Arjantin kaynaklı Lapoliticaonline isimli sitede yayımlanan habere göre 31 Mart Pazartesi günü Bolsonaro’nun yetkileri General Neto’ya devredildi
Arjantin kaynaklı Lapoliticaonline isimli sitede yayımlanan habere göre 31 Mart Pazartesi günü Bolsonaro’nun yetkileri yapılan bir darbe ile General Walter Braga Neto’ya devredildi.
Siyasi Haber’den Özgül Saki’nin yazısına göre, Brezilya Savunma Bakanı ve üç kuvvet komutanının imzasıyla açıklanan belgede, darbenin COVID-19 pandemisinin yol açtığı kriz döneminde yeni bir yönetim biçimine duyulan ihtiyacın zaruriyetinden kaynaklandığı ifade edildi.
Artı Gerçek yazarı Alp Altınörs de COVID-19 pandemisinin devam ettiği sürece krizin yönetilmesi için General Neto’nun geçici olarak atandığı yorumunda bulundu.
Brezilya’da koronavirüs krizini yönetemediği gerekçesiyle Jair Bolsonaro’ya karşı askeri darbe yapıldı. (Korona virüs krizi devam ettikçe yönetecek Geçici başkan olarak eski genelkurmay başkanı Neto atandı.)
Bolsonaro’yu ordu getirmişti, ordu götürdü.https://t.co/CoNuC5ux14— Alp Altınörs (@alpaltinors) April 5, 2020
Bolsonaro’nun COVID-19 pandemisinin yayılmaması için yeterince önlem almayışı darbenin gerekçesi olarak gösterilirken, bu kararın çok önceden askeri komuta tarafından alındığı, ABD’nin Latin Amerika devletleri üzerinde “militarize demokrasi” tipi yönetimlerle hegemonya kurma girişiminin bir parçası olduğu da yazılanlar arasında.
COVID-19 nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü’nün pandemi kararı verdiği tarihte neredeyse bir aydır Brezilya’da bulunduğunu belirten Saki yazısında şunları aktardı:
Amazon Bölgesi’nde yaklaşık üç hafta kaldıktan sonra Sao Paulo’ya gelmiştim. Topraksızlar Kır İşçileri Hareketi’nin (MST) topraklarında olacak, okulu ziyaret edecek ve de 20-22 Mart tarihleri arasında yapılacak hasat şenliğine katılacaktım. Ayrıca ülkenin en büyük konfederasyonu İşçilerin Birleşik Merkezi (CUT) günler öncesinden 18 Mart tarihini Bolsonaro’nun icraatlarına karşı Ulusal Mücadele Günü ilan ederek genel grev çağrısı yapmıştı. Ancak Sao Paulo ve Rio de Janeiro’da 17 Mart tarihinde Covid-19 nedeniyle ilk ölüm haberi alındıktan hemen sonra acil durum ilan edildi. Bunun üzerine sokak eylemlerinin tamamı iptal edildi. CUT 18 Mart’taki genel grev çağrısını dönüştürerek herkesi kaldıkları mekanlarda taleplerini dile getirerek ses çıkartmaya çağırdı. Eylem çok yaygın ve etkiliydi, “Bolsonaro istifa!” en fazla seslendirilen slogan oldu.
Saki’nin aktardığına göre, 18 Mart Eylemi’nden bir hafta sonra, Korkusuzlar Cephesi (Frente Povo Sem Medo) ve Brezilya Halk Cephesi (Frente Brasil Popular) “Hemen her gün Başkan Jair Bolsonaro’yu reddettiklerini ifade eden milyonlarca Brezilyalı’nın sesine güç katmak ve mevcut ekonomik krizin, yeni konoravirüs salgınının sonuçlarını azaltmak için” Acil Durum Platformu’nun kurulduğunu açıkladı.
Bu çağrılar ekseninde her akşam saat sekizde Panelaço (Ses çıkartma, talepleri haykırma) eylemleri devam ederken MST ve Köylüler ağı (Via Campesina) ise ayrıca 17 Nisan Uluslararası Köylü Mücadele Günü’nde güçlü bir eylem örgütleme hazırlığına girişti.
COVID-19 pandemisi Brezilya’da ivme kazanırken, Bolsonaro’nun pandeminin yayılmasını engelleyecek önlemlere karşı adeta savaş açtığına vurgu yapan Saki, Bolsonaro’nun “Normale dönmeliyiz. Toplu ulaşım yasağı ve kitlesel ev hapsi, koronavirüs tedbirlerine dahil edilmemeli” dediğini ve önlem alan valilere tepki gösterdiğini ifade etti.
Saki yazısında, Latin Amerika’nın en büyük ekonomisini çalışır durumda tutmak gerektiğini söyleyen Bolsonaro’nun “Brezilya duramaz” başlıklı bir sosyal medya eylemi başlattığına neyse ki federal savcıların isteği üzerine bu eylemin yasaklandığına dikkat çekti.
Mücadelenin Bolsonaro Hükümeti’ne karşı bir siyasal kampanya olarak sürdüğünü ifade eden Saki, ücretli izin ve işten çıkarmaların yasaklanması gibi taleplerin yanı sıra “Emeklilik Reformu” ve “İşçi Reformu” gibi halkın aleyhine olan düzenlemelerin de talepler arasında olduğunu vurguladı.
Saki yazısını şöyle sürdürdü:
COVID-19 salgını krizi sürecine özgü dönemsel taleplerin (temel ihtiyaç maddeleri ve hizmeti üreten işler dışındaki tüm çalışmaların sonlandırılması, ücretli izin, işten çıkarmaların yasaklanması, borçların, kiraların ertelenmesi, herkes için test vs.) yanı sıra anayasa değişikliği 95’in (EC 95) derhal yürürlükten kaldırılması, eyalet ve belediyelerin de dahil olduğu kamu borçlarının ve halka zarar veren tüm reformların, “Emeklilik Reformu” ve “İşçi Reformu” gibi iptal edilmesi, hastanelerin, laboratuvarların, ilaç şirketlerinin derhal kamulaştırılması, halk sağlığını, toprağı, suyu, havayı tehdit eden tüm projelerin derhal sonlandırılması, doların uluslararası bir para birimi olarak askıya alınması, herkes için sağlıklı bedelsiz gıda ve konut gibi dönemsel olmayan talepler ile bu süreçteki mücadele Bolsonaro Hükümeti’ne karşı bir siyasal kampanya olarak sürüyordu.
Saki toplumda gelişen bu direnişin egemenleri ürküttüğünün altını çizerek yazını şöyle sonlandırdı:
Toplumsal hareketler ve işçi örgütlerinin daha ilk günden bu salgından en fazla etkilenecek kesimlerle dayanışma ağları örerken aynı zamanda Bolsonaro Hükümeti’ne karşı bir direnişi ve isyanı da büyütme kararlılığı ile mücadele etmelerinin egemenleri ürküttüğü ve darbe ile bu direnişi de engellemek istedikleri bir başka gerçek. Bir kaç haber sitesinde bir gün önce çıkan kısa bilgi yazıları dışında şu ana kadar bu konuya ilişkin başka açıklama paylaşılmadı. Brezilya’daki muhalif yapılar ve siyasi partiler de halen konuya ilişkin bir açıklama yapmış değil. Bir kaç gün içinde durumun biraz daha belirginleşmesi ile daha fazla değerlendirme yapmak mümkün olacaktır.
Sendika.Org