Risk altındaki insanlar ise dışarıdan gelen her türlü bilgiyi sınırsızca tüketmeye başladılar. Ancak, özellikle sosyal medya ve genel olarak internet gibi mecralarda sunulan bilgilerin aslında bir endişe kaynağı haline geldiği kısa zamanda anlaşıldı
COVID-19 2019 Aralık ayından itibaren gündelik hayatımızın bir parçası haline gelmiştir. Yeni bir bilinmez ile karşı karşıya kalan toplum ve bilim çevreleri, bu bilinmeyenleri ortadan kaldırmak için yoğun bir mesai içerisine girmiş durumda.
Risk altındaki insanlar ise dışarıdan gelen her türlü bilgiyi sınırsızca tüketmeye başladılar. Ancak, özellikle sosyal medya ve genel olarak internet gibi mecralarda sunulan bilgilerin aslında bir endişe kaynağı haline geldiği kısa zamanda anlaşıldı.
Şubat ayında Dünya Sağlık Örgütü bu soruna Infodemi terimi ile dikkat çekmiştir. Olmayan tedaviler, asılsız tecritler ya da komplo teorileri hakkında uyarmıştır.
Bu durumun önüne geçmek için bilgileri denetleyen ve kendi web sitelerinde yanıltıcı haberleri duyuran bazı hizmet sunucuları bulunmakla birlikte, internette ortaya çıkan her türlü haberi denetleme olanağı bulunmamaktadır.
Bu nedenle bireyler olarak bizlerin, okuduğumuz her haberi ve bilgiyi eleştirel bir süzgeçten geçirme zorunluluğumuz ortaya çıkmıştır.
Konunun uzmanları ise bu sorunu aşmak için üç adımlık bir yaklaşım önermektedir. Birincisi, sağlam haber kaynağı arayın.
Önemli ve saygın kurumların sunduğu bilgileri ciddiye alın (örn. dünya sağlık örgütü, sağlık bakanlığı, mesleki dernek ve örgütler vb.)
İkincisi, sosyal medyada sunulan bilgileri öncelikle şüpheyle ele alın ve resmi kaynaklarla karşılaştırın. Özellikle sizde duygusal tepkilere yol açan haberlere karşı temkinli olun.
Üçüncüsü, size inandırıcı gelen haberlerin kaynağını inceleyin. Kaynağın önceki yazılarının niteliği ve kalitesine, ya da bu kaynağı kimlerin takip ettiğine bakın. Sağlık bilgisi veren web sitelerini akredite eden bazı kurumlar bulunmaktadır.
Bu kurumlar, akreditasyon sürecinden geçen web sitelerinin bir stiker kullanmalarına izin vermektedirler. Web sitesinin alt kısımlarında o stikeri arayabilirsiniz (örn. HONcode, URAC vb.)
Yanıltıcı haberler genellikle iyi niyetli kişilerin inandırılmaları ve bu haberleri eş, dostlarıyla paylaşmaları suretiyle yayılır. Böylelikle, bu asılsız haber ve bilgi yayıcıları aslında Kovid-19’un yaptığı işi sanal ortama taşımış olurlar.
Web sitesi yöneticileri, editör ve yazarlarına yanıltıcı haberleri ortadan kaldırmak için önerilen bazı yollar bulunmaktadır. Örneğin, belirli bir okur kesimine ulaşmış bir yanıltıcı habere itiraz edilmesi önerilmektedir.
Hatta bu yazıya karşılık bilimsel kaynaklara dayalı yeni haber yapılmalıdır. Hatta bu dedikodu niteliğindeki haberin nasıl oluştuğu ve nasıl yayıldığını açıklamanızın da yararlı olacağı bildirilmektedir. Ancak dedikodu ya da yanıltıcı nitelikte olan haberin içinde ufak da olsa bir doğruluk payı olabilir.
Bu ufacık doğruluk kırıntısını yok etmemeye özen gösterin. Bu doğruluk payını yapacağınız derinlemesine araştırma ile destekleyin.
Örneğin, evcil hayvanlardan sahiplerine COVID-19 bulaştığına dair bir kanıt yok iken, korona virüslerin hayvanlardan insanlara bulaştığı doğrudur.
Bu bağlamda ikinci bilginin hatalı kabul edilmesi yanlış olur. Böylece bazı dedikoduların ve içindeki yanlışların düzeltilmesi, bireylere doğrudan doğru kaynakların sunulması kadar yararlı olmaktadır.
Diğer bir sorun ise belirsizliğin insanlar üzerinde yarattığı endişedir. İnsanlar bu stresten kurtulmak için buldukları ve kendilerini rahatlatacak haberlere sığınırlar.
Haberin doğruluğu bazen ikinci planda kalmaktadır. Öncelik rahatlatmasında olmaktadır. Hatta yanıltıcı haberler, insanların sokaklara dökülmelerine ve ihtiyacı olmayan şeyleri almaya çalışmalarına neden olmaktadır.
Bu çerçevede insanlar duydukları kontrol kaybı endişesi ile marketlere saldırmakta ve stoklama yapmaktadırlar.
Yanıltıcı haberlere müdahale ederken asıl doğruları gün ışığına çıkarmak yanı sıra, bireylerin psikolojik olarak rahatlatılmaları öncelenmelidir.
Bu konuda gerekirse psikolog ve sosyologların görüşlerine başvurulmalıdır.
COVID-19’da olduğu gibi bilinmeyenlerin bilinenleri aştığı durumlarda, olası riskler ve sınırlı bilgi konusunda paylaşımda bulunularak okurların güvenleri kazanılabilir ve böylece okurlar belirli ölçüde rahatlatılmış olur. Bilim ile halk sağlığını ön planda tutan bir yaklaşım bu endişeleri azaltacaktır.
İnternet döneminde ve sosyal medyanın hayatımızda çok önemli bir yer aldığı bu çağda, yaşadığımız bu pandemi, COVID-19’u dezenformasyonun odağı haline getirmiştir.
İnternet öncesi dönemlerde editoryal süzgeçten geçirilen bilgi ve hükumetin denetimi bu İnfodemi’yi önemli ölçüde önlemekteydi. Şimdi ise bu olanaklı değil.
Bu çerçevede görev okura düşmektedir. Herkes, kendi huzuru ve sağlığı için bilgiyi kendi editoryal sürecinden geçirmek durumundadır.
Kaynak: Bianet
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.