İdlip gerilimine ilişkin konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’nin ülkeyi ateşe attığını belirterek “Türkiye Cumhuriyeti’nin ordusu Saray’ın ordusu değildir. Tek bir Mehmetçiğimizin tırnağı bütün Suriye’den daha değerlidir” dedi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
İdlip’teki gerilime ilişkin “Ülkeyi ateşe atıyorlar, İdlip sanki Türkiye toprağı” diyen Kılıçdaroğlu, konuşmasında ayrıca “Türkiye Cumhuriyeti’nin ordusu Saray’ın ordusu değildir. Tek bir Mehmetçiğimizin tırnağı bütün Suriye’den daha değerlidir” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, Gezi davasında beraat ettikten sonra 15 Temmuz darbe soruşturması kapsamında yeniden tutuklanan iş insanı Osman Kavala’yla ilgili kararda Tayyip Erdoğan’ın tavrının etkili olduğunu savundu. Erdoğan’a “Yargıya gözdağı vermeye kalkıyor, Kimsin sen, sen kimsin?” diye seslenen Kılıçdaroğlu, Gezi davasında beraat veren hâkimler hakkında inceleme başlatan HSK için ise “Hakimler ve Savcılar Alçak Kurulu” ifadesini kullandı.
“Türkiye, tarihinin en ağır yargı krizini yaşamaktadır”
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
– Bu ülkeye baharı getirmek mümkün. Bu ülkenin huzur içinde yaşamasını sağlamak mümkün. Bu ülkeye adaletin getirilmesi için de mücadele vereceğiz.
– Dünya adalet üzerine inşa edildi. Aramızda hukuk fakültesi öğrencilerimiz var, özellikle onlara seslenmek istiyorum: Adaletten şaşmayacaksınız. Adalet, egemen güçlerin önünden eğilmemek demektir. Adalet, hiçbir egemen güçten talimat almamak demektir. Adaletin olmadığı yerde devlet olmaz. Yargıtay Başkanı’na, Anayasa Başkanı’na sorun, adalete duyulan güven yerlerde sürünüyor.
– Adalet Bakanı, ‘2019 yargıya güven yılı olacak’ dedi. Demek ki, önceki yıllar yargıya güven duyulmuyordu. 2019 yargıya güven duyulan bir yıl oldu mu? Hayır. Türkiye Cumhuriyeti, tarihinin en ağır yargı krizini yaşamaktadır.
– Yargının siyasallaştığını defalarca söyledik. Tarihten gelen adalet duygusu giderek zemin kaybetti.
– Osman Kavala için mahkeme beraat kararı veriyor. Cezaevi aracındayken Erdoğan konuşuyor, ‘Onu beraat ettirmeye kalkıştılar’ diyor. Yargıya gözdağı veriyor. Kimsin sen? Kimsin? Kavala, cezaevi aracının içinden tekrar cezaevine götürüldü. Bu mudur adalet? Bu insani, ahlaki, vicdani bir meseledir. Bunu sadece siyasetin terazisine koyarsınız yanlış yaparsınız.
“Geri adım atmayacağım”
– Damat Kanal İstanbul projesinin olduğu yerden 13 dönüm arazi kapatmış. Cumhuriyet gazetesinin haberine yayın yasağı getirdiler hemen. Akabinde yayın yasağını eleştiren haberlere de yayın yasağı getirildi. Soruyorum: Bunlar hakim mi, Saray’ın köleleri mi?
– Yönettiği devlete vergi vermemek için dolarları Man Adası üzerinden dolandırdılar, beş kuruş vergi vermediler. MASAK, bankalar diyor ki, kayıtlar doğru. Bir belgesel yaptık bununla ilgili. Yayın yasağı getirildi. Feriştahınız gelse geri adım atmayacağım.
