“Bu süreçte özel firmalar, ÇAYKUR’un verdiği fiyatın altında çayı alırsa sıkıntı yaşanır. Hem üretici hem de ÇAYKUR açısından sıkıntılı bir durum olur. Ve muhtemelen bu şekilde almaya çalışacaklar. Ama eğer zamanında alınmazsa çay bu, yanar. İşlenmezse, kamyonette kalırsa çay yanar”
Doğu Karadeniz’de çay sezonu yaklaşsa da üreticiler için koronavirüs (COVID-19) salgını günlerinde çayı toplama işinden satılmasına kadar bir dizi muamma sürüyor.
Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün (ÇAYKUR), “Koronavirüs ile mücadele kapsamında 44 maddelik acil eylem planı” açıkladığını ancak hala bazı soru işaretlerinin olduğunu belirten üreticiler, “Kota, kontenjan olacak mı? Alım yerlerinde sağlık önlemleri alınıyor mu? Alınıyorsa biz neden görmüyoruz?” diyor.
Çay üreticileriyle mayıs ayında toplanması gereken çay sürümü hakkında konuştuk.
Artvin Hopa’dan çay üreticisi Handan Ustabaş, ilk çay toplama zamanının yaklaştığını ancak gerekli önlemlerin alınması noktasında yetkililerin henüz ciddi adımlar atmadığını belirtiyor.
“Üretici çayları toplayacak ama nasıl?” diye soran Ustabaş, devamında şu ifadeleri kullandı:
“Hopa’da insanlar imece usulü toplamayı konuşuyor, ‘Eskiden nasıl ise şimdi de ona dönüyoruz’ diye. Alım yerlerinin acilen Sağlık Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı tarafından sterilize edilmesi gerekiyor. Gerekli önlemleri acilen almaları lazım.”
Çay toplama yerlerinde ve çay kamyonlarında çalışan işçilerin köy köy gezeceğini ve virüsün yayılma ihtimalinin yüksek olabileceğine dikkat çeken Ustabaş, “Sağlık Müdürlüğü’nün bu konu hakkında bir şeyler yapması lazım. Tarama yapmaları, daha sık önlem almaları lazım” diye konuştu.
Handan Ustabaş, ÇAYKUR’un yeni çay alımında kota ve kontenjan uygulamasına tepki göstererek “Yıllardır bunun kaldırılmasını istiyoruz” dedi.
“Devlet elimizde ne kadar çay varsa alır ve uzamaz. Ama ne fiyata dair bir açıklama var ne de önlemler alınıyor” diyen Ustabaş, Doğu Karadeniz Halkevleri’nin başlattığı kampanyaya dikkat çekerek taban fiyatın 4 TL olmasını istediklerini kaydetti.
Önceden Gürcülerin çay tarlalarında mevsimlik işçi olarak çalıştığını belirten Ustabaş, salgın nedeniyle imece usulüne dönüldüğünü belirterek “Herkes sırayla birbirlerinin çaylarını toplayacaklar ve dayanışma artmış olacak” dedi.
DOĞU KARADENİZ’DEN ÇAY MANİFESTOSU: ÇAY HASADININ SAĞLIKLI OLMASI VE ÜRETİM HAKKININ KORUNMASI İÇİN…
Artvin Kemalpaşalı çay üreticisi Nurcan Altunkaya da yaşanan belirsizliğe dikkat çekerek, herkesin aklında “Çayımızı satabilecek miyiz?” sorusunun olduğunu söylüyor.
Daha önce 30 Nisan’a kadar çay üreticilerinin memleketlerine gitmelerine izin verildiğini, şimdilerde bu kararın kaldırıldığını söyleyen Altunkaya, “Ben de şehir dışındayım ve memleketime gidemiyorum. Birçok kişi açısından böyle tedirgin bir durum var. ÇAYKUR ise bu durumlar karşısında sessiz kalıyor” ifadelerini kullandı.
Altunkaya ayrıca, “Çay nasıl alınacak? Öncelikle bu netliğe kavuşsa insanlar da ona göre hareket edecek. Herkes kendi çayını kendisi toplayacak en kötü koşullarda” diyerek ÇAYKUR’a çağrıda bulundu.
Nurcan Altunkaya, ÇAYKUR’un açıkladığı alım yerleri ve fabrikalarda salgına karşı alınan koruyucu tedbirlerin yetersiz olduğunu söyledi.
Rize yerel basınındaki Zihni Derin Çay Fabrikası’nda 11 işçinin koronavirüs nedeniyle karantina altına alındığına ilişkin haberleri hatırlatan Altunkaya, “Kemalpaşa’da böyle bir çalışma yok, Rize’de de olduğunu zannetmiyorum. Hiçbir çalışma yok, olsa illa ki duyardık” dedi.
ÇAYKUR’DAN KORONAVİRÜS HABERİ NEDENİYLE GENÇAĞA KARAFAZLI HAKKINDA SUÇ DUYURUSU
Devletin ve özel firmaların Türkiye’nin çay üretimi konusunda sıkıntı yaşamaması için hassas ve özverili olması gerektiğini söyleyen Nurcan Altunkaya, “Bu süreçte özel firmalar, ÇAYKUR’un verdiği fiyatın altında çayı alırsa sıkıntı yaşanır. Hem üretici hem de ÇAYKUR açısından sıkıntılı bir durum olur. Ve muhtemelen bu şekilde almaya çalışacaklar. Ama eğer zamanında alınmazsa çay bu, yanar. İşlenmezse, kamyonette kalırsa çay yanar” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Doğu Karadeniz Halkevleri, “Çay üreticisini memnun edecek formül” başlığıyla çay üreticisinin taleplerini sıraladı:
- Taban fiyat 4 lira olsun.
- Kota ve kontenjan kaldırılsın.
- Üretici özel sektöre mahkûm edilmesin, hasat edilen çay ÇAYKUR tarafından alım garantisi verilsin.
- Pandemi günlerinde üreticiye ve fabrika çalışanlarına düzenli periyotlarla ücretsiz sağlık kontrolleri yapılsın.
- Sağlık koşulları sağlanarak büyükşehirlerde yaşayan üreticilerin köylerine dönmelerine izin verilsin.
Hopa Halkevi, 23 Nisan Çocuk Bayram�� nedeniyle sosyal medyada çayda kotanın kaldırılmasını isteyen Hopalı ve Kemalpaşalı çocukların video mesajını paylaştı.
23 nisanda söz Hopalı ve Kemalpaşalı çocukların;
“Allayisa kontenjan kontenjan, ne oldi estağfirilla!”#ÇaydaKotaKaldırılsın#Hopa#100YıllıkEgemenlik pic.twitter.com/YJSdY2N8Wp
— Hopa Halkevi (@HopaHalkevi) April 22, 2020
Sendika.Org (Ahmet Dik)