İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan İSPER adlı şirkete bağlı olarak çalışan 1500’e yakın sayaç okuma işçisi her gün yüzlerce kapı geziyor. Sabah yola çıkıp farklı bölgelerde, hijyen koşullarından uzak, çok sayıda insana temas edip akşam eve dönüyorlar. İşçiler, belediye yetkilerinin bu koşullarda çalışmayı sürdürme ısrarını anlamakta güçlük çektiklerini söylüyor
İSPER’e bağlı olarak çalışan İSKİ ve İGDAŞ işçileri 12 Ocak’ta kitlesel katılımlı bir forum düzenlemiş, sağlıksız çalışma koşullarına dikkat çekmişti.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulan İSPER adlı şirkete bağlı olarak çalışan 1500’e yakın sayaç okuma işçisi korunaksız olarak her gün yüzlerce kapı geziyor.
Sendika.Org’a açıklamalarda bulunan DİSK Enerji-Sen Genel Başkanı Süleyman Keskin, işçilerin bu şekilde çalıştırılmasının gerek çalışanların sağlığını tehlikeye attığına gerekse İstanbul genelinde salgın tehdidini beslediğine dikkat çekerek acil tedbir alınmasını istedi.
“En korunaksız çalışan ekibiz”
“İstanbul’da her biri günde 700 kapı gezen 1500’e yakın İSKİ ve İGDAŞ işçisi korunma tedbirleri alınmadan hala çalıştırılıyor, bu ısrar niye?” diye soran Keskin şöyle konuştu:
İşçi arkadaşlarımız günlük 700 okuma yapıyor. Sahada bütün ihtiyaçlarını da kendileri karşılamak zorundalar. Yemek, lavabo ve tuvalet ihtiyaçları, dinlenmek isteseler kafeler veya kahvehanelerde zaman geçirmek zorundalar. Bütün bunların hepsi çalışan işçilerimiz için birer tehdit unsuru oluşturmaktadır.
Bu koşullar altında sahada en korunaksız çalışan ekibiz. En basit koruyucu unsur taşıyan maske, el dezenfektanı gibi tedbir malzemelerinin hiçbiri çalışan arkadaşlarımıza verilmiyor.
Bu gece yarısı kahvehaneler ve kafeler gibi birçok alanın kapanması ile zaten sahada zor olan çalışma koşulları en az iki kat zorlaşmış durumda.
Saha koşullarının zorlaştığı ve çalışan arkadaşlarımız için salgının bir tehdit unsuru olarak devam ettiği bir süreçte gerekli koruyucu donanım verilmeden sahaya çıkarılmamalıdır.
Koruyucu donanım verildiğinde ise faaliyetler kapalı sayaçların açılması dışında bütünüyle durdurulmalıdır. Esasen alınması gereken tedbir, mevcut koşullarda okumaların tümden iptal edilmesidir.
Keskin benzer bir durumun elektrik dağıtım şirketlerinde çalışan sayaç okumacılar için de geçerli olduğunu söyledi.
Okullar tatil oldu ama aynı evi paylaşan işçiler sokak sokak geziyor
DİSK Enerji-Sen üyesi sayaç okuma işçisi E.O., bir tarafta önlem alınırken bir tarafta alınmamasının yarattığı çelişkili duruma dikkat çekiyor: “Okullar tatil oldu, çocuklarımız güvende diyoruz ama biz sokakta hiçbir tedbir alınmadan dolaşıp akşam eve gittiğimizde çocuklarımız ile aynı havayı soluyoruz ve sağlıklarını tehdit ediyoruz.”
T.E. ise seslerinin duyulmamasından şikayetçi: “Yemek yiyecek yer yok. Hava soğuk, ısınmak için çay içelim desek artık onun için de yer yok. Sokakta Korona tehdidi var, bu koşullarda çalışılmaz diyoruz, derdimizi dinleyen kimse de yok. Biz Enerji-Sen sendikasına üye olduk, onlar derdimizi dile getiriyor, bizi dinliyorlar ama başka da kimse yok.”
İşçiler belediye yönetiminin, taleplerini yanıtsız bırakmasına tepkili.
Sendika.Org