HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, koronavirüs (COVID-19) salgını sürecinde halkın haklarını korumak ve yaşamanın her alanında hak kayıplarını önlemek için TBMM Başkanlığı’na kanun teklifi sundu
HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, koronavirüs (COVID-19) salgını günlerinde halkın haklarını korumak ve yaşamanın her alanında hak kayıplarını önlemek için Pandemi Karşısında Halkın Korunması İçin Alınacak Acil Önlemlere Dair Kanun Teklifi”ni TBMM Başkanlığı’na sundu.
Anayasa’nın 2. ve 5. maddeleri gereğince pandemi koşullarında halkın güvence altına alınması gerektiğini belirten Ersoy, kanun teklifinde, salgının etkisiyle sosyal yaşam alanını, işini ve geçim olanaklarını yitiren halkın büyük bir çoğunluğunun, etkileri gün geçtikçe ağırlaşan bir yoksunluk ve yoksulluk durumu içinde olduğunu ve halkın yaşadığı bu sıkıntılara ağır hak kayıplarının eklendiğini kaydetti.
Ersoy’un sunduğu kanun teklifiyle, COVID-19 hastalığı nedeniyle halk nezdinde oluşan mağduriyetlerin ve hak kayıplarının bir nebze de olsa önüne geçilmesi; devletin temel icraatlarında, bu amaç ve kapsam ile halkın hak ve kazanımları ile insanca yaşam koşullarının korunmasına önem ve öncelik verilmesi amaçlanıyor. Bu kapsamda devlet organları ve aynı zamanda özel hukuk kişileri için bağlayıcı kimi hukuki düzenlemeler getiriliyor.
Hazırlanan kanun metninde, sağlık hakkından çalışanların korunmasına, temel hizmetlerin sunumundan tarımsal faaliyetlerin korunmasına kadar yaşanacak hak gasplarının önlenmesini ve hakların korunmasını güvenceye kavuşturmayı amaçlayan hükümler yer alıyor.
Kanun teklifi kapsamında yer alan maddelerle şu başlıklar güvence altına alınıyor:
Salgın döneminde ücretsiz sağlık ve tedavi hakkı
Kanun teklifinin 2. maddesine göre; pandemi koşullarında, COVID-19 hastalığı nedeniyle kamu hastaneleri ve özel hastanelere başvuran hastalara tedavi, tetkik ve test işlemleri ile ilaç, tedavi ve tıbbi malzeme ücretsiz olarak sunulacak.
COVID-19 hastalığından korunmak ve bulaşmasını önlemek amacıyla tıbben kullanımı faydalı görülen maske, eldiven, dezenfektan ve hijyen amaçlı malzemeler ile sair koruyucu malzemeler, devlet tarafından yurttaşlara ücretsiz olarak temin edilecek.
Ayrıca özel sektöre ait ve özel sektör tarafından işletilen sağlık kuruluşları, Sağlık Bakanlığı ve sağlık alanında faaliyet gösteren kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerinin birlikte belirleyeceği ihtiyaç ve gereklere göre acele kamulaştırılacak ve COVID-19 hastalığının teşhis ve tedavisi amacıyla yapılandırılarak toplum hizmetine sunulacak.
Sağlık çalışanları koruyucu ekipman olmadan çalıştırılamaz
Sağlık çalışanlarının korunması için hazırlanan 3. madde, sağlık çalışanları koruyucu ekipman olmaksızın çalıştırılmamasını öngörüyor:
– 60 yaş ve üzeri sağlık çalışanları ile mevcut sağlık sorunları nedeniyle yaşamsal risk altında bulunan sağlık çalışanları, gebe ve engelli konumundaki sağlık çalışanları, COVID-19 hastalığının doğrudan teşhis ve tedavisiyle ilgili birimlerde ve işlerde çalıştırılamayacağı gibi karı-koca sağlık çalışanı olan kişiler de aynı anda çalıştırılamayacak.
– COVID-19 hastalığının teşhis ve tedavisinde görev alan sağlık çalışanlarının bakmakla yükümlü olduğu yakınlarının her türlü insani gereksinimleri, ilgili sağlık çalışanın talebi üzerine ve bedelsiz olarak devlet tarafından karşılanacak.
