“Olay tanığı S.D, öldürülen gencin arkasından polisin koştuğunu, ‘dur’ diye bağırdığını ve gencin durup yüzünü döndüğünde polisin silahı ateşlediğini, polisin yere düşmediğini ve sendelemediğini beyan etti”
İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Adana Şubesi, Adana Barosu İnsan Hakları Komisyonu ve KESK temsilcileri, 27 Nisan günü Seyhan’da polis kurşunuyla hayatını kaybeden 18 yaşındaki Suriyeli Ali El Hemdan’ın ölümüne dair yaptığı incelemeleri raporlaştırdı.
Rapora göre, polisin oruçlu olmasını gerekçe göstererek “Sendeleyip düştüm. Silah yanlışlıkla ateş aldı” ifadesine karşın görgü tanıkları, polisin “dur” ihtarının ardından durup yüzünü dönen gence ateş ettiğini, bu sırada ne yerde olduğunu ne de sendelediğini beyan etti.
Olayın olduğu yerde bulunan işyerlerinin güvenlik gerekçesi nedeniyle kamera kayıtlarını izletmediğini belirten heyet, buradaki kişilerle görüşüldüğünü ve işyerleri sahipleri ile çalışanlarının isimlerini vermemek kaydıyla tanıklıklarını anlattığını kaydetti.
Ali El Hemdan vurulduğu sırada yanında olan arkadaşı H.H.A.A, olaydan önce yakınlardaki bir motosiklet tamircisi dükkânında oturduklarını ve kısa süre sonra birlikte çıktıklarını söyledi. 20-30 metre kadar ilerledikten polis tarafından durdurulup kimlik kontrolü yapıldığını anlatan H.H.A.A, devamında şunları söyledi:
“Ben kimliğimi çıkardım verdim, sonra polis benim üstümü aradı. Ali El Hemdan 20 yaşından küçük olduğu için biraz geride durdu. O sırada polis onun kimliğini istedi ancak Ali El Hemdan kimlik çıkarmadı ve biraz ileriye gitti. Bir polis arkasından gitti ve polisin sokağa girmesi ile tek bir silah sesi geldi. O sırada ben sokağa doğru gidince Ali’nin sırtüstü yattığını gördüm ve o esnada panikledim. Ardından ambulans geldi ve Ali El Hemdan’ı hastaneye götürdüler. Konu ile ilgili polisler bana ayaküstü bir şeyler sordular, ben de anlattım ama yazılı ifademi almadılar. Şimdiye kadar da kimse ifademi almadı.”
Heyetin tercüman aracılığıyla görüştüğü Ali El Hemdan’ın BABASI A.E.H. de oğlunun 18 yaşına yeni girdiğini ve terzi olarak tekstil işlerinde çalıştığını, ancak koronavirüs salgını nedeniyle bir aydır çalışmadığını söyledi.
Baba A.E.H. oğlunun vurulduğu sırada yanında olan arkadaşının aktarımlarından doğru “Polis, oğluma kimlik sormuş. Oğlum 20 yaşından küçük olduğu için ve 20 yaşındaki kişilerin sokağa çıkması yasak olduğu için ilk başta kimliğini çıkarmamış. O sırada birkaç adım geri gitmiş polis arkasından giderek silah sıkmış ve tek kurşunla kalbinden vurmuş, konu ile ilgili emniyette ifade verdim ve şikâyetçi oldum” ifadelerini kullandı.
Raporda ayrıca “Dosya savcısı, şüpheli polis memuru F.K’nin kasten öldürmekten 28.04.2020 tarihinde tutuklandığını ve etkin bir soruşturma yapıldığını, olay yerindeki kameralardan ise yalnızca bir tanesinin çalıştığını ve incelenmeye devam edildiğini beyan etmiştir” denildi.
Polis memurunun ifadesine de yer verilen raporda, şu ifadeler yer aldı:
“Öldürülen gencin kimliğini sorduğunu, vermek istemeyerek sokağa girdiğini, kaçtığını, dur ihtarına uymadığını, sokağa girerken sokağın güvenilir bir sokak olmaması sebebiyle sokağa silahının emniyetini açık vaziyette elinde iken girdiğini, aniden gencin döndüğünü, oruçlu olması sebebiyle yorgun olduğunu, koşarken sendeleyip düştüğünü ve elindeki eldivenden dolayı silahının havaya ateş etmek isterken ateş aldığını beyan ettiği görülmüştür.”
Bu ifadeye karşın görgü tanıkları, polisin “dur” ihtarının ardından durup yüzünü dönen gence ateş ettiğini, bu sırada ne yerde olduğunu ne de sendelediğini beyan etti:
“Olay tanığı S.D’nin öldürülen gencin arkasından polisin koştuğunu, dur diye bağırdığını ve gencin durup yüzünü döndüğünde polisin silahı ateşlediğini, polisin yere düşmediğini ve sendelemediğini beyan ettiği görülmüştür.
Olay tanığı Z.B’nin, gencin sokakta koştuğunu ve polisin sokakta koştuğunu bir kez ateş edildiğini ve gencin düştüğünü beyan ettiği görülmüştür.
Ölü muayene otopsi belgesinde öldürülen gencin sol göğüs üst kısmında bir adet mermi giriş deliği olduğu, bu haliyle vücudunun başka bir yerinden herhangi bir yara almadığı görülmüştür.”
Ali El Hemdan’ın “dur” ihtarına uymayarak kaçmış olsa dahi mevzuat gereği polisin öldürme yetkisi bulunmadığının belirtildiği raporda, “Her ne kadar yazılı ve görsel basında mülki amirler tarafından polisin havaya ateş ettiği ve ölen gencin bacağından vurulduğu belirtilmiş ise de ölü muayene ve otopsi belgesinde gencin tek kurşunla göğsünün üst kısmı olan ölümcül bölgeden vurulduğu açıktır” ifadeleri yer aldı.
Olayın işlenişi, görgü tanıkları beyanları ve otopsi belgeleri birlikte değerlendirildiğinde yaşam hakkının ihlal edildiğini vurgulayan heyet, görüşmeler sırasında polislerin kendilerini takip ederek, GBT yaparak ya da yapılan görüşmelerde yer alarak inceleme görevini engellenmeye çalıştığını kaydetti.
Son olarak, polisin silah kullanma yetkisini aşarak usul ve mevzuata aykırı hareket ettiğini ve 18 yaşındaki Ali El Hemdan’ı öldürdüğünü belirten heyet, bugüne kadar Türkiye’de benzer birçok olayda suç işleyen polislerin korunduğunu ve cezasız kaldığını hatırlatarak bir dizi talep sıraladı:
“Bu nedenle işlenen bu suçun örtbas edilmemesi ve etkin, adil ve hukuka uygun soruşturma yürütülmesi ve neticede suçla orantılı bir ceza cihetine gidilmesi hukukun üstünlüğü ilkesinin gereği olup aynı zamanda toplumun hukuka olan güvenini sağlanması açısından önemli ve gereklidir.”
Sendika.Org