Soylu, istifa ettirilen Ulaştırma Bakanı gibi atanmış bir bürokrat değil çelişkili iktidar yapısı içindeki bir kliğin adamı
Dün gece Süleyman Soylu’nun birkaç saat süren istifa etti etmedi tartışmasında Erdoğan’ın istifayı kabul etmediğinin açıklanmasıyla sular durulmuş gibi oldu. Yaşanan ne bir tiyatro ne de bir danışıklı dövüş. Ağır bir iktidar krizi ve iç çatışma.
Korona günlerinde bu ikinci bakan faciası. Hatırlayın memleket koronavirüs ile uğraşırken Kanal İstanbul ihalesi düzenlenmiş, bu da toplumun öfkesine neden olmuş, öfkeyi yatıştırmak ve beyefendiyi temize çıkarmak için Ulaştırma Bakanı sorumlu olarak istifa ettirilmişti.
Süleyman Soylu ise 10 Nisan Cuma gecesi yaşanan sokağa çıkma (yasağı) rezaletinden sonra kendisini savunmaya çalışmıştı. Edirne’deki mülteci meselesinde olduğu gibi sanki numaratör koymuş ve “250 bin kişiyi geçmedi marketlere yığılanlar” diye açıklama bile yapmıştı. Ulaştırma Bakanı gibi sessiz kalmamış, “Cumhurbaşkanımın talimatıyla aldık bu kararı” demişti. Yani sorumlunun Erdoğan olduğunu, suçu da üslenmesi gerektiğini ima etmişti.
Sokağa çıkma yasağının iki saat önce bildirilmesinin yarattığı panik ve halk sağlığını tehlikeye düşürme eleştirileri alıp başını gidince, anlaşılan yine beyefendiyi rahatlatması için Süleyman Soylu’nun istifasının uygun olacağı iletildi. Ancak Soylu, istifa ettirilen Ulaştırma Bakanı gibi atanmış bir bürokrat değil çelişkili iktidar yapısı içindeki bir kliğin adamı.
Süleyman Soylu, 17/25 Aralık yolsuzluk operasyonları sonrasında “FETÖ”cülerin emniyet ve içişlerinden tasfiyesi için 2014 yılında fiilen göreve getirilen Mehmet Ağar kliğinin adamıdır. Güvenlik bürokrasisinde arkası sağlam bir bakan ve siyasi bir figürdür. Soylu’nun istifasını açıklamasının ardından belli ki bu iktidar kliğinin bütün güçleri devreye girdi ve Erdoğan’a geri adım attırdılar.
Korona krizi dünyada da siyasi krizlere yataklık ederek sürüyor. Brezilya’da da korona sürecinde benzer bir iktidar çatışması süreci yaşanıyor. Nazi artığı devlet başkanı Bolsonaro’nun yetkileri, salgın hastalık krizini fırsata çeviren ve ordu içinden gelen bir inisiyatifle kısıtlanıyor.
Her ne kadar kriz hala tam sonuçlanmamış gibi görünse de (istifa açıklamasını kaldırmamış) Soylu’nun istifa krizi ile Erdoğan irtifa kaybetmiş ve geri adım atmış gözüküyor. Şimdilik kazanan malum klik. Ama Saray’da taht oyunları daha çok sürer. Osmanlı’da oyun çoktur.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.