Birçok site COVID-19’a ilişkin gösterge tabloları yayımlıyor, Dünya Sağlık Örgütü ile Johns Hopkins tabloları en çok kullanılan ve referans alınan tablolar. Ne var ki tüm bu tablolarda ve COVID-19’un durumunu bağımsız grafiklerle sunan diğer birçok sitede herkes kesin sayılar bildiriyor. Bunun bizleri bilerek yanıltmak için hazırlanmış kötü görsel modeller olmadığını biliyorum. Peki, bu yanıltıcı modellerin nedeni verilere dikkat etmeyişimizin bir sonucu mu?
Bu notta sözü edilen her bir sayı bir insana aittir, candır yani, hayattır… Kimi sayılar “az” diye yorumlandığında bunun genel salgın bilimi ve halk sağılığı açısından söylendiğini unutmayın, yoksa hiçbir hayat küçümsendiği için değil…
COVID-19 ile ilgili bilimsel/bilimsel olmayan o denli çok şey paylaşılıyor ki, doğal olarak bunların arasından temiz bilgiyi ayıklamak hiç de kolay değil… Özellikle sağlık sektörü içinde, salgın bilimi, halk sağlığı bilimine bulaşmamış sıradan insanlar için bu çok daha zor…
Birçok site COVID-19’a ilişkin gösterge tabloları yayımlıyor, Dünya Sağlık Örgütü ile Johns Hopkins tabloları en çok kullanılan ve referans alınan tablolar. Ne var ki tüm bu tablolarda ve COVID-19’un durumunu bağımsız grafiklerle sunan diğer birçok sitede herkes kesin sayılar bildiriyor. Bunun bizleri bilerek yanıltmak için hazırlanmış kötü görsel modeller olmadığını biliyorum. Peki, bu yanıltıcı modellerin nedeni verilere dikkat etmeyişimizin bir sonucu mu? Burada Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Johns Hopkins Üniversitesi’nin (JHU) tablolarından örnekler sunuyorum. Lütfen zaman ayırıp en sorunlu ülkelere bir göz atın.
WHO Yeni Koronavirüs Durumu tablosu
Johns Hopkins Üniversitesi Koronavirüs interaktif haritası
Doğal olarak ben en çok İsviçre’yle ilgileniyorum çünkü orada yaşıyorum. Daha çok ayrıntıya erişebilmek adına Orta Avrupa’ya yaklaşıyorum haritada. Vaka sayılarının farklı boyutta baloncuklarla gösterildiğini görüyor, bunun vakanın ciddiyetini belirttiğini varsayıyorum. JHU tablosuna yakından bakalım isterseniz:
Haritaya göre Arnavutluk’ta 42 kesinleşmiş vaka söz konusu iken İsviçre’de bu sayı 2,200’e, İtalya’da ise 21,157’ye ulaşıyor. Üç baloncuğu buraya kopyalıyorum. Sola, tablodaki baloncukları kopyaladım (korkunç derecede yanlışlar) sağa ise sihirli formül teorisini R2= (KAREKÖK(yeni değer/en küçük değer))xR1 uygulayarak, Arnavutluk baloncuğunu temel alarak (R1) her bir baloncuğun gerçek boyutunu hesaplıyorum. Sonuçlar bir hayli sarsıcı, ancak baloncuklardaki COVID-19 vaka sayısının gerçek verilerle orantılı ve doğru bir şekilde aktarıldığını görüyorum.
JHU tablosundan bir kesit
Bu baloncuklar bir hayli rahatsız edici olsa da benim için ana sorun onlar değil. İsviçre verilerini yeniden kontrol ediyorum. Sevinmeli miyim durumumuz pek de kötü değil, sadece 2.200 vakamız var diye? Bu rakamlara göre Amerika, Fransa, İspanya, Güney Kore ve İran, İsviçre’den kötü durumda; İtalya ve Çin ise berbat vaziyette. Bu mudur yani durum? Sizce 81 milyon nüfuslu İran’daki vaka sayısıyla 8.5 milyon nüfuslu İsviçre’deki vaka sayılarını karşılaştırmak ne kadar adil?
Bu kesin sayı mantığıyla COVID-19 vakalarının en çok görüldüğü on ülkeyi belirliyorum ve kesin sayılarla şu grafiği yapıyorum.
Ardından, Hacettepe Üniversitesi’nde Halk Sağlığı bölümünde bize öğretilen şeyi uyguluyorum: enfeksiyon hızı! Zira enfeksiyon hızları nüfuslar arasındaki farka bağlı sayıları düzeltir. Niçin hiç kimse COVID-19 için enfeksiyon hızını kullanarak karşılaştırmıyor ülkeleri? Bu kez, kesin sayılarla COVID-19’un bir milyondaki bulaşma hızını gösteren bu grafik, aşağıda gösterdiğim bu grafik tüm tablolardaki baloncuk sorunundan daha da sarsıcı.
Aman Tanrım! İsviçre, hastalığın oluş sıklığına göre ikinci en kötü durumdaki ülke! Elbette, her test kriterinin ülkeden ülkeye değiştiğinin farkındayım, her ülke Güney Kore’deki gibi kitlesel test yapmıyor, çoğu ülke sadece en şiddetli vakaları test ediyor. Bu iki grafiği birleştirdim ve basit bir animasyon yaptım ki enfeksiyon hızını kullandığımda her şeyin nasıl da değişiverdiğini göresiniz!
Bu kafa karıştıran grafikler gazeteler tarafından yapıldığında bir noktaya kadar anlıyorum (ne var ki gazeteci yahut grafik tasarımcı olmak yanıltıcı grafikler üretme bahanesi değildir) ancak böylesi görsellerin profesyoneller, epidemiyologlar, uluslararası organizasyonlar, tıp fakülteleri ve üniversiteler eliyle hazırlandığını görmek hüsrana uğratıyor beni.
* * *
Son görsel en ciddi durumdaki 5 ülkeyi ele alarak güncellenmiştir. Kimse İsviçre’den söz etmediği için ben ilk beş ülkeye bakıyorum (ne de olsa şu anda ikinciyiz).
Türkiye nerede mi?
* Doç. Dr. Ümit H. Kartoğlu: Extensio et Progressio kurucusu ve CEO, İsviçre; Dünya Sağlık Örgütü eski bilimsel danışmanı.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.