– Yine bu madde ile sağlık çalışanları şehir içi ve dışı ulaşım araçlarını ücretsiz kullanırken, kamu ve özel sektöre ait konaklama tesislerinde ücretsiz olarak kalabilecekler.
Kanun teklifinin 4. maddesine göre, toplumun ihtiyaç duyduğu sağlık, güvenlik, beslenme, enerji, barınma, ulaşım, eğitim, bilimsel araştırmalar ve diğer temel mal ve hizmetlerin üretimine dair olanlar hariç olmak üzere; kamu ve özel sektördeki bütün çalışma faaliyetleri, bu kanunun yürürlükte bulunduğu sürece durdurulacak, kamu veya özel sektörlerde her türlü işte çalışanlar ücretli izinli sayılacak.
Toplumun ihtiyaç duyduğu temel mal ve hizmetlerin üretimi amacıyla çalışmanın devam ettiği işyerlerinde, COVID-19 hastalığının bulaşmasının önlenmesi ve çalışanların sağlığının korunması amacıyla gerekli bütün tedbirler ivedilikle alınacak.
Teklifin 5. maddesinde işten çıkarmaların yasaklanması öngörülüyor. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25 inci maddesinin (II) nolu bendinin (c), (d), (e) ve (f) bentlerindeki durumlar hariç olmak üzere; kamu ya da özel sektörde çalışan hiçbir kişi, bu kanunun yürürlükte bulunduğu süreçte, iş sözleşmesi işveren tarafından tek yanlı olarak fesih edilerek işten çıkarılamayacak.
COVID-19 hastalığından ve uygulanan tedbirlerden kaynaklı faaliyetlerine geçici süreyle ara veren veya temelli sona erdiren işyerlerinde çalışanların iş, ücret ve sosyal güvenlik hakları devlet güvencesi olup; bu kişilere, yeni bir iş bulmalarına kadar ve her durumda bu kanunun yürürlükte bulunduğu sürece asgari ücret oranında ücret ödemesi ve sosyal güvenlik primlerinin ödemesi Devlet hazinesinden yapılacak. Ancak faaliyetlerine geçici süreyle ara veren işyerlerinde çalışanların hak etmiş olduğu yıllık ücretli izin hakkına karşılık gelen ödemelerden işveren sorumlu olacak.
Teklifin ilgili maddesine göre salgın süresince asgari ücret 3200 TL olarak belirlenerek devlet hazinesinin güvencesine alınıyor. Kanunun yürürlükte bulunduğu sürece emekli maaşlarının aylık alt sınırı, net asgari ücretin altında olmayacağı belirtiliyor.
Kanun teklifinin ilgili maddesi vergilendirme sistemini değiştirerek 103 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 103. maddesinde yer alan vergilendirme oranlarından alt gelir gruplarına ait mevcut yüzde 15 ve yüzde 20’lik oranların 2020 ve 2021 mali yılları dönemi için yüzde 1 ve yüzde 5 oranlarında uygulanmasını düzenliyor.
Konutlara sunulan elektrik, su, doğalgaz, telefon, internet ve sair iletişim hizmetleri bu kanunun yürürlükte bulunduğu sürece hiçbir ücret, harç, katkı payı ve sair bir maddi bedel ve katkı talep edilmeksizin, bedelsiz olarak verilecek. Öte yandan elektrik, su, doğalgaz, telefon, internet ve sair iletişim hizmetlerinin geçmiş dönem borcu, kaçak kullanım ya da başkaca bir nedenle sona erdirilemeyeceği, herhangi bir kesinti yapmaksızın hizmetin sürdürüleceği güvence altına alınıyor.
Bu kanunun yürürlükte bulunduğu sürece hiç kimsen kira bedelini ödeyememesi nedeniyle konutundan tahliye edilmeyecek. Ekonomik güçlük yaşadığı için kirasını ödeyemeyen kişilerin barınma hakkı anayasaya göre Devlet güvencesinde olduğu için kira bedeli hazine tarafından karşılanacak.
Kanunun yürürlükte bulunduğu süre boyunca kişilerin ihtiyaç duyduğu temel gıda ürünlerine fiyat artışı yapılamayacağı, temel gıda ürünlerinin alım ve satımının vergiden muaf tutulacağı belirtiliyor.
