HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy TBMM’de bir basın toplantısı yüksek zamlar ve Kızılay tarafından Ensar Vakfı’na aktarılan para hakkında değerlendirmelerde bulundu
HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy TBMM’de bir basın toplantısı düzenleyerek doğalgaz başta olmak üzere gıda ürünlerine yapılan yüksek zamları ve Kızılay tarafından Ensar Vakfı’na aktarılan 7 milyon 925 bin dolarlık bağış hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasına “Bugün size sarımsağın faydalarından bahsedeceğim” diyerek başlayan Ersoy, 2019 yılında zam şampiyonu olan sarımsağın faydalarının halka olmadığını belirtti. Sarımsağın, Aralık 2019’da yüzde 11,4 enflasyon açıklayan TÜİK’in listesine giremese de, 2019 yılında tam yüzde 149 zamlandığını aktaran Ersoy, “Yer fıstığı yüzde 49,1, bakın limon da var, yüzde 43,2; kış aylarının vazgeçilmezi portakal da listeye girdi, yüzde 25 zam ile. Bakın bunları TÜİK listelerinde bulamazsınız. Çünkü paralel yapılar yaratmakta üstüne olmayan AKP iktidarı, “Paralel Devlet” yarattığı gibi şimdi de “paralel enflasyon” yarattı. Maalesef saraylarda Ejder suyu, zencefilli somonlu suşiler yenirken yoksul halkımızın sofrasında bir bağ sarımsak bile yok” dedi.
Temel gıda maddelerinin yanı sıra ulaşımdan elektriğe, doğalgazdan suya temel hizmetlere gelen zamların halkın hayatını yaşanmaz kıldığını belirten Ersoy, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:
Damat bey hala elektriğe yeterince zam yapılmadığını düşünüyor.
Ülkemizden geçen doğalgaz hatları törenlerle açılıyor ama hala doğalgaz zamlanmaya devam ediyor. Elektrik ve doğalgazdaki zamlar yaşamın her alanında zamları tetikliyor.
Zamlar da yetmiyor. Özellikle cep telefonu ve internet hizmetlerinde şirketler vatandaşları türlü bahanelerle soyuyor. Cayma bedeli, kota aşımı, kampanya değişiklik bedeli ve benzeri bahanelerle aylık bin TL’ye yakın faturaları ödemeye yurttaşlarımızı mahkum bırakıyor. Ödeyemeyen yurttaşlarımız sabahtan akşama kadar çeşitli avukatlık büroları tarafından tehdit ediliyor, korkutuluyor.
Geçen ay evde olmadığı için elektrik tüketimi yapmadığı halde Osman Köse’ye; sıfır tüketim yapmasına rağmen diğer gider ve diğer giderin vergileri adı altında 36,78 TL tutarında fatura düzenlenmesini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’e sormuştuk. Hala cevap yok.
Bugün de burada aramızda sarımsak kullanamayanlardan, hatta doğalgaz yakamayan bir yurttaşımız var.
Eşref bey kartlı sayaç kullanıyor. Eşref bey bir emekli yurttaşımız. Ay başında maaşını aldı mı gidip doğalgaz sayacına peşin parayla gaz alımı yapıyor. Diğer ay yine gaz almaya gittiğinde bakıyor ki şu gördüğünüz faturada ödenen paraya 24 metreküp gaz alınması gerekirken 14 metreküp vermişler. Yani aynı paraya geçen ay aldığının çok daha az miktarını alıyor. Nedenini sorduğunda ise öğreniyor ki; o ay içinde doğalgaza gelen zam miktarı bir önceki ay peşin para ile aldığı miktardan düşülmüş.
Tekrar ederek söylüyorum Eşref bey peşin parasını yatırmasına rağmen alış verişinden sonra gelen zammın bedelini ödemiş.
Değerli basın emekçileri işte bu bir soygundur.
Konuşmasının devamında Başkent Gaz’dan Kızılay’a, oradan da Ensar Vakfı’na yapılan para transferine yer veren Ersoy, konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
Halkı peşin satın aldığı ürüne sonradan zam yaparak soyanların dün başka bir soygun haberleri daha medyada yer aldı.
Başkent gaz “vergiden kaçınmak” maksadıyla Kızılay’a oradan da Ensar Vakfı’na 8 milyon dolar bağış yapıyor.
Saray’la büyüyen Torunlar’a ait Başkentgaz’ın, halkı soymasının karşılığında Ali Ağaoğlu’nun tabiri ile “kesilen ceza” mıdır bu?
Yoksa bu hokus pokus oyununun ardında üçte bir fiyatına alınan Başkent Gaz’ın, eski Ali Sami Yen Stadının arazisinin, Torunlar Center inşaatında ölen 10 işçinin kan bedelleri mi var?
Torunlar Gıda üzerinde bu kadar şaibe varken hala neden hakkında bir denetleme başlatılmıyor? Bunun adı bağış değildir. Bu düpedüz halkın parasının çocuk istismarı ile adı anılan vakıflara peşkeş çekilmesidir.
Bu skandalın sorumluları derhal kamuoyu önünde hesap vermelidir. Kızılay genel müdürü o koltukta oturamaz, derhal istifa etmelidir. Buradan bu konuda başta savcılar olmak üzere tüm yetkili merciileri göreve çağırıyorum. Kimse düpedüz yapılan bu soygunu kılıflara sokmaya kalkmasın. Bu minare bu kılıfa sığmaz!
Eşref bey’in peşin aldığı gaza sonradan zam ekleyin sonra da gidin bu paraları vakıflara peşkeş çekin.
Artık yeter! Bu Memleket sizin arpalığınız değil!
Yıllardır şirketlerinizi kamu kaynaklarını sınırsız peşkeş çekerek halkın sırtından büyüttünüz. Şimdi de Krizin faturasını, şirketlerin maliyetlerini, vakıfların servetlerini halkın cebinden çıkartmaya çalışıyorsunuz.
Önce saraylarınızdaki elektrikleri bir kapatın, şatafatlı doğum günlerinden, sünnetlerden vazgeçin, koruma ordunuza bile tahsis ettiğiniz lüks araç zevkinizden fedakarlık edin, yerli otomobil, Kanal İstanbul yalanlarını bırakın, yoksul gençleri değil oğullarınızı Libya’ya, Suriye’ye gönderin.
Bu memleket sizin arpalığınız bu halk sizin tebaanız değil.
Buradan tekrar bütün savcıları göreve çağırıyorum. Bu skandalın üzerine gidin. Bizler bu işin peşini bırakmayacağız. Sonuna kadar sorumlular ceza alana kadar, bu yolsuzluk ve soygun düzeni sona erene kadar mücadele edeceğiz!
Sendika.Org