Pek çok işyerinde işçiler işten çıkarma, ücretsiz izin dayatması ya da gelecek çalışma sürelerinde fazladan çalışmayı dayatan taahhütnamelerle yüz yüze geliyor. Koronavirüs pandemisi sebebiyle çalışmalarına ara vermiş işyerlerindeki işçilerin ve işverenlerin hangi haklara sahip olduklarını Çalışma ve Toplum Dergisi Genel Yayın Yönetmeni olan hukukçu Dr. Murat Özveri’ye sorduk
Koronavirüs pandemisi sebebiyle işyerlerinde evden çalışma yöntemi uygulanıyor. Evden çalışmaya uygun olmayan yerlerde ise işverenler farklı yöntemleri izliyor.
HDP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, Twitter hesabından 7 şehirde 34 şubesi olan Midpoint’in 6 ayı doldurmamış personelini işten çıkardığını, kıdemli çalışanları ise ücretsiz izne zorladığını yazdı.
Koronavirüs salgını nedeniyle cafe/restoranların geçici süreyle kapatılmasını bahane eden,yurtiçinde 50 kadar şubesi olan Midpoint 6 ayı doldurmamış personelini işten çıkarttı.Kıdemi olan çalışanlarına da ücretsiz izne çıkmak istediklerine dair aşağıdaki belgeyi imzaya zorluyor. pic.twitter.com/XhpxTyzieS
— ahmet şık (@sahmetsahmet) March 18, 2020
Benzer bir durum Torunlar GYO’ya bağlı Cinetech sinemaları için de geçerli. Cinetech yönetimi, sinemalar kapatıldıktan sonra çalışanlarından ücretli izinlerini kullanmalarını istedi. Ücretli izin hakkı düşmeyen çalışanlarına ise taahhütname imzalatarak ileride kazanacakları ücretli izin hakkından kullanmalarını talep etti. Cinetech’ten ulaştığımız bir işçi “‘İşverene o zaman 10 senelik taahhütname imzalayalım, 10 sene size borçlu çalışalım’ dedik, güldüler” diyerek olayı anlatıyor.
Mevcut uygulamaları, Koronavirüs pandemisi sebebiyle çalışmalarına ara vermiş işyerlerindeki işçilerin ve işverenlerin hangi haklara sahip olduklarını Çalışma ve Toplum Dergisi Genel Yayın Yönetmeni olan hukukçu Dr. Murat Özveri’ye sorduk.
Dr. Murat Özveri ilk olarak Koronavirüs pandemisinin iş hukuku açısınsan “zorlayıcı sebep”lere dahil olduğunu söylüyor. “İşveren ve işçi dışında gelişen deprem, sel gibi koronavirüs salgını da bu zorlayıcı sebeplerden” diyen Dr. Özveri, 4857 sayılı İş Yasası’nın zorlayıcı sebepleri iş ve işveren açısından ayrı ayrı düzenlediğine dikkat çekiyor.
Dr. Özveri, “zorlayıcı sebepler” doğduğunda işçi ve işvereni kapsayan düzenlemeleri şöyle özetliyor:
* Eğer işçi virüs nedeniyle, risk grubunda olduğu ya da bulaştırma kaygısı taşıdığı için işe gitmiyorsa bir haftaya kadar yarım ücret alır. Bir hafta dolduktan sonra 6 gün içerisinde işveren iş sözleşmesini sonlandırabilir. Bu durumda işçiye kıdem tazminatı ödenir. İhbar tazminatı ödenip ödenmeyeceği ise tartışmalı bir konu.
* Eğer işçi çalışmaya hazır olsa da işveren iş göremiyorsa bu durumda işçi yine bir hafta süreyle yarım ücret alır. Bir haftanın ardından hala çalışılmıyorsa bu durum fiilen ücretsiz izne dönüşmüş olur. 6 gün içerisinde işçinin sözleşmesini feshetme hakkı doğar. İşçi bu durumda sadece kıdem tazminatını alabilir.
* Yasada belirlenen bir haftalık süre taban süredir. Bu süre işçi ve işverenin karşılıklı protokolleriyle uzatılabilir. Sendikalı iş yerlerinde sendikalar, işverenle görüşerek bu protokolleri düzenleyebilir.
* Ücretli iznin zamanını belirleme hakkı işverenin denetim hakkı kapsamında. İdeal olan iş akdi feshine gitmeden önce ücretli izinlerin kullanılması. Bu durumda işveren ücretli iznin kullanılmasını talep edebilir.
* Ücretsiz izin verilebilmesi için işçinin yazılı onayı gerekli. Yazılı onay olmadan verilen “ücretsiz izin” iş akdinin feshi anlamına gelir. Bu durumda iş sözleşmesi sona erer, işveren kıdem ve ihbar tazminatı ödemek zorundadır. İşçi bu durumda 1 ay içinde işe iade davası açabilir. Yargılama faaliyetleri sürdüğü için dava açmak için geçerli yasal süreler hala aynı şekilde geçerli.
* Ücretsiz izin kullanıldığı durumda işçi hastalık ödeneğinden yararlanmaya devam eder lakin pirim işlemez. Bir diğer deyişle sağlık hizmeti almaya devam eder ama emeklilik pirimi yatmaz.
Dr. Özveri, işverenin kısa çalışma ödeneğine başvurabileceğine dikkat çekiyor. “Bu ödenek kapsamında çalışma süreleri 4 saate düşürülebilir, kısa çalışma ödeneğini alma süresini 6 aya kadar uzatmak mümkün” diyen Dr. Özveri, “Bu ücret işçinin işsizlik ödeneğinden mahsup edilebileceği gibi, Cumhurbaşkanı’nın çıkaracağı bir kararname ile bu mahsup yapılmayabilir” diye ekliyor.
Bu süreçte başvurulabilecek bir diğer yöntem ise telafi çalışması. İşveren işçiye aynı ücreti ödemeye devam edip, bunun karşılığında daha sonra çalışmasını isteyebilir.
Sendika.Org (Elif Akgül)