DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından infaz düzenlemesiyle ilgili yapılan ortak açıklamada düzenlemenin COVID-19 tedbiri olmaktan çok uzak ve adaletsiz olduğu belirtildi
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından yapılan ortak açıklamada Meclis’te görüşülen ve COVID-19 salgınına ilişkin bir tedbir olarak gündeme getirildiği söylenen “2/2762 Esas Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, kamuoyunda bilinen adı ile “infaz yasası” teklifinin adaletsiz ve gerçek bir tedbir olmaktan bütünüyle uzak olduğu belirtildi.
Açıklamada, hapishanelerin, kapasitelerinin çok üzerinde doluluk oranlarıyla salgın risk alanlarının başında geldiği belirtilirken; “Hapishanelerde genel olarak hijyen sorunları olduğu, sağlık hizmetlerine erişimin güçlüğü, mahpusların bağışıklık sisteminin zayıf olduğu doğrudur ve tüm bu konularda acil önlem almak şarttır. COVID-19 salgını nedeniyle ülkemiz cezaevlerinde, hastalar, yaşlılar ve risk grupları başta olmak üzere ayrımsız ve ayrıcalıksız olarak herkesi kapsayacak fiili tedbirlerin alınması ve yasal düzenlemelerin yapılması tıbben ve hukuken gerekli ve zorunludur” denildi.
Herkesin yaşam hakkını koruma ve sağlıklı bir yaşam alanı oluşturma yükümlülüğü altındaki devletin, ölümcül bir salgın karşısında alınacak tedbirlerde dahi ayrımcılık yaptığının altı çizilirken açılamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
Terörle Mücadele Kanunu’ndaki ‘terör’ tanımının muğlaklığı nedeniyle hapishanelerde olan çok sayıda gazeteci, aydın, avukat, insan hakları savunucusu, sendikacı, siyasetçi kapsam dışındadır. Siyasi iktidarı eleştirmenin “terör” kapsamına kolaylıkla girdiği bir ülkede, muhaliflere yönelik intikamcı bir tutumun salgın koşullarında dahi sürdürülmesi kabul edilemez. Cinayet, kadına yönelik şiddet, cinsel istismar, uyuşturucu temin etmek ve organize suç örgütü yönetmek gibi suçlardan hüküm giyenler tahliye olabilecekken, haklarında bir hüküm olmayan, hatta henüz davası bile açılmayan tutukluların kapsam dışı kalması ve tutukluluk hallerine son verilmemesi hiçbir adalet terazisi ile izah edilemez.
Son yılların en yaygın ve en ölümcül salgınının dünyayı ve ülkemizi kuşattığı bir atmosferde, tıbbi ve insani saiklerle getirilmediği anlaşılan ve belli gruplara af niteliğindeki bu infaz yasasının COVID-19 salgını ile bir ilişkisinin olmadığı açıktır. Salgın öncesinden hazırlandığı bilinen bu tasarının salgın döneminde ve salgının gerekliliklerini dikkate almadan yasalaştırılma çabası en hafif tabiriyle fırsatçılıktır. Hukuksuz ve adaletsiz bir “özel af” düzenlemesi yerine yapılması gereken, öncelikle ve hızla hapishanelerdeki insanların sağlığını koruyacak adil, hakkaniyetli önlemler almak, infaz yasasında da adalete ve eşitliğe uygun davranmak, hapishanelerdeki COVID-19 vakalarıyla ve varsa can kayıplarıyla ilgili şeffaf bilgi vermektir. DİSK-KESK-TMMOB-TTB olarak iktidarı hukukun temel ilkelerine ve devletin temel yükümlülüklerine uygun davranmaya davet ediyoruz
Sendika.Org