Tarımsal faaliyet ve üretimin sürdürülebilmesi için ihtiyaç duyulan yakıt, su, gübre, yem, tohum ve sair girdi teşkil eden temel ihtiyaçlar, tarımsal faaliyette bulunan küçük çiftçi niteliğindeki üreticilere bedelsiz olarak; büyük çiftçi niteliğindeki üreticilere ve zirai işletmelere ise her hangi bir vergi, harç ve sair katkı payı alınmaksızın devlet hazinesinin güvencesinde sunuluyor.
Toplumun gıda ihtiyacının sıkıntıya girebileceği hallerde tarım arazileri, tarım kooperatiflerine ücretsiz olarak açılabilecek ancak bu kapsamda üretilen zirai ürünlerin yarısı ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere devlete verilecek.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinin 4. fıkrasındaki 2 yıllık süre koşulu, 5 yıl olarak uygulanacak. Ayrıca anılan madde kapsamına giren durumlarda bu kanunun yürürlükte bulunduğu süreçte yakalama ve gözaltı kararı da verilemeyecek.
Devlet ve her türlü kamu tüzel kişisi tarafından doğrudan veya özel sektör eliyle yürütülen sağlık, eğitim, bilimsel araştırma, adalet ve güvenlik alanındaki kamu projeleri dışında her türlü yatırım ve proje, bu kanunun yürürlükte bulunduğu sürece durdurulacak. Durdurulan bu projelere ayrılan mali kaynaklar, COVID-19 hastalığı ile mücadeleye ve salgın hastalık nedeniyle halkın uğradığı mağduriyetlerin giderilmesi amacına yönelik olarak bu kanunda veya diğer ilgili kanunlarda belirtilen kamu yararına çalışmalara kaynak olarak tahsis edilecek.
Özel sektör tarafından gerçekleştirilen hazine garantili yap işlet devret niteliğindeki projelerde özel sektöre verilmiş her türlü mali garantiler ve bu kapsamdaki ödemeler, bu kanunun yürürlükte bulunduğu sürece durdurulacak. Bu kapsamdaki mali kalemler, COVID-19 hastalığı ile mücadele ve bu hastalık nedeniyle yurttaşların uğradığı mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla, bu kanunda veya diğer ilgili kanunlarda belirtilen kamu yararına çalışmalara kaynak olarak tahsis edilecek.
Kurumlar vergisi 2020-2021 mali yılları için yüzde 50 olarak uygulanacak ve elde edilen vergi geliri, COVID-19 hastalığı ile mücadele ve bu hastalık nedeniyle yurttaşların uğradığı mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla, bu kanunda veya diğer ilgili kanunlarda belirtilen kamu yararına çalışmalara kaynak olarak öncelikle tahsis edilecek.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 103. maddesinde yer alan vergilendirme oranlarından üst gelir gruplarına ait güncel yüzde 35’lik ve yüzde 40’lık oranlar; 2020 ve 2021 mali yılları için, yüzde 45 ve yüzde 55 oranlarında uygulanacak ve yine COVID-19 hastalığı ile mücadele ve bu hastalık nedeniyle yurttaşların uğradığı mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla, bu kanunda veya diğer ilgili kanunlarda belirtilen kamu yararına çalışmalara kaynak olarak öncelikle tahsis edilecek.
Bu kanun ile devlete, kamu ya da özel hukuk tüzel kişilerine ve de ilgili gerçek kişilere verilen görev ve yükümlülüklerinin usulünce ve yeterince yerine getirilip getirilmediğini denetlemek üzere; il merkezlerinde valilikler, ilçelerde ise kaymakamlıklar nezdinde birer denetim komisyonu oluşturulacak. Bütün devlet görevlileri ve organları, komisyonun talep ve önerilerini ivedilikle yerine getirmekle yükümlü olacak.
Oluşturulacak komisyonda valilik ya da kaymakamlık adına iki, belediye adına üç, sağlık alanında faaliyet gösteren kamu kurumu niteliğine haiz meslek örgütlerinden üçer, diğer kamu kurumu niteliğine haiz meslek örgütlerinde ikişer, kamu çalışanı ve işçi sendikaları adına üçer kişi doğal üye olarak görev alacak.
Bu kanunda yer alan yükümlülükleri gerekli uyarılara rağmen yerine getirmeyenler ile yerine getirilmesinde ihmal ve gecikme gösterenler, fiilleri ayrıca başka bir suç oluştursa dahi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.
Sendika.Org