Migros, COVID-19 tedbirleri kapsamında hafta sonu uygulanan sokağa çıkma yasağı nedeniyle çalışanlarının evde geçirdiği süreyi günlük çalışma saatlerine ekledi ve izinlerini iptal etti. Günlük çalışma saati 10’a çıkarılan market işçileri, hafta sonu yasakları sürdükçe çalışma biçiminin bu şekilde devam edeceğinin kendilerine bildirildiğini belirterek “Yasağın faturası bizlere kesildi” dedi
Migros, koronavirüs (COVID-19) tedbirleri kapsamında geçtiğimiz hafta sonu 31 kentte uygulanan sokağa çıkma yasağı nedeniyle çalışanlarının evde geçirdiği süreyi günlük çalışma saatlerine ekledi ve izinlerini iptal etti.
Sendika.Org’un telefonla ulaştığı İstanbul Bahçeşehir’deki Migros’ta çalışan bir işçi, “Bugün, normalde 8,5 olan çalışma saatimizi 10 saate çekerek haftalık izinlerimizi iptal ettiler. Gerekçe olarak, hafta sonu sokağa çıkma yasağından dolayı evde zorunlu olarak geçirdiğimiz iki günü haftalık çalışma saatlerine ekleyerek tamamlatacaklarını söylediler. Hafta sonları sokağa çıkma yasağı uygulanması takdirde bundan sonraki sürecin bu şekilde olacağını belirttiler” dedi.
Salgın döneminde yoğun tempoyla ve korumasız bir şekilde çalışmak zorunda bırakıldıklarını söyleyen market işçisi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir süre sonra yarım yamalak tedbirler alınmaya başlandı ve hala bu ‘tedbirlerle’ virüsten korunmaya çalışıyoruz. İşsizlik ve virüs tehdidi arasında sıkıştık. Yoğun bir stres altındayız. Çoğumuzun evde kronik rahatsızlığı olan yakınları var. Her birimiz iş yerimizden uzak yerlerde oturuyoruz. Servis noktalarına varabilmek için toplu taşımaları kullanıyoruz. Yolda geçen zaman kaybını saymıyorum bile. Üstüne bir de uzun çalışma saatleri eklendi. Bu hafta sonu sokağa çıkma yasağından sonra mağazalar yine yoğunlaştı. Yoğunluktan dolayı kasalarda, reyonlarda nefes almadan çalışıyoruz. Bizler çalışma saatlerinin kısaltılmasını, önlemlerin artırılmasın isterken. İşverenler tam tersi uygulamalarla karşımıza çıkıyor.”
Beylikdüzü’ndeki 5M Migros’ta çalışan bir market işçisi de “Sokağa iki gün çıkma yasağının faturası biz işçilere kesildi. Haftalık izinlerimizin olmayacağını söylediler. Bizim suçumuz mu bu?” dedi.
Mağazada çalışan bir arkadaşlarının COVID-19 testinin pozitif çıkması üzerine evlere gönderildiklerini belirten market işçisi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“10 gün karantinada kalmamızı istediler. Yıllık izin hakkı olan personellere yıllık izinlerini kullanmalarını zorunlu kıldılar, olmayanlara ise idari izin verildi. İşte burada başlıyor eşitsizlik, haksızlık. Bu sorunlarımızı sendika üyemize anlattığımızda, onun ‘Benim boyumu aşıyor, bir şey yapamıyorum’ demesi her şeyi özetliyor aslında. Mağazayı dezenfekte ettiler ama ertesi sabah bilgi vermek için bizi mağazaya çağırdılar. Biz dolaplarımızdan eşyalarımızı alırken birçok şekilde temas ettik ve gittik, mağaza kapanmadı. Biz gittikten sonra başka mağazalardan destek gelerek açık kalmaya devam etti. Bu sefer bizim temas ettiğimiz yerlere dokunmak zorunda kalan o arkadaşlarımız risk altında çalışmaya başladılar. Bizler evlerimizde sadece iki gün kalabildik çünkü işyerinde herkesi aramaya başlayarak bizi işyerlerine tekrar çalışmak üzere muayene olmaya çağırdılar. Muayene ise form doldurmaktan başka bir şey değil. ‘Öksürük, ateş, solunumda zorlanma gibi belirtiler var mı?’ diye soruldu ama test yapılmadı. Formalite kısacası. Oysaki bu kuluçka süresince evlerimizde izole edilmemiz gerekiyordu. Eleman yetersizliğinden ki Sağlık Bakanlığı’nın onayı ile bizleri işe başlattılar.”
Aynı yerde çalışan diğer bir market işçisi de yetkililerin “Bir arkadaşımızda COVID-19 çıktı, yarın mağazada toplantı yapıyoruz” dediklerini belirterek şunları kaydetti:
“Ertesi gün toplantıya gittik ve orada bir arkadaşımızın testinin pozitif çıktığı ve bizlerin 14 gün karantinaya alınacağını söylediler. Ardından testin 3 Nisan’da yapıldığı ancak bize açıklanan tarih 5 Nisan olduğu için 10 gün evlerde karantinada kalmamız istendi. Ben bu zamanda işimi bırakmayıp çalışıyorken, onlar o iki gün içinde bizim hiçbir şekilde haberimiz olmadan COVID-19’lu olan arkadaşımızla çalıştırdılar. Aynı yemekhanede yemek yedik, aynı yerlere dokunduk. Bunun vebalini nasıl taşıyacaksınız? İnsanların sağlığıyla oynamaktır bu. Adalet istiyoruz. Çalışma saatlerimiz kısıtlansın. Metrekareye göre insan alınsın. Sağlık Bakanlığı, ‘Personeller doktor muayenesinden geçecek, maske ve eldivenle çalışabilir’ diyor ama buradakiler muayene işini sadece ‘Öksürüğün var mı?’, ‘Ateşin var mı?’ sorularıyla geçiştiriyor ve ‘Yoksa işinin başına geçebilirsin’ diyor. Böyle bir şey olabilir mi?”
Sendika.Org (Aysun Gençtanır)