“Yakında iktidar olacağız”
- CHP, 5 yılda Türkiye’nin bütün sorunlarını çözer. MYK üyelerine, il ve ilçe başkanlarına talimatımdır: Kısa bir sürede iktidara geleceğiz. Çözüm önerilerimizi gidin, anlatın, karşı mahalleye anlatın”
“Ülkeyi ateşe atıyorlar, İdlip sanki Türkiye toprağı”
– Suriye’ye neden girdin? Libya’da, İdlip’te ne işin var? dedim. Filistin bile bizi desteklemiyor bugün. Herkesle kavga ettiler, kahramanlık edebiyatı yapıyor, sen kim kahraman kim Allah aşkına? Süleyman Şah türbesini terör örgütünden kaçıran adama kahraman mı denir?
– Saray’da oturmuş bir grup dış politikayı belirliyor. Tek bir Mehmetçiğimizin tırnağı bütün Suriye’den daha değerlidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ordusu Sarayın ordusu değildir! 50 sefer söyledik, egemen güçler ateşi kendileri tutmaz maşa kullanılırlar. Beyefendiye “aptal” dediler, benim ağrıma gidiyor. En büyük dostumuzdur diyor.
– Bu İdlip’te, Libya’da ne oluyor? Biz bunları öğrenmek zorundayız. Meclis’in bilgisi yok. Sonra bize demokrasiden söz ediyorlar.
– Suriye sınırındaki arazinin verilmesi için kanun değişikliği yaptılar. Biz ne yaptık AYM’ye gittik yine iptal ettirdik. Kim kazandı? Türkiye kazandı. Bakın değerli arkadaşlarım bizim önemli dışişleri bakanlarımızdan biri de İhsan Sabri Çağlayangil’dir. Dışişleri camiası da kendisini saygıyla anar. Konu geldiğinde Çağlayangil önemli bir dışişleri bakanı olarak anılır. Çağlayangil, “Ortadoğu’da önemli bir yemeğe davetli olduğunuz halde isminiz listede yoksa bir de menüye bakın, orada olabilir” de. Eğer isminiz listede yoksa menüye bakın.
– Ülkeyi ateşe atıyorlar, İdlip sanki Türkiye toprağı. Adamın kendi toprağı kardeşim. Sen bütün bu yerleri Türkiye toprağına katacağım diyorsan söyle. O zaman Suriye’nin toprak bütünlüğünden söz etmeyeceksin. Senin gözün Suriye toprağında var mı yok mu? Bunu çık söyle bakalım.
“Prompterdan konuşmayı kesince ne söylediğini bilmiyor”
– Şehitlerimizden söz ederken çok dikkatli bir dil kullanmamız lazım. Çünkü bu ölüm anlamlı bir ölümdür. Erdoğan Libya’da şehitlerimiz olduğunu söylüyor, gizlice defnedilmişler. “Tabi birkaç tane şehidimiz var ama şunu da söyleyeyim yüze yakın orada o lejyonerlerden etkisiz hale getirdik” diyor. Onları eşya gibi değerlendirmek, taneyle ifade etmek kadar insanlık ayıbı başka bir şey yoktur. Aynı Erdoğan şehitler için “kelle” ifadesini kullanmıştı.
– İktidar medyası herhalde bir talimatla bu tane sözcüklerini oradan özenle çıkarmış. Erdoğan’a sansürü Erdoğan medyası uyguluyor. Ak Parti’nin internet sitesinde de o sözcükler çıkarılmış. Çünkü doğru olmadığını Ak Partililer de kabul ediyor. Beyefendi prompterdan konuşmayı kesince ne söylediğini bilmiyor. Şehitler tepesi boş kalmayacak diyor. Beyefendi şehitler tepesi boş durmayacaksa seni kefenle karşılayan gençler vardı, onları gönder oraya. Bir kibir abidesi olarak sarayda oturuyor. Ama ona karşı en gür sesi çıkaran partinin de CHP olduğunu çok iyi bilmekte.
– ‘Fox önce ciddi bir medya unsuru olsun, yalan haber üretmeyi bırakın’ diyor Fox TV muhabirine. Kendi söylediği ifadeler. “Rusya rejim güçlerine en üst düzeyde destek veriyor. Bu mücadelenin içinde olmaya mecbur değiliz mahkûmuz” diyor. Niye mahkûmuz?
Sendika.Org