Halkevleri’nden 1 Mayıs açıklaması: “Kapitalizme ve saraya can vermeyeceğiz, sorumlulardan hesap sormaya 1 Mayıs’a”

Halkevleri 1 Mayıs öncesi "Kapitalizme ve Saray’a can vermeyeceğiz. Tek yol devrim ve sosyalizm. Yaşasın 1 Mayıs!" başlığıyla bir yazılı açıklama yayımladı. Açıklamada "Zorunlu olmayan sektörlerde tüm çalışanlara ücretli izin, sağlık emekçilerine ve tüm zorunlu sektör çalışanlarına tam koruma sağlansın. Halkın tamamına geçim ücreti verilsin" gibi acil talepler yer aldı

Halkevleri’nden 1 Mayıs açıklaması: “Kapitalizme ve saraya can vermeyeceğiz, sorumlulardan hesap sormaya 1 Mayıs’a”

Halkevleri 1 Mayıs öncesi bir yazılı açıklama yayımladı. “Kapitalizme ve Saray’a can vermeyeceğiz. Tek yol devrim ve sosyalizm. Yaşasın 1 Mayıs!” başlığıyla yayımlanan açıklamada işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı bu yıl COVID-19 salgınına karşı hayatta kalma mücadelesi ile karşıladığı ifade edildi.

“Emperyalist-kapitalist sistemin insanlığa sömürüden, yoksulluktan, açlıktan, savaştan, hastalıktan başka bir şey vadetmediğini, doğanın ve yaşamın yok oluşu anlamına geldiğini bir kez daha yaşayarak görüyoruz” ifadelerine yer verilen açıklamada neoliberalizmin insanlığı nasıl ve ne zaman biteceği belli olmayan bir salgınla, bir halk sağlığı krizi ve ölümle karşı karşıya getirdiğine dikkat çekildi.

İnsanlığı, doğanın, dünyanın geleceğinin kurtuluşu için tek çarenin sosyalizm olduğunun belirtildiği açıklama şu ifadelerle sürdü:

Bilimi, emeği, doğayı ve toplumsal olanı önceleyen bir düzen mümkün! Üretimin ve hayatın toplumsal eşitlik ilkesi ile örgütlenmesi; herkes için parasız sağlık, sağlıklı ve yeterli gıda, sağlıklı koşullarda barınmak, ısınmak, mümkün! Tüm kaynakların eşit paylaşımı mümkün! Mümkün ve zorunlu! Kapitalist yıkımın karşısında sosyalizm bayrağını yükseltmeye, 1 Mayıs’a!

“Saray rejimi ve ‘Koronavirüs salgını yönetimi’ birincil sorumludur, hesap vermelidir”

“Dünyadaki benzerleri gibi AKP/Saray rejimi de salgının ilk anından itibaren iktidarının devamından, sermayenin karından başka hiçbir şey düşünmedi” ifadelerine yer verilen açıklamada salgın tehlikesi kapıdayken AKP’nin gündeminde Suriye ve Libya savaşı ile Avrupa’da mülteciler üzerinden girilen pazarlıklar olduğuna dikkat çekildi.

Açıklamada ayrıca önlenemeyen tüm ölümlerden başta Saray rejiminin başındaki Erdoğan’ın; salgın günlerinin “yönetimini” akıl, bilim ve halk sağlığını hiçe sayan kararlarla sürdüren Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ve Ekonomi Bakanı Berat Albayrak’ın sorumlu olduğu da ifade edildi.

İktidarın halktan bilgi sakladığını, sağlık emekçilerinin örgütlerini, Türk Tabipler Birliği’ni sürece katmadığını ve sağlık çalışanlarına yeterli koruyucu ekipman tedarik etmediğini ve bu nedenle de iktidarın önlenebilir ölümlerden sorumlu olduğunu açıklayan Halkevleri’nin açıklaması şu ifadelerle devam etti:

Önlem paketi diye sermayeyi kurtarma programı açıkladılar. İşçiye, emekçiye, küçük esnafa, çiftçiye kadınlara adeta ‘ne haliniz varsa görün’ dediler. Bir yandan ‘evde kal’ çağrısı yaparken sermayenin çarkları dönsün diye emekçileri zorunlu olmayan sektörlerde ‘zorla’ çalıştırmaya devam ettiler, ediyorlar. ‘Sokağa çıkma yasağı’nda dahi İçişleri Bakanlığı’ndan özel izin ile işyerlerini açık tuttular. Zorunlu olmayan iş kollarında çalışma durdurulmadığı, zorunlu sektörlerde yeterli önlem alınmadığı için yaşamını kaybeden her bir emekçiden sorumlular! Salgında izledikleri politikalar ile yüzbinlerce insan ücretsiz izne çıkartıldı, işten atıldı; işsiz, gelirsiz kaldı, halihazırda işsiz olan milyonlar çaresiz bırakıldı, çiftçi ekim yapamadı, borcuyla baş başa bırakıldı.  Ama faturalar gelmeye, vergiler alınmaya, borç faizleri işlemeye devam etti! Halkımız kira, fatura, beslenme giderlerini karşılayamaz duruma getirildi, açlıkla baş başa bırakıldı. Açlık ve yoksulluktan; işsizlik krizinden, yaşanacak gıda krizinden sorumlular!

Krizi fırsata çevirmeye çalışan, kent yağmasını sürdüren, gazetecileri-muhalifleri içeride tutmaya devam eden, belediyelere kayyum atayan, belediyelerin halk yararına faaliyetleri engelleyen, bakım emeğini kadınların sırtına yükleyen iktidarın sorumsuzluklarını “başarı hikayeleri” ile örtemeyeceğini belirten açıklamada “Sorumlulardan hesap sormaya, 1 Mayıs’a!” denildi.

“2020 1 Mayıs’ında bir avuç ‘neşeli’ azınlığın karşısına milyonlarla tek yürek olacağız! Dayanışmamızı büyütecek, sözümüzle, eylemimizle, umudumuzla, acil taleplerimizle birleşeceğiz!” ifadelerinin kullanıldığı açıklamada şu acil talepler yer aldı:

  • Onlar koltuklarında oturdukça, emekçiler ölmeye devam edecek Erdoğan, Soylu, Koca ve Albayrak derhal istifa etmeli, hesap vermelidir!
  • Herkes için eşit, parasız ve ulaşılabilir sağlık hizmeti. Özel hastaneler kamulaştırılsın! Herkese parasız temel hijyen malzemeleri, herkese yaygın test ve korunma şartları!
  • Bizden çaldıklarını geri istiyoruz, servet vergisi getirilsin; krizin ve salgının faturasını halk değil patronlar ödesin! Kamu kaynakları sermayeyi kurtarmaya, garantili sözleşmelerle şirketleri kurtarmaya, savaşa, Saray’a değil halk sağlığına harcansın!
  • Zorunlu olmayan sektörlerde tüm çalışanlara ücretli izin, sağlık emekçilerine ve tüm zorunlu sektör çalışanlarına tam koruma! Halkın tamamına geçim ücreti verilsin! Çiftçilere üretim olanakları sağlansın, borçları faizsiz ertelensin.
  • Doğalgaz, elektrik, su, iletişim hizmetleri parasız olsun. Kiracıları destekleyecek kamu fonları oluşturulsun. Bireysel kredi borçları ve kredi kartı borçları faizsiz ertelensin. Her haneye sağlıklı, yeterli gıda desteği verilsin.
  • Tüm kadınlara iş ve gelir güvencesi sağlansın, erkek şiddetine karşı İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa etkin bir biçimde uygulansın.
  • Halk salgın hakkında düzenli, güvenilir, bilimsel verilerle bilgilendirilsin. Haber alma hakkı önündeki engeller kaldırılsın. Kamusal hizmetlerde ayrımcılığa son verilsin..
  • Salgın dönemlerinde dezavantajlı kesimler olarak kabul edilen; hiçbir geliri ve birikimi olmayan yoksullar, yaşlılar, EYTliler, göçmenler ve tutuklu/hükümlüler için yaşamlarını ve sağlıklarını koruyacak fiili ve yasal düzenlemeler hayata geçirilsin.

Açıklama şöyle sonlandırıldı:

Bu 1 Mayıs’ta büyük kitlesel gösterilerde buluşamayacağız; ama bu topraklarda milyonlarca insan dünya çapında milyarlarca emekçi kapitalist düzene, faşist iktidarlara karşı “aynı şarkıyı” söyleyecek; aynı “bayrağı” kaldıracak bayramımızı, mücadele günümüzü, insanca yaşam mücadelemizi, sesimizi 1 Mayıs’a taşıyacağız. Evlerimizin balkonu, mahallelerimiz, sokaklarımız, kent meydanları, sosyal medya alanları hayatın her alanı 1 Mayıs alanı olacak. Güzel günleri mücadelemizle kazanacağız. Yaşasın 1 Mayıs. Yaşasın devrim ve sosyalizm.

Sendika.Org

Sendika.Org'u destekle

Okurlarından başka destekçisi yoktur