduğu düşünülmektedir” dedi.
Kolluk güçlerinin yurttaşlara dönük süregelen şiddetinin, özellikle salgın sürecinde yoğunlaşarak devam ettiğini belirten HDP’li Gülüm, sözlerinin devamında “Kuşkusuz, iktidar tarafından polislere verilen yetkilerin ve şiddet uygulayanlara dönük uygulanan cezasızlık politikasının polis şiddetinin artarak devam etmesine neden olmaktadır” ifadelerini kullandı.
HDP’li Gülüm’ün, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından yanıtlanması istemiyle yönelttiği sorular şöyle:
- 23-26 Mayıs tarihleri arasında uygulanan dört günlük sokağa çıkma yasağında polislerin yurttaşlara yönelik uyguladığı şiddet vakalarının sayısı kaçtır? Söz konusu vakalarda yurttaşlara şiddet uygulayan polis sayısı kaçtır? Bunlardan kaçı hakkında soruşturma başlatılmıştır?
- Kolluk güçlerinin yurttaşlara dönük süregelen şiddetin özellikle salgın sürecinde yoğunlaşmasının nedeni nedir? Faillere yönelik uygulanan cezasızlık politikasının polis şiddetinin artmasına neden olduğunu düşünüyor musunuz?
- Polis ve bekçi şiddetinin, iktidarınızın şiddeti besleyen, yetkiyi alanın hiçbir hukuk kuralı ile bağlı olmaksızın haksız söz ve eylemde bulunmasını meşru gören siyaset anlayışınızdan kaynaklandığını düşünüyor musunuz?
- Son 2 yılda yaşanmış benzer şiddet vakalarının sayısı nedir? Bu gerekçeyle görevden uzaklaştırılmış polis sayısı kaçtır?
- Anayasaya ve Türkiye’nin imzacısı olduğu uluslararası sözleşmelere aykırılık teşkil eden bu tarz insan hakları ihlallerinin önüne geçilmesi ve kolluk güçlerinin yurttaşlara yönelik uyguladığı keyfi şiddetin son bulması için önlemler alacak mısınız?
- Yurttaşlara karşı nasıl davranmaları gerektiğiyle ilgili polisler hangi eğitimlerden geçirilmektedir? Psikolojik açıdan bu mesleği yapmaya uygun olup olmadıklarına dair testler yapılmakta mıdır?
HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları ise geçtiğimiz yıllara göre artış gösteren ve özellikle salgın süresince yaşanan polis şiddetinin araştırılması ve nedenlerinin ortadan kaldırılması için Meclis’e araştırma önergesi sundu.
Çorlu’da evinin önünde oturan Dursun Gültaş isimli yurttaşın, devriye gezen polisçe küfürlü bir şekilde uyarıldığını ardından kendisine tepki verdiği gerekçesi ile tüm ailesinin olay yerine gelen polis ekipleri tarafından darp edildiğini hatırlatan Hatimoğulları, çevrede uyarıda bulunan yurttaşların ise tehdit edilerek, çektikleri videolara el konulmak istendiğini kaydetti.
Salgın döneminde görüntüleri basına yansıyan çok sayıda polis şiddeti vakası yaşandığına dikkat çeken Hatimoğulları şu ifadeleri kullandı:
“Nusaybin’de çocukların polislerce silahla kovalanması ve 8 yaşında bir çocuğun zorla zırhlı araca götürülerek korkutulması, Adana’da Suriyeli 18 yaşındaki Ali El Hemdan’ın uygulama noktasında polis kurşunu ile öldürülmesinin ardından İstanbul Kadıköy’de motorlu bir kuryenin polis şiddetine uğradığı görüntüler basına yansımış; kuryenin kendisine vuran polise ‘Bana vurman doğru mu?’ sorusuna polis ise ‘Doğru. Ben karar veriyorum, kanun da benim’ cevabını verebilmiştir. Bayram süresince benzer şekilde İstanbul Sultanbeyli, Zeytinburnu, Eyüp; Edirne Keşan, Şırnak Cizre ve Batman’da polis şiddetleri yaşanmıştır.”
HDP’li Hatimoğulları, iktidarın suç işleyen polislere sahip çıkan açıklama ve uygulamaları nedeniyle şiddetin daha da artmasına, cezasızlık pratiğinin ise polis şiddetinin sistematik olarak devam etmesine neden olduğunu belirterek, salgınla ilgili tedbirlerin istismar edildiğini ve sokağa çıkma kısıtlamalarının polis şiddeti ile olağan hale getirilmeye çalışıldığını kaydetti.
Suç işleyen polislerin, meslektaşları, amirleri, teşkilatları ve siyasi irade tarafından kollanacaklarından emin bir şekilde hareket etmekte olduğunu söyleyen HDP’li Hatimoğulları, “Ancak basına yansıdığı kadarıyla gündeme gelen vakalara dair açıklamalar yapan resmi kurumlar ilk elden polis memurunun eylemine meşruluk sağlamaya çalışan yaklaşımda bulunmaktadır. Görüntüleri olmayan şiddet vakalarında ise inkar yoluna gidilmekte; polisin/bekçinin haklı olduğu, orantılı bir güç kullanıldığı yönünde açıklamalar yapılmaktadır” dedi.
HDP’li Hatimoğulları’nın, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle yönelttiği sorular şöyle:
- Yaşanan ve kamuoyuna yansıyan polislerin/bekçilerin yurttaşlara karşı uyguladıkları şiddetle ilgili hangi yasal işlemler başlatılmışt��r? Soruşturmaların süreçleri nedir, hangi aşamadadır?
- Çorlu’daki polis şiddetinin ardından Valiliğin yaptığı açıklamada görevlilere işten el çektirildiği ve soruşturmanın başlatıldığı ifade edilmiştir. İşten el çektirilen kaç polistir ve hangileri hakkında işlem başlatılmıştır?
- Çorlu’da yaşanan olayın ardından, henüz soruşturma sonuçlanmamışken yapılan resmi açıklamaların evinde şiddete uğrayan aile aleyhinde olması peşin hükümlü ve polisleri aklayıcı olunduğunu göstermez mi?
- İçişleri Bakanlığı Sözcüsü tarafından yapılan açıklama, yurttaşlara pervasızca şiddet uygulayan polislerin lehinde ve onları savunma içeriğindeyken; teşkilat içinde buna benzer tutumların çoğalacağını düşünmüyor musunuz?
- İçişleri Bakanlığı sözcüsü tarafından olayı araştırmamakla suçlanan yurttaşlar ve basın yerine; görüntüler apaçık ortadayken, olayların objektif bir şekilde soruşturulacak olması temini neden kamuoyuna verilmemektedir?
- Bayram günü yurttaşların kendilerini güvende hissetmeleri gereken yer olan evlerinin önünde bulunmak suç mudur?
- Görüntülerde sabit tüm bu polis şiddeti vakalarında 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanuna aykırı olarak şiddet uygulandığı açıktır. Bahsi geçen olaylarda yer alan tüm Emniyet personellerine Kanuna aykırılık nedeni ile işlem başlatılacak mıdır?
- Tekrarlı bir şekilde sürekli yaşanan polis şiddetinin önüne geçmek üzere çalışmalarınız olacak mıdır?
- Polisin kendini “kanun” yerine koyması, kanun uygulayıcısı değil de kanun koyucu olarak görmesi nasıl açıklanabilir?
- Son beş yılda kolluk kuvvetlerinin neden olduğu hak ihlalleri sayısı kaçtır? Yıllar bazında darp, işkence, kötü muamele nedenleriyle hakkında şikâyet bulunan kaç kolluk kuvveti mensubu bulunmaktadır?
Sendika.Org