Mardin Nusaybin’de sokağa çıkma yasağı döneminde yaşamını yitiren Mehmet Temizer’in annesi Sakine Temizer, oğlunun cenazesini alabilmek için görüştüğü savcıdan, “10-20 yıl sonra binalar yıkılırsa belki oğlunun cesedini bulursun” yanıtı aldı
Mardin’in Nusaybin ilçesinde sokağa çıkma yasağı ilan edildiği 2015-2016 tarihleri arasında yaşamını yitirenlerden bazılarının cenazesine hala ulaşılamadı. Yasaklar süresince onbinlerce insan zorla göç ettirildi, onlarca insan yaşamını yitirdi, yüzlerce kişi işkence edilerek tutuklandı.
Mezopotamya Ajansı’ndan Erdoğan Alayumat’ın haberine göre, ilçede yaşamını yitirenlerin büyük bir bölümünün cenazeleri Kimsesizler Mezarlığı’na defnedildi. Bazı cenazeler ailelerin büyük uğraşları sonunda alınabilirken hala birçok aile çocuklarının cenazesine kavuşmayı hayal ediyor.
Mehmet Temizer, Nusaybin’de yaşamını yitiren ve 4 yıldır cenazesi bulunmayanlardan sadece biri. Temizer’in annesi Sakine Temizer, oğlunun cenazesini alabilmek için çaldığı tüm kapıların bir bir yüzüne kapandığını söyledi.
Aslen Nusaybinli olan anne Temizer, yıllar önce maddi imkansızlıklardan kaynaklı Urfa’nın Ceylanpınar ilçesine taşınmak zorunda kaldı. Ceylanpınar’da tarımla uğraşan aile, aynı zamanda Kürt siyasi hareketine de dahil oldu. Bu nedenle baskılarla karşılaşan aile, 10 yıl önce de İstanbul’a göç etti. Baskı ve zorluklar burada da bitmedi.
Ailenin çocuklarından Mehmet Temizer aile bütçesine katkı için ortaokulda okulu bırakarak çalışmaya başladı. Temizer bu yıllarda hem çalıştı hem de siyasi çalışmalarda yer aldı. Defalarca gözaltına alınan Temizer, sürekli polisin taciz ve şiddetine maruz kaldı. Gördüğü baskılara tepki olarak Nusaybin’e giden Temizer, 29 Kasım 2015’te ilan edilen son sokağa çıkma yasağı döneminde çatışmada yaşamını yitirdi.
Oğlunun yaşamını yitirdiğini televizyonda öğrenen anne Sakine Temizer, yasağın kaldırılması ardından Nusaybin’e giderek oğlunun cenazesini almak istedi ancak girişimlerinden sonuç alamadı. 4 yıldır oğlunun cenazesini almak için mücadele eden Temizer, defalarca kez başvuru yaptığını ancak “Oğlunun ismi ölenlerin listesinde yer alıyor” cevabı verilmesine rağmen cenazesi teslim edilmedi.
Daha sonra DNA örneği verdiğini anlatan anne Temizer, bundan da bir sonuç çıkmadığını aktardı. En son 2018’de Mardin Savcılığı ile yaptığı görüşmeyi aktaran Temizer, savcının kendisine “Oğlunun nerede olduğunu bilmiyoruz. Belki betonun altında kaldı belki de yeni yapılan binaların temelinde kaldı. 10 ya da 20 yıl sonra binalar yıkılır ya da yollar yeniden yapılırsa oğlunun cesedini belki bulursun” dediğini ifade etti.
Savcılığın kendisine verdiği cevaptan sonra İstanbul’a dönmek zorunda kalan Temizer, “Savcı bana ‘Git 20 yıl sonra gel’ diyor. 20 yılda kim öle kim kala? Ben oğlumun kemiklerini istiyorum. Son 4 yıldır ne gecem kaldı ne gündüzüm. Her gün oğlumun cenazesinden bir haber gelir diye bekliyorum. Ben oğlumun kemiklerini istiyorum. Nereye gittiysem tüm kapılar yüzüme kapandı. Bu yapılanlar zulümdür, işkencedir. Biz onlardan bir şey istemiyoruz. Öldürdükleri oğlumun kemiklerini versinler” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı