Cumartesi Anneleri, koronavirüs salgını nedeniyle 785. hafta açıklamasını da sosyal medya hesapları üzerinden gerçekleştirdikleri canlı yayınla yaptı. Bu hafta, 39 yıl önce gözaltında kaybedilen Nurettin Yedigöl’ün akıbeti soruldu
785 haftadır fail meçhul cinayete uğrayan yakınlarının faillerini ve kaybedilenlerin akıbetini soran Cumartesi Anneleri, koronavirüs (COVID-19) salgını nedeniyle bu haftaki açıklamayı da sosyal medya hesapları üzerinden gerçekleştirdi.
Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’nın yasaklanması nedeniyle eylemlerini son 82 haftadır İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde gerçekleştiriyordu. Koronavirüs salgınına rağmen eylemlerini sürdüren Cumartesi Anneleri, son dört haftadır sosyal medya hesapları üzerinden yaptıkları canlı yayınlarla adalet taleplerine devam etti.
Bu haftaki açıklamada, 39 yıl önce gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Nurettin Yedigöl’ün akıbeti soruldu. Açıklamayı ise İHD üyesi Besna Tosun okudu.
COVID-19 salgınının bir an önce kontrol altına alınması ve toplumun salgını en az zararla atlatmasını dileyerek sözlerine başlayan Tosun, siyasi iktidara çağrıda bulunarak “Tüm ayrımcı uygulamalara son vererek siyasi çıkar ve hesapları bir kenara bırakın, demokratik bir zeminde ve insan haklarını gözeten bir yaklaşımla bu süreci yürütün” dedi.
785. haftada 39 yıldır kesintisiz devam eden 12 Eylül zihniyetinin cezasız bıraktığı Nurettin Yedigöl dosyası ile kamuoyuna seslendiklerini belirten Tosun, şunları kaydetti:
“Sosyalist kimliği ile bilinen 26 yaşındaki Nurettin Yedigöl İstanbul’da yaşıyordu. 12 Eylül Askeri Darbesi’nin ardından hakkında yakalama kararı çıkartıldı. 10 Nisan 1981 tarihinde İstanbul/ İdealtepe’de bir eve yapılan polis baskında gözaltına alındı. Dönemin ünlü işkence merkezi Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Yedigöl Ailesi, başta Kenan Evren ve dönemin askeri savcısı Faik Tarımcıoğlu olmak üzere devletin ilgili tüm birimlerine başvurdu. Ancak başvurulara sözbirliği halinde ‘Nurettin’in hiç gözaltına alınmadığı’ cevabı verildi.
10 kişi Nurettin’i siyasi şubede gördüklerine dair tanıklık etti. ‘Şahidiz, işkencede öldürüldü’ diye ifade verdi. Kayıtlara geçen tanık beyanlarına göre: Nurettin Yedigöl, Tayyar Sever yönetimindeki 1.Şube’de K Gurubu tarafından sorgulandı. İfade vermeyi reddettiği için Mete Altan’ın başında bulunduğu işkence timinin en ağır işkencelerine maruz kaldı. En son şubede sorgulanan diğer arkadaşları tarafından görüldüğünde kanlar içindeydi, konuşamıyordu, bilinci yerinde değildi. O günden sonra Nurettin’i gören olmadı.”
Tosun, Nurettin Yedigöl’ün gözaltında kaybedilmesi ve faillerin yargılanması ile ilgili yapılan başvurular sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından üç ayrı soruşturma yürütüldüğünü, ancak soruşturmalarda zamanaşımı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini belirtti.
Son olarak anne Zeycan Yedigöl’ün, 15 Şubat 2013 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurduğunu hatırlatan Tosun, sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı:
“10 Aralık 2015 tarihinde Anayasa Mahkemesi, evrensel hukuka ve teamüllere aykırı bir biçimde başvuruyu diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelemeksizin zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi. (Başvuru Numarası: 2013/1566) İç hukukta tüm yollar kapanınca dava AİHM’e taşındı. Bugün bir kez daha altını çiziyoruz: Nurettin Yedigöl’ün gözaltında kaybedilmesi, 12 Eylül 1980 askeri darbesi döneminde insanlığa karşı suç oluşturacak biçimde, bir devlet politikası dâhilinde işlenmiştir. Bu nedenle evrensel hukuk normlarına göre zamanaşımına tabi tutulamaz. Anayasa Mahkemesi dahil, yargı makamlarının bu tutumu, devletin ulusal ve uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerine aykırıdır.
Gözaltında kaybedilişinin 39. Yılında Nurettin Yedigöl dosyasında etkili bir yargı faaliyeti yürütülmesi, Nurettin Yedigöl’ün akıbetinin açığa çıkartılması, onu kaybedenler üzerindeki cezasızlığa son verilmesi için adli ve siyasi makamları göreve çağırıyoruz. Nurettin Yedigöl için, bütün kayıplarımız için hakikat ve adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz.86 haftadır bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.”
Nurettin Yedigöl’ün kardeşi Muzaffer Yedigöl, “39 yıldır adalet arayışımız devam ediyor. Bunca yıldır başvurmadığımız kapı kalmadı. 39 yıldır mezar arıyoruz. Ama ne yazık ki devlet bize yanıt vermedi. Tek istediğimiz mezar” dedi.
Sendika.Org