Murat Sancak… AKP’ye “gönülden” bağlı Ethem Sancak’ın yeğeni… Kısa süre önce koronavirüs test kitleriyle oynadığı videoyla gündeme gelen adam… O aslında halkın sağlığıyla daha büyük oynuyor. Koronavirüse karşı etkin tedavi yöntemlerinden olabilecek, iyileşen hastalardan alınan antikorların hastalara aktarılması yöntemi için gerekli ürünler de onun kârlı oyuncağı olmuş. 2015’te ihale edilen ve Kızılay’ın elinde bulunan kullanılmayan kanlardan kan ürünleri elde edilmesi için kurulması planlanan fabrika, hazine desteğine rağmen hala kurulmuş değil. İhaleyi alan Sancak ailesi, fabrikada üretmesi gereken ürünleri ithal ederek, kendisine alım garantisi veren Sağlık Bakanlığı’na fahiş fiyatlardan satıyor
COVID-19 hastalığı için dünyada kabul görmüş bir tedavi yöntemi yok. Hastalığın ortaya çıkmasından bugüne çok sayıda ülke ve bilim insanı aşı geliştirme çalışmalarına devam ediyor. Virüsün Türkiye’de de görülmesinin ardından burada da çok sayıda kurum aşı ve tedavi yöntemi geliştirmeye başladıklarını duyurdu. Şu an için en etkin olabilecek tedavi yöntemi iyileşen hastaların kanlarında bulunan antikorların plazma ayrılması yöntemiyle toplanarak diğer hastalara aktarılması.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Özcebe bu duruma ilişkin “Bu plazmalar uygun şartlarda dondurularak saklanabilirse, ileride muhtemelen eritilerek tekrar kullanılabilir. Ayrıca özel sanayi tipi ilaç ve kan ürünü üreten fabrikalarda, bu plazmaların işlenerek konsantre hale getirilip hazır ticari preparatlar haline dönüştürülmesi de mümkün. Virüs bu arada bariz bir mutasyon geçirmez ve elimizdeki antikorlara hala duyarlı kalabilirse, yani hedef tahtasında kalmaya devam ederse, böyle bir avantajı da söz konusu olabilir” açıklamasında bulunmuştu.
Ancak Plazmaferez işleminde kullanılan setler ve kan plazmasından elde edilen yan kan ürünleri Türkiye’de yapılamıyor. Büyük bir kısmı ithal olarak temin ediliyor. Yurt dışında düşük fiyatlara bulunabilen bu ürünler Türkiye’de ise fahiş fiyatlara temin ediliyor. Bu ürünlerin en büyük alıcısı Sağlık Bakanlığı’na satışlarını ise tanıdık bir isim, Ethem Sancak’ın kardeşi Murat Sancak yapıyor.
Ancak aynı Murat Sancak, bu ürünlerin ithal edilmek yerine Türkiye’de üretilmesi için için hazineden destek almıştı. 2015 yılında yapılan ihale ile bu kan ürünlerinin üretimi için Silivri’de yapımı planlanan kan fabrikası, hazineden yer ve alım garantisi ile Murat Sancak’a verilmişti. Sancak geçen 4 yılda bırakın üretimi, fabrikanın inşaatını dahi bitirmedi ama alım garantili ürünleri ithal ederek SGK’den milyonlarca lira aldı.
Gazete Duvar’dan Bahadır Özgür, 5 Eylül 2019 tarihinde yazdığı “Bir AKP klasiği daha: Sancak’ın kan ihalesi!” başlıklı yazısında bu ihale sürecini şu sözlerle aktarıyor:
2015 yılında Sağlık Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı ve Kızılay arasında Yerli Plazmadan Plazma Ürünleri Üretilmesi Projesi konusunda bir protokol imzalandı. Buna göre, Kızılay’ın topladığı ancak kullanılmayan kanlar hammadde olarak değerlendirilecekti. Böylece sağlık alanında Türkiye’nin en önemli ithalat kalemlerinden olan kan ürünleri ‘millileşecek’ ve kamu maliyesine 15 milyar TL’lik bir katkı sağlanacaktı. Proje kapsamında en yüksek maliyetli dört plazma ürünü üretilecekti.
Projenin duyurulmasıyla 18 firma üretime talip oldu.
En iyi teklifi verdiği söylenen Murat Sancak’ın Maxicells’i ihaleyi aldı ve sözleşme 15 Eylül 2017’de imzalandı. Buna göre 12 yıl boyunca Sancak’ın şirketine; tıpkı otoyol, köprü, havalimanında yapıldığı gibi SGK aracılığıyla alım garantisi veriliyordu.
Sözleşme imzalanmasından bir yıl sonra basında Silivri’ye kan fabrikası kurulacağı haberi yer aldı. Haberlerde fabrikayı kuracak şirkete buradan 150 dönüm Hazine arazisi tahsis edildiği belirtiliyordu. Kızılay yetkilileri fabrikanın inşaatını da firmanın üstleneceğini ‘müjde’ diye verirken, ilk etapta kendilerinden alınan plazmaların yurt dışında deneme üretiminin ve testlerinin yapılacağını söylüyordu. Ortada bir gariplik vardı? İhale verilirken işe talip olan Sancak’ın bırakın tesisini, tesisi kuracak arazisi, test edecek laboratuarı dahi yokmuş.
Özgür, Eylül 2019’daki yazısında sorduğu bu soruya Eylül 2018’den 2019’a kadar çeşitli gazetelerde çıkan “Fabrika bugün kuruluyor, yarın kurulacak” başlıklı haberle yanıt vermiş. İhalenin yapıldığı 2015’ten bugüne kadar ne inşaat tamamlanabildi ne de laboratuvar açıldı. Ama Sancak SGK’den milyonlarca lira ödeme almaya devam etti. Fabrika kurarak üretimini yapması gereken IVIG, FACTOR VIII, FACTOR IX, ALBUMIN ürünlerini ithal edip hastanelere satarak, 1 milyar 117 milyon 782 bin TL gelir elde etti.
Geçtiğimiz günlerde Instagram’da Murat Sancak’ın elinde 125 adet korona testi olduğunu söylediği bir video paylaşılmıştı. Sancak test kitlerinin “ücreti mukabil” şirketi tarafından temin edildiğini savunmuştu. Test yapmanın salgınla mücadelede bu kadar önemli olduğu dönemde, Sancak’ın test kitlerini elinde tutması tepkiyle karşılanmıştı.
Ancak Murat Sancak’ın bu “kanlı” ihalesi ilk değil. Kasım 2019’da basına yansıyan haberde, Sancak’ın 2015’te yapılan ihale kapsamında 3 ay ömürlü kan ürünlerini ucuza ithal ederek, yüzde 1800 kârla satıldığı ortaya çıkmıştı.
Sendika